KARMA FELSEFESİ
top of page

KARMA FELSEFESİ


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)



Aze buendas, topas buendas!

İyilikler yap, iyilikler bulursun!



Son yıllarda, dünyanın her yanında, popüler olan bir felsefe var, adı ‘Karma’. Bugün, karma felsefesi adına, hemen her platformda çeşitli konuşmacılara rastlayabiliriz; bu felsefeye göre, eylemlerimizin, düşüncelerimizin, sözlerimizin hayatımıza nasıl yansıdığını dinleyebiliriz.



Hinduizm, Budizm, Jainizm'de Karma; herhangi bir eyleminin veya düşüncenin sonucunun, her şekilde sadece o kişiyi etkilediğini ifade eder. Karma, Tanrı'nın ya da dünyada bir hâkimin hüküm vermediği, “ilahi bir lütuf” ya da “ceza” olmadan, kişinin kendini değerlendirdiği bir öğretidir.



Sanskritçe bir kelime olan Karma, "hareket", anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Karma'ya inanan biri, öldükten sonra gerçekleşecek olan sözde yeni hayatındaki başarılarının, mevkisinin veya hayat şeklinin bir önceki hayatındaki davranışlarına ve ahlakına bağlı olduğuna inanır.



Karma felsefesinin, iyilik et, iyilik bul kısmı tüm inançlara uysa da öldükten sonra tekrar dünyaya gelmek gibi bazı yönleri bir çok inanışta geçerli değil. Ben, işin bu boyutuna girmeyeceğim, çünkü beni aşar, beni ilgilendiren yönü iyilik et, iyilik bul yönü.



Her birimiz, elimizden geldiği kadar, bir şekilde iyilikler yaymaya çalışıyoruz. Etrafımıza faydalı olmak için elimizde birçok olanak var; sokaktan bir hayvanı alarak ona aile olmak, yoksullara yardımcı olmak, bayramlarda aileleri olmayan, yalnız yaşayanlara soframızda yer açmak, evlat edinmek, yalnız yaşayan ihtiyaç sahibi yaşlılara yardımcı olmak gibi... Hatta yazarak veya anlatarak, insanlarla deneyimlerimizi paylaşmak dahi insanlığa yapılan iyilik. İnsanlar, okuyor, veya dinliyor, anlatılanlar veya dinletiler insan hayatlarına ilham ve güç veriyor, ‘Bir kitap okudum hayatım değişti’ söylemi gibi.



Bu iyilikleri yaparken tabii olarak, karşılık bekleyerek yapmıyoruz, Yaptığımız iyilikler, hayatımıza, farkında olmasak da farklı şekillerde yansıyor, çeşitli mucizeler, hayatımıza aksediyor ve bizler şükrediyoruz.



Şahsım, karma felsefesinin bazı yönlerini (İyilik yap-iyilik bul) onaylamakla birlikte, yine de; günümüzde, çok popüler olan bu felsefeyi sorgulamadan geçemiyor.


Örneğin;


-Karma, Budizm Hinduizm; Hindistan da doğmuş bir felsefe, ve Hindistan’da ki durum ortada…Fakirlik, kirli sular, çöp içindeki sokaklar, olumsuz barınma koşulları ve fazlası, kısaca, karma felsefesinin doğduğu topraklarda, felsefe pek yaramamış gibi.


-Dünyaya hasta veya çaresiz hastalıklarla düşen çocukların karmik olarak suçları neydi acaba?


-Dünyanın her tarafında tabii Kanada'da da çokça rastladığımız evsiz, perişan, mutsuz insanlar, bu kişiler, birilerine kötülük mü etmişlerdi de bu hayatı meczup olarak, yaşayarak bedel ödemek zorundaydılar?

-Peki ya savaşlarda hayatını kaybedenler? ikinci dünya savaşında hayatını kaybeden toplama kamplarındaki, milyonlarca Yahudinin ızdırabı, hangi karmanın sonucu idi acaba?


-Veya Suriye'deki savaş mağduru aileler ve çocuklar, karmalarında ne vardı da, hayat onlara savaşın ortasında doğup yaşamaya mahkum etti?


-Dünyanın her yanında cephelerde sakatlanan, hayatlarını kaybeden gencecik askerler….


- Yollarda, kocaları ve sevgilileri tarafından katledilen kadınlar, onların ne kötülüğü oldu bu dünyaya acaba?


-Ve tabii katledilen kadınların öksüz kalan annesiz büyüyen çocukları, onlar ne yaptılar da annesiz bir yaşamı deneyimlemek düştü onların kaderine?


Bu liste böylece uzar…


Geçen akşam Kulüp dizisinin ikinci bölümünü seyrettim. O dönemin tarihine bu vesile ile tekrar göz attım, zor bir dönem imiş, diziyi seyretmeden önce babamla telefonda konuşmuştum, ‘Baba, seyrettin mi diziyi?’, diye sordum, şaşırdığım bir cevap verdi, ‘Hayır seyredemedim, şarkılar ve konu çok ağır geldi’ dedi. O dönemde çocuk yaşta olan babamın yaşadıkları çok ağır olmalı ki diziyi seyredememiş, diye düşündüm, daha fazla ısrar etmedim.

Ben, kendimi iyilik yapmak adına şanslı bir birey olarak görüyorum, iyilik yapmak için bir çok fırsat var elimde, savaşın, ve açlığın olmadığı çoğrafyalarda ve zaman diliminde yaşama şansım oldu.


Duruma, ben değil de, biz diye bakacak olursak, bizler karma felsefesi moda olmadan da iyilik yap denize at diye nasihat alan neslin çocuklarıyız…

Annemin ağzından hiç düşürmediği ‘Aze buenda, topas buendas’, nasihatı hala kulaklarımda…

Türk toplumumuza yer etmiş; ‘Ne ekersen onu biçersin; rüzgar eken fırtına biçer; alma mazlumun ahını, alırlar aheste aheste; iyilik yap, iyilik bul; iyilik yap, denize at gibi …


Montreal’den, hepinize iyilikler dilerim…

Rahel Çela Behar

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page