top of page

Hatikva


ree


Geçtiğimiz Salı günü oturduğumuz evin karşısındaki Politi Parkında Bağımsızlık Günü kutlamaları için bir sahne inşa edildiğini farkettim ve akşamına gidip bir göz atmaya karar verdim.


Bağımsızlık Gününün açılışını ilan eden o akşam, televizyon kanalları Herzl Tepesindeki töreni canlı yayında vermeye başladılar. Çok güzel ve görkemli bir törendi. Programı gururla seyrederken saatin farkına varmadım. Ve bu yüzden parka sekizbuçuğu biraz geçe gidebildim. Kurulan sahnede tertiplenen tören o anda bitmişti galiba. Ve sahnedeki takdimci parktaki topluluğu “Hatikva”yı, yani İsraelin milli marşını söylemeye davet etti.


Hayatımın ilk otuz yılını Türkiye’de geçirmiş ve eğitimini orada almış biri olarak İstiklal Marşını nasıl dinlediğimizi bilen ve yaşamış biriyim. Kırk seneden fazladır burda yaşamış olmam bunu bana unutturmadı. Milli marş çalındığında ayağa kalkar, hazırolda durursun. Ve aynen bir ülkenin bayrağı gibi milli bir sembol olan ülke marşına da saygıda kusur etmezsin. Benim için bu olgu siyah beyaz kadar açıktır. Grisi yoktur.


O sırada parkta yüz ila ikiyüz kadar insan toplanmıştı. Çoğunluk küçük çocuklarıyla gelen otuzlu, kırklı yaşlarında genç kadın ve erkekler. Semt sosyo ekonomik durumları ülke ortalamasının epey üstünde olan kişileri barındırıyor. Bunlar çoğunlukla okumuş, yüksek gelirli, liberal, demokrasiye inanan, her Cumartesi akşamı yapılan ve adalet reformuna karşı çıkan gösterilere katılan vatanseverler. Görüşlerine katılmasanız da ülkelerini seven insanlar, vatani görevlerini yapmış, vergisini ödeyen, memlekete katkılarını esirgemeyen bir kesim.


Hatikva başladı. Hazırola geçtim. Belki Türkiyede alıştığımız kaskatı bir hazırol değil ama, “rahat”a da kaçsa yine de hazırol durumu. Ama o da ne ? Topluluğun büyük çoğunluğu, bence en az yüzde seksen veya doksanı, hiç birşey olmamış gibi yaptıklarına devam ediyor. Çocuğuyla yürümeye, oynamaya veya konuşmasına devam ediyor. Aradan bir hafta geçti. Şimdi düşünüyorum da o an ne hissettiğimi hatırlamaya çalışıyorum. Şok, şaşkınlık, üzüntü, hayal kırıklığı, kızgınlık, belki de hepsinden biraz.


Ben böyle elit bir kitlenin bir milli sembolümüze, hele de eğitimlerinden sorumlu oldukları çocuklarının yanında, bu derece duyarsız kalmalarını hazmedemedim. Arap yurttaşlarımızın milli marşa saygısızlıkları hep dile getirilen bir gerçek. Ama sen bu ülkenin okumuş, yurtsever, (milliyetçi demiyorum!) bir Yahudi vatandaşı olarak kendi milli marşına saygı göstermezsen Arap vatandaşından ne bekleyebilirsin ki ?


Hazmedemediğim bu olayı biraz deşmek istedim. Üniversite bitirmiş, hukukçu iki gelinime fikirlerini sordum. Kırk yaşlarındaki ikisi de bu duyarsızlığı anlayamadıklarını söylediler. Yaşıtım, yurduna çok bağlı, liberal görüşlü bir eğitimci dostumun fikrini almak istedim. Eğitimci dostumun cevabı biraz kemkümlüydü. Bu duyarsızlığa kesin bir cephe aldığını söyleyemem. (Beni devamlı okuyan okuyucularımdansanız herşeyin başının eğitim olduğuna sıkı sıkı inanan biri olduğumu bilirsiniz)


Ben şahsen genç anne babaların bu önemli sembolümüze gösterdikleri duyarsızlıktan çok üzüntü duydum.


Abartıyor muyum? Ümidimizi, (HATİKVA’yı) kaybetmiyelim mi ? Çok isterdim sizin de bu konudaki fikirlerinizi benimle paylaşmanızı.


Sevgiyle kalın.



ree







Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page