Hedy Lamarr

Otuzun üstünde Hollywood filminde rol alan Lamarr geniş kitlelere kendisini 1949 yılında oynadığı Samson ve Delilah filmindeki Delilah rolüyle tanıtmıştı. Film aynı zamanda Lamarr’ın oynadığı ilk renkli filmdir. Ama ne bu film, ne de bunun dışında oynadığı diğer filmler bugünkü köşemin sahibi olmasının sebebi değil.

İlk evliliğini yaptığı 1933-1937 yılları arasında film oyunculuğundan sıkıldığı dönemde Lamarr’ın mucit kimliğini ön plana çıkarmaya başladı. İkinci dünya savaşının başlangıcında müttefik devletlere yardımcı olmak için çok istekliydi. Nazilerin doğduğu topraklardaki acımasız ilerleyişini izliyor ve birşeyler yapması gereğini seziyordu.

Kendisi gibi mucit ve aynı zamanda besteci olan yakın arkadaşı George Antheil ile bir akşam yemeğinde biraraya geldi. Eşinden yakın zamanda ayrılmış, tanınan çok güzel Hollywood aktristi ile Antheil acaba yeni bir aşka yelken mi açıyordu?

Durum aslında çok farklıydı. İkisi de parlak zihinli mucittiler ve aynı dili konuşuyor, birbirlerini anlıyorlardı. Birlikte, 1940 yılında, frekans atlamalı yayılma spektrumunu icat ettiler. ( Böyle yazınca anlaşılmıyor, ya da gelip geçici birşeymiş gibi duruyor Ancak bu buluş günümüz WIFI VE BLUETOOTH teknolojilerine de dahil edilmiştir dersem sanırım önemi biraz daha anlaşılacaktır. )

İki mucit de patentlerinin ticarileşmemesi için hiçbir zaman telif ödemesi almadılar.

Lamar ilerleyen yıllarda Forbes dergisi ile yaptığı söyleşide “Hayat hikayemi Ted Turner kullanmalı çünkü gerçekten inanılmaz bir hayat yaşadım.” demişti.

Patentleri kendilerinde olan bu buluşu ABD Donanması 1960’lara kadar kullandı. Çalışmasının geniş kitlelere duyurulması ise ölümünden ondört yıl sonra, 2014 yılında ABD’nin Virginia eyaletinde bulunan Alexandria şehrindeki Ünlü Ulusal Mucitler Salonu’nda Lamarr’a yer verilerek gerçekleşti.

İnanılmaz güzelliğini parlak zihni için bir kamuflaj olarak kullanan Lamarr belkide savaşın kazanılmasının gizli bir kahramanıdır. Sizce?