Helen Suzman
top of page

Helen Suzman


Bugün Güney Afrika tarihinin belki de Nelson Mandela’dan sonraki en ünlü aktivist, insan hakları savunucusu, politikacı Helen Suzman’ı tanıyacağız.


Litvanyalı Yahudi bir göçmen ailenin çocuğu olarak 1917’de doğdu. 2009 yılının 1 Ocak günü ise 91 yaşındayken evinde huzur içinde öldüğünde bir ulusun tarihini yeniden yazan efsane liderlerinden biri. Ölümünün ardından Güney Afrika’da bayraklar yarıya inmiş ve ulusal yas ilan edildi. 2011 yılında Cape Town’daki Batı Bulvarı Helen Suzman Bulvarı ismini almıştır. Liberya yine 2011 yılında Suzman’ı onurlandırmak için adına “Efsanevi Kahraman” posta pulu bastı. 2017 yılında bu kez Güney Afrika Postanesi de adına posta pulu çıkardı ve onu cesur, öncü bir kadın, olağanüstü bir insan olarak tanımladı.


Peki kimdir Helen Suzman?

Ekonomi eğitimi almış bir ekonomist, üniversitede öğretim görevlisi, ekonomi tarihi yüksek lisansı yapmış bir anne, istatistikçi. Hepsi ve aynı zamanda hiçbiri: kendini rengi, etnik kimliği ne olursa olsun eşit muamele ve eşit vatandaş statüsüne sahip olması için çabalayan yılmaz bir savaşçı. Topla tüfekle değil, meclise girdiği 1953 yılından itibaren çoğu zaman tek başına antisemit saldırılara demokratik yoldan göğüs gerdi.


1961 genel seçimi ile tek muhalif milletvekili olarak mecliste yer aldı. 1974 yılına kadar tek başına muhalefet yaptı. Keskin bir dili ve esprili bir üslubu vardı. Kimliği ile gurur duyuyordu, rengin önemli olamadığını savunuyordu. 13 yılda hemen hemen her konuda 885 farklı konuşma yaptı ve tam 2262 soru sordu. Sesinin duyulmasını önlemek için basına sansür yasası meclise geldiğinde tarihi tek cümlelik konuşmasıyla cevap verdi: Güney Afrika’yı utandıran benim sorularım değil, sizin cevaplarınızdır.


Sık sık polis tarafından taciz edildi ve telefonu dinlendi. Bu tür aramalarla başa çıkmak için özel bir tekniği vardı, bu da telefonun ağızlığına tiz bir ıslık çalmaktı.


Mahkûmları gardiyan vahşetinden korumak için sık sık hapishaneleri ziyaret ediyordu ve iyileştirilmiş hapishane koşulları için kampanya yürüttü. Hapishanedeyken birçok kez Nelson Mandela'yı ziyaret etti, kendi ve Robben Adası'ndaki diğer mahkûmların koşullarını iyileştirmek için yetkililere temsillerde bulundu. Mandela, otobiyografisi “Özgürlüğe Uzun Yürüyüş”te şöyle yazdı: “Bu cesur kadını hücrelerimize bakarken avluda gezinirken görmek tuhaf ve harika bir manzaraydı. Hücrelerimizi onurlandıran ilk ve tek kadındı.”

1996 yılında yeni anayasayı imzaladığında Mandela ile oradaydı.

1997'de Nelson Mandela tarafından Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi.

Suzman'a Harvard, Yale, Oxford ve Cambridge dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerden 27 fahri doktora verildi.


Nobel Barış Ödülü'ne iki kez aday gösterildi ve dünyanın dört bir yanındaki dini ve insan hakları kuruluşlarından çok sayıda başka ödül aldı.

İsmi, ideolojisi halen Helen Suzman Vakfı ile yaşatılıyor. Vakfın öncelikli amacı da kamusal yaşamı boyunca benimsediği değerleri desteklemektir.


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page