Habima’da “Venedik Taciri”: Klasik Bir Metnin Gölgesinde Antisemitizm, Kimlik ve Adalet Arayışı
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
.jpg/v1/fill/w_320,h_320/file.jpg)
- 8 saat önce
- 3 dakikada okunur

Shakespeare’in en tartışmalı metinlerinden Venedik Taciri, Tel Aviv’deki Habima Tiyatrosu’nda yeniden sahneleniyor. Bu yeni yorum, oyunun merkezindeki etik, kimlik ve ötekileştirme meselelerini alışıldık çerçevenin dışına taşıyarak, metni modern izleyici için yeniden anlamlandırıyor. Yönetmenlerin radikal ama bilinçli tercihiyle hikâye, 14. yüzyıl Venedik’inden çıkarılıp Berlin 1933 atmosferine yerleştirilmiş. Böylece oyun, sadece bir Shakespeare komedisi olmaktan çıkıyor; antisemitizmin soğuk nefesini ensesinde hisseden bir toplumun aynası hâline geliyor.
Hana Laslo’nun Shylock rolünde oynadığı oyun William Shakespeare’in klasik metni “The Merchant of Venedic” (הסוחר מוונציה) üzerine kurulu. Habima’da sahnelenen bu versiyonun çevirisi Dori Ferans’a ait. Yönetmenliğini ise Moshe Kapton ve Miri Lazar üstlenmiş.
Her ne kadar oyun modernleştirilmiş ise de Shakespeare’in ruhuna sadık kalınmış ve oldukça ağdalı ve şiirsel bir lisan kullanılmış.
Shylock’un Yeniden Doğuşu: Klişeden İnsanlığa
Habima sahnesinin en dikkat çekici başarısı, Shylock karakterinin çok katmanlı bir portresini çizebilmesi. Shakespeare’in zamanında Yahudi stereotiplerini içeren bir figür olarak yazılmış Shylock, bu prodüksiyonda sadece hırslı bir tefeci değil; öfkesi, gururu, kırılganlığı ve haklılığı olan bir insan. Onu şeytanileştiren bir metni, karakteri insani bir derinlikle sunarak dönüştüren güçlü bir oyunculuk var sahnede. Bu mizansen, seyircinin Shylock’a karşı rahatsız edici ama değerli bir empati kurmasına izin veriyor. Hana Laso’nun oyunu ise mükemmelin de üzerinde.
Ünlü “Bizi dağlasanız kanamaz mıyız?” tiradı, bu sahnede yalnızca bir şikâyet değil; tarihin, toplumsal hafızanın ve insanlık onurunun yırtıcı bir ifşası gibi duruyor. Shylock’un yalnızlığını görünür kılan sahneleme, oyunun kalbini tam da bu kırılma anında kuruyor.
Berlin 1933 Kararı: Cesur Bir Reji Hamlesi
Oyunun Nazi Almanyası’na taşınması, metni yorumlamak için güçlü ama tartışmalı bir tercih. Bu tarihsel aktarım, Shylock’un maruz kaldığı nefretin arka planını daha da keskinleştiriyor; karakterin talepleri ve öfkesi artık salt bireysel bir intikamdan çok, yüzlerce yıllık zulmün sembolü hâline geliyor.
Sahne tasarımında kullanılan dönem estetiği, propaganda görselleri, gri ve boğuk tonlar, yükselen faşizmin soğuk atmosferini hissettiriyor. Böylece oyunun dramatik yapısı daha baskıcı bir ortamda nefes almaya başlıyor. Bu tercihin zayıf yanı, kimi izleyiciler için oyunun orijinal Venedik bağlamından kopması olabilir; ancak Habima’nın yorumu, metni çağdaş bir politik metne dönüştürmeyi başararak bu riski göze alıyor.
Antisemitizm Tartışması
Venedik Taciri yüzyıllardır antisemitizm eleştirilerinin odağı oldu. Bir tarafta Shylock’un “acımasız Yahudi” stereotipini pekiştirdiği eleştirileri; diğer tarafta Shylock’un Shakespeare’in en güçlü dramatik karakterlerinden biri olduğu savunuları var.
Habima’daki bu sahneleme, tartışmayı perde arkasına gizlemiyor. Aksine, oyunun içindeki antisemitik dinamikleri açığa çıkarıyor ve onları eleştirinin merkezine yerleştiriyor. Shylock’un acımasızlığı değil, ona yönelen toplumun acımasızlığı görünür kılınıyor. Bu nedenle prodüksiyon, metni yeniden üretmek yerine dönüştürüyor; antisemitizmi yeniden üreten değil, tam tersine onu sorgulayan ve açığa çıkaran bir tiyatro dili kuruyor.
Bu yönüyle Habima’daki versiyon, oyunun antisemit olduğu yönündeki eleştirileri ters yüz etmeyi başarıyor.
Oyunculuk ve Sahne Tasarımı: Psikolojik Yoğunluk
Oyunun kadrosu oldukça güçlü. Shylock’un dramatik derinliği kadar Portia’nın zekâ ve strateji dolu sahneleri, Antonio’nun suçluluk ve çaresizliği, Bassanio’nun kararsızlığı, tamamı güçlü performanslarla taşınıyor.
Sahne tasarımı ise minimalist ama simgesel. Dekorun keskin hatlarıyla karakterlerin duygusal kırılganlıkları arasında bir tezat kuruluyor. Video projeksiyonları ve ışık tasarımı da özellikle mahkeme sahnesinde nefes kesici bir atmosfer yaratıyor.
Habima’nın Venedik Taciri sahnelemesi, klasik bir oyunu yeniden canlandırmaktan çok daha fazlasını yapıyor: metni politik, tarihsel ve ahlaki bir yüzleşmeye dönüştürüyor. Antisemitizm tartışmasını bastırmak yerine derinleştiriyor, Shylock’u klişeden kurtarıyor ve oyunu modern bir insan hakları anlatısı hâline getiriyor.
Kaynak: ChatGPT
Derleyen: Yakup Barokas
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?






Yorumlar