İKİ KADIN HAKKINDA…

Hayat ayrıntılarda gizlidir diye bir deyiş vardır. Genelde hep öne çıkanlara yoğunlaşır, ayrıntıları pek önemsemeyiz. Gazetede büyük başlıklara dikkat verir, küçük puntolu olanlarını gözden kaçırırız. Veya TV haberlerinin ilk sıralarını izler, geri kalanlarını önemsemez, sesi kısarız.

Sona kalanlar hep dikkatimi çekmiştir. Son günlerde iki habere denk geldim ve iyi ki de kaçırmamışım diye sevindim. Haberlerin her biri kendi alanında başarılı olmuş iki kadından söz etmekteydi. Kısaca sizlere aktarmaya çalışayım.

2021’de Uluslararası Emmy Ödüllerinde En İyi Drama Dizisi ödülünü kazanan İsrael dizisi “Tahran”ı izlemişsinizdir. Apple TV ve Netflix’te dünya çapında yayınlanan casusluk dizisi “Tahran”, İran nükleer reaktörüne İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından yapılacak saldırıyı planlamak için gizli görevde olan genç bir Mossad ajanının hikâyesini anlatır.

Ben size “Tahran”ın oyuncularından biri Liraz Charhi’den bahsetmek istiyorum. İran Yahudi’si bir ailenin kızı olan Liraz Charhi hem oyuncu, hem de ünlü bir şarkıcı. Berlin’deki İsrael Büyükelçiliği, Dünya Yahudi Kongresi ile birlikte, Yahudilerin Arap ülkeleri ve İran’dan sınır dışı edilmesini anmak üzere bir etkinlik düzenledi. Mevcut yönetime başkaldıran İranlı kadınlara ve İran halkına destek ifadesi olarak düzenlenen bu etkinliğe Liraz Charhi de davet edildi.

Bild TV muhabirine verdiği söyleşide Liraz ailesinin İran’dan nasıl ayrıldığını anlattı ve Tahran sokaklarında kadınların başı çektiği protestoları değerlendirdi. Ayrıca, İran’daki protestolardan esinlenmiş bir şarkı olan “Zan Bezan” (Kadınlar, şarkı söyle) adlı şarkı da dahil kendi şarkılarından bir dinleti seslendirdi. Şarkıyı aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

İran Devrimi’nden bu yana İran’da kadınların alenen şarkı söyleme hakları kısıtlanmış olsa da Liraz Charhi gizlice Tahran ve civarındaki kadınlarla işbirliği içinde çalışıyor, İran’daki protesto hareketini elinden geldiğince desteklemeye çaba gösteriyor.

Berlin’deki etkinlikte yaptığı konuşma ile Liraz, aslında İran kadınlarının insan hakları mücadelesine sempati duyan tüm İsrael halkının sesi oldu. Umarız o gün Berlin’de verilen barış ve özgürlük mesajı Tahran ve İsfahan sokaklarında duyulmuştur.

Sıra geldi ikinci haberime. Bu haberim çok değerli bir kadınla; Dr. Chelsea Clinton ile ilgili… Haberin başlığı şöyleydi: “Ben Gurion Üniversitesi, küresel halk sağlığını geliştirme çabalarından dolayı Dr. Chelsea Clinton’u onurlandıracak.”

ABD Eski Başkanı Bill Clinton ile Eski Dışişleri Bakanı ve Senatör Hillary Clinton’un kızı Dr. Chelsea Clinton, halk sağlığı savunucusu ve yazar olarak yaptığı çalışmalar nedeniyle Ben Gurion Üniversitesinden fahri doktora alacak.

Bakın üniversitenin rektörü Prof.Daniel Chamovitz, Dr. Clinton hakkında neler söylüyor: “Dr. Chelsea Clinton, dünyaca ünlü bir yazar ve küresel sağlık savunucusudur. Küresel halk sağlığını geliştirmeye yönelik aralıksız çabalarına, Clinton Vakfı’nın başkan yardımcısı olarak olağanüstü liderliğine, dünya çapında kadın girişimcileri ve kadınlar tarafından yönetilen işletmeleri güçlendirme çabalarına hayranlığımızla, dünyamızı geliştirmek için onu takip eden bizler ona en yüksek akademik onurumuzu vermekten gurur duyuyoruz.”

Dr. Chelsea temel çalışmalarına ek olarak Columbia Üniversitesi’nin Mailman Halk Sağlığı Okulunda ders veriyor. Ayrıca genç okuyucular için kaleme aldığı ve New York Times’ın en çok satan kitabı “She Persisted” (O Israr Etti- Dünyayı Değiştiren 13 Amerikalı Kadın) dâhil olmak üzere çok sayıda kitap yazdı.

Dr. Chelsea Clinton ile ilgili şu ayrıntılar da benden… Chelsea 2010’da yatırım bankacısı Marc Mezvinsky ile New York Astor Courts malikânesinde dinler arası bir törenle evlendi. Ortodoks Yahudi Mezvinsky ailesinin oğlu olan Marc, tamamen muhafazakâr Yahudi geleneklerine göre yetişti. Fakat Chelsea bu evliliğe rağmen Metodist dini inancını korudu, Yahudiliğe geçmedi. Chelsea Clinton- Marc Mezvinsky çiftinin mutlu bir evlilikleri ve üç çocukları var.

Umarım gündemin önemli haberleri arasına sıkışmış kalmış, iki değerli ve mücadeleci kadın hakkında cımbızla seçip çıkardığım bu aktarımlarım ilginizi çekmiştir.

Doğanın canlandığı, ağaçların meyve ve çiçeklerle donandığı, yeni nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak adına ağaç diktiğimiz dönemi simgeleyen TU BİŞVAT bayramınızı kutlar, esenlikler dilerim…

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız