top of page

HER ŞEY BİR GÜN ASLINA DÖNER



Merhaba sevgili okuyucularım. Bu hafta yayınlanan yazıları okuyunca, özellikle “Yahudi Burnu” adlı yazı beni Holokost dönemine ışınladı. Geçtiğimiz hafta “The Time of İsrael” adlı yayın sitesinde gözüme çarpan bir haberi sizlerle paylaşmak istedim.

Bir Alman müze küratörü, Naziler tarafından yağmalanan sanat eserlerini bizzat Holokost kurbanlarının torunlarına iade ediyor.


Naziler tarafından zulüm gören Yahudilerin torunları için, ailelerinden yağmalandığı iddia edilen sanat eserlerini geri almak, yıllarca süren mahkeme savaşlarını veya Avrupalı yetkililerle müzakereleri gerektirebilir.



Bavyera Ulusal Müzesi'nde kaynak araştırması başkanı Matthias Weniger (Christina storz/dpa via Getty)


Ancak Almanya’daki bir müze küratörü olan Matthias Weniger, enerjisini kurumunda çalınan sanatın iadesine adadı. Weniger, Münih’teki Bavyera Ulusal Müzesindeki 111 gümüş objeyi, Holokost’tan önce bu parçalara sahip olan Yahudi ailelerin torunlarına iade etmeyi kişisel bir iş haline getiriyor.


Parçalar, Yahudilere değerli metallerini ve taşlarını genellikle fiyatlarının sadece bir kısmı karşılığında teslim etmelerini emreden 1939 tarihli bir yasanın sonucu olarak Nazilerin ellerinde dolanan Kiduş bardakları ve Şabat şamdanları gibi ritüel nesneleri içeriyor. Yasa, Nazilerin toplu imha kampanyası başlamadan önce Yahudilerin siyasi ve medeni haklarını ellerinden almak için tasarlanan bir dizi eylemden biriydi.


El konulan gümüşlerin çoğu rehin dükkanlarına gitti ve çoğu nihayetinde eritildi ve Nazi savaş masraflarına yardımcı olmak için kullanıldı. Eritilmemiş bazı eşyalar, savaştan sonraki on yıllarda Holokost’tan sağ kurtulanlara iade edildi, ancak malların esas sahipleri onları geriye istedikleri zaman verildi. Yoksa gönüllü olarak hiç kimse böyle bir girişimde bulunmadı.


Geçtiğimiz Salı günü Associated Press’e konuşan Weniger,” Tefeci dükkanlarına teslim edilen bu gümüş nesneler, genellikle Holokost’ta yok edilen bir var olandan, geriye kalan tek maddi şeylerdir” dedi. ”Bu nedenle aileleri bulmaya çalışmak ve nesneleri onlara geri vermek gerçekten önemli.”


Şimdiye kadar, Weniger yaklaşık 50 nesneyi orijinal sahiplerinin akrabalarına iade etmeyi başardı ve geri kalanını yıl sonuna kadar iade edeceğini umuyor. Kampanyası, Avrupa ve ABD’ndeki iade sürecini hızlandırma desteğiyle çabuklaşıyor. Hollanda kısa bir süre önce binden fazla sanat eserini Yahudi ailelere iade etmeye karar verdi ve New York eyaletindeki 2022 yasası, müzeleri ellerinde bulunan ve Nazi döneminde yağmalanan sanat eserlerini tespit etmeye zorluyor.


Weniger, parçaları sahiplerinin torunlarına bizzat teslim etmek için çaba harcıyor. Geçtiğimiz hafta,53 yaşındaki Hila Gutmann ve Tel Aviv taraflarında yaşayan 86 yaşındaki babası Benjamin Gutmann’a, muhtemelen çocuk kupası olarak kullanılmış bir kadeh de dahil olmak üzere 19 adet gümüş objeyi İsrael’deki ailesine iade etti.

Kupanın asıl sahipleri, Benjamin Gutmann’ın büyükannesi ve büyükbabası olan Bavyeralı sığır tüccarı Salomon Gutmann ve eşi Karolina idi. Treblinka imha kampında Naziler tarafından öldürüldüler. Benjamin’in babası oğulları Max, İngiliz mandası altındaki Filistin’e kaçtığı için hayatta kaldı.


AP’ye konuşan Hila Gutmann,” Kupayı geri almak bizim için karışık bir duyguydu. Çünkü onlardan geriye kalan tek şeyin bu olduğunu anlıyorsun” dedi.


Weniger,1939’da rehin dükkanlarının, her bir parçanın altına yapıştırdığı sarı etiketler sayesinde nesnelerin menşeini belirleyebiliyor. Bu etiketlerde, orijinal sahiplerin adını taşıyan belgelere karşılık gelen numaralar var. Weniger ayrıca veri tabanlarını, ölüm ilanlarını, telefon rehberlerini, linkedin, facebook, instagram ve e-posta adreslerini kullanarak mal sahiplerinin soyundan gelenlerin soy kütüklerini de araştırıyor.


Geçen Temmuz ayında Weniger,1939’da Hermine Bernheimer adlı Yahudi bir kadından çalınan kısmen yaldızlı 300 yıllık gümüş vaftiz kasesini iade etti. Bernheimer,1943’te Theresienstadt toplama kampında öldü Aile gümüş kâseyi Almanya’da Bernheimer’ın doğduğu şehir olan Göppingen’deki Yahudi Müzesi’ne bağışladı.


Weniger, ailelere şecere araştırmasının yanı sıra gümüş objelerini de iade ediyor. Bu kase sayesinde dünyanın dört bir yanından Hermine Bernheimer’in akrabaları ilk kez birbirlerinin varlığından haberdar oldular.

Washington DC’de bir avukat olan Naomi Karp, The New York Times’a” Hermine benim büyük teyzemdi” dedi. ”Kasenin bulunduğu söylendikten sonra ABD, Avustralya ve Almanya’da 30 civarında akrabam olduğunu öğrendim. Bir Yahudi ailenin vaftiz kasesini nasıl aldığına dair hiçbir fikrim yok. Ama belki bu onlara verilen bir hediyeydi.”


Weniger, sahiplerinin torunlarının ABD’de ve İsrael’de yaşadığını, ancak müzenin aynı zamanda Fransa, İngiltere, Avustralya ve Meksika’ya gümüş objeleri iade etme sürecinde olduğunu söyledi

Weniger’in gümüşleri iade etme çalışması hakkında Hila Gutmann,” Kendini gerçekten buna adadı,” dedi. ” Bu küçük nesnelere çok dikkatli davranıyor-kutsalmış gibi.”


Evet sevgili okuyucularım sonu gelmeyen Holokost faciasından geriye kalan bir küçük haber daha. Aslında Naziler, Yahudilerin tonlarca altınına, milyonlarca dolarlık mücevherata, kıymetli tablolara ve sanat eserlerine el koydular. Bunların neredeyse hepsi yok oldu. Altınların külçeler halinde İsviçre bankalarında yattığı bilinen bir gerçek. Ama ne olursa olsun, az da olsa bazı şeylerin aslına geri dönmesi yine de saygı değer bir çaba…

Yeniden buluşmak üzere sevgiyle kalın.



Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page