GODOT GELDİ
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
- 4 Eki
- 2 dakikada okunur

Godot’yu bekler gibiyiz, biz İsraelliler… Hatta bütün dünya, Hamas’ın yanıtını bekledik. “Godot'yu Beklerken”, Samuel Beckett'ın 1949 yılında kaleme aldığı ünlü tiyatro eseridir ve tarihin belli bir kesitinde, çıplak hakikatle yüzleşmenin getirdiği yıkımın içerisinden çıkmış bir eserdir. Godot kimdi bu meçhul.
Ve biz 7 Ekim katliamından tam iki yıl sonra, Hamas’ın Gazze’nin yıkıntıları içinden, Trump’ın planına cevabını bekledik. Verilen dört günlük süre sonrasında ABD Başkanı, Pazar’ı Pazartesi’ne bağlayan gece, saat 01’e kadar süre tanıdı, yoksa “cehennemin kapıları açılacak!” diyerek ültimatomda bulundu. Aynen İsrael Savunma Bakanı İsrael Katz’ın defalarca tehditte bulunduğu gibi.
Trump’ın yirmi maddelik planını ilk duyduğumda, “Too good to be true” (doğru olması için fazla iyi) diye düşünmüştüm. Hamas’ın cevabı beklenilenden de erken geldi. Ateşkesin sağlanması durumunda üç yüz eli kanlı, bin civarında tutuklunun serbest bırakılması karşılığında rehinelerin iadesine ve görüşmelere hazır olduğunu bildirildi. Trump hemen akabinde Hamas’ın barış istediğini gördüğünü ve İsrael’in bombardımanları durdurması gerektiğini açıkladı.
Hamas’ın “Evet ama…” gibi bir yanıtı, rehinelerin geriye dönüşünü sağlayacak ve iki yıldır süren bu savaşı sona erdirecek ise kabulümüz. Netanyahu’nun Trump’a karşı çıkması beklenmiyordu ve nitekim orduya bombardımanları durdurması emri verildi. Görüşmeler Kahire’de en üst düzeyde yeniden başlıyor.
Bu dramatik gelişmeler karşısında önemli bir soru, Smotrich ve Ben Gvir’in hükümeti terk edip etmeyecekleri, böylelikle yakın bir dönemde seçime gidilip gidilmeyeceği? Rehinelerin iadesi sağlanmadan ulaşılacak her sonuç Netanyahu ve Likud’un seçim şansını iyice ortadan kaldıracaktı. Kamuoyu araştırmalarını yakinen değerlendiren başbakanın “evet” cevabını verirken hem İsrael’in dünyadaki imajını ve yalnızlığını düzeltmek istediğini, hem de seçim şansını artıracak birkaç puan kazanmaya çalışmış olduğunu düşünüyorum.
***
Yom Kippur günü İngiltere’de Manchester'ın kuzeyindeki Crumpsall kasabasında bulunan Heaton Park Yahudi Sinagogu'nun girişinde meydana gelen ve iki kişinin ölümü ile sonuçlanan terör saldırısından sonra İngiltere’nin ilk Müslüman İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, - her fırsatta Filistin yanlısı gösterileri desteklemesine rağmen - olaydan sadece birkaç saat sonra patlak veren Filistin yanlısı protestolar karşısında; "Dün geceki protestoları görünce çok hayal kırıklığına uğradım... Bence bu temelde İngilizlere yakışmayan bir davranış... Bence bu onursuz bir davranış" diyerek tepkisini ortaya koydu.
Terörist etkisiz hale getirilip elindeki patlayıcı maddeyi sinagogun içine sokması engellenmeseydi İstanbul’daki Neve Şalom katliamına benzer bir durum ortaya çıkabilirdi. Avrupa devletleri Filistin’i tanıyarak Hamas’ı yüreklendirdiklerini ve teröre ödül verdiklerini ne zaman anlayacaklar!
***
Geçtiğimiz hafta gündemi oldukça meşgul eden olaylardan biri de Gazze’ye yardım götürmek bahanesi ile yola çıkan ve içinde Greta Thunberg ve pek çok Türk’ün de yer aldığı 43 deniz aracının Kippur günü İsrael karasularına girer girmez durdurulmasıydı.
Gözaltına alınan dört yüz kadar Hamas destekçisine İsrael askerleri tarafından yardımların Ashdod limanından Gazze’ye ulaştırabilecekleri bildirilince filoda hiçbir yardım bulunmadığı anlaşıldı. “Freedom Flotilla” nın tek bir amacı vardı; “Provokasyon”.
Av.Yakup BAROKAS
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?


Yorumlar