Dışarı çıkamaz isen, içine dön, Falun Gong!
top of page

Dışarı çıkamaz isen, içine dön, Falun Gong!


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)





Geçen yıl, tam bu zamanlarda, ilk kar yağışında, parkta yürüyüş yaparken, kayarak düşmüş, sol kolumu, üç yerinden kırmıştım, omuz, kol, bilek.



Bunu niye mi anlatıyorum?

Sebebi şu ki, omuz kırığı berbat bir şey, ağrılı ve kolay düzelmiyor, üç ay sonra doktora kontrolune gittiğimde, ben hala kolumu, omuzumdan, kullanacak durumda değildim. Yani kolum, arazlı kalmıştı. Doktor, kontrolü bitiminde, omuzda, ödem oluştuğunu, ancak; omuza bir kür kortizon tedavisi yaparak tedavi edeceklerini söyledi.



Kortizon iğneleri için beni arayacaklarını söylediler, ben o gün, yarım işleyen kolum ile hastaneden ayrılıp eve geldim.

Kortizonun, yan etkileri malum, ayrıca doktordan randevu günü beklemem gerekiyordu.



Montreal’ de sağlık sisteminin ağır işlediğini biliyordum.

İş başa düşmüştü, internete girdim, omuz kırığı egzersizleri diye yazdım, karşıma Youtoub’ta onlarca egzersiz türü çıktı, her gün, düzenli olarak hareketleri yapmaya başladım. Üç ay sonra doktordan telefon geldi, kortizon iğnesi tedavisi için hastaneye davet ediyorlardı, cevabım ‘Teşekkürler, artık gerek kalmadı’ idi Hareket, Hareket, Hareket!



Size bugün bir şey hatırlatmak istiyorum, çok iyi bildiğimiz ama hayata geçirmekte zorlandığımız bir şey.

Yeteri kadar hareket ediyor muyuz?

Hemen kulağıma, ‘evet ben bütün gün hiç oturmam evde ev işi yaparım’, veya ‘işe yürürüm’ gibi cevaplar duyar gibiyim.

Maalesef, bütün bunlar tüm kaslarımızın çalışması için yeterli değil, yürüyüş, ev işi vs gibi eylemler sadece belli kaslarımızı çalıştırıyor ve vücudumuzun diğer bölümleri, öylece bir kenarda tembel tembel bekliyorlar.



Montrealli komşum Dilek, İstanbul’dan pek keyifli dönmedi, sebebi, seksenli yaşlardaki annesinin, artık yürürken, ve merdiven çıkarken ne kadar ıstırap çektiğiydi, annesinin kemik erimesi nedeni ile omurgasının kadıncağızı artık taşıyamadığını ve yürürken öne doğru eğildiğinden bahsetti, ‘zamanında yeteri kadar haraket etmişmiydi’, diye sorduğumda ise, standart cevabı aldım, annem hiç durmazdı, çok hareketli idi, evde her işi kendi yapardı!



Peki o halde neden bazı ileri yaş gurubu insanlar, (özellikle Vancouver- Montreal rastladığım), seksen yaş üstü yaşlarda, hatta doksanlı yaşlarda, abartmıyorum, hala zımba gibi tenis oynayanlar, araba kullananlar, yüzenler, koşanlar, kar küreyenlere rastlarken, neden diğer bir kesim insan, ileri yaşlarını, yerlerinden dahi kımıldayamaz halde geçiriyorlar?



İzlenimlerim, eğer kaderimizde, önüne geçilemez bir sağlık sorunu yok ise, bu olumsuz durumun, oldukça kişilerin seçimi olduğu gibi bir varsayıma vardırdı beni.

Disiplinle, her gün belli hareketler yapmanın kolay olmadığını biliyorum, ama çare yok, menzile doğru yol alırken, aktif ve sağlıklı yaşamak için yapacağımız tek şey kaslarımızı tek tek çalıştırmayı öğrenmek! Tabii öncelikli bizi ayakta tutan omurgamız, eğer omurgamızı çalıştırmayı öğrenmezsek, zaman içinde, halkalardan oluşan omurgamız tek tek erimeye başlıyacak, her bir omurga eksikliğinde boyumuz biraz daha kısalacak, biz ağrılı bir şekilde öne doğru eğilmek durumunda kalacağız.


Bu okuduklarınız, belki hoşunuza gitmiyordur ama gerçek bu maalesef. O nedenle, başta omurgamızı olmak üzere, diğer kaslarımızı çalıştırmak için hemen işe başlamalıyız. Bunun en basit yolu google araştırma çubuğuna vucudunuzda çalıştırmak istediğiniz ‘kas’ adını yazarak, konu ile ilgili videolar izlemek ve evinizde, parkta veya balkonda hareketleri uygulamak. Tabii bu hareketleri uygularken, ağır ağır burundan nefes alıp vermeyi unutmuyoruz? Doğru nefes almak, nabız atışını düşürürken, sizi yüksek taniyona karşı da koruyor. Bu arada bir çoğunuzun belki evinde vardır ama evinizde düzenli tansiyonunuzu ve nabzınızı da ölçmek, spor yaparken, öncesi, sonrası, ve genel durumunuz hakkında farkındalığımız açısından faydalı…



Konu hareket etmekten açılmış iken, burada parklarda rastladığım, ağır çekim hareketler ve nefes ile uygulanan bir spor türünden bahsedeceğim. Parklarda bu sporu kişilerin, tek başlarına, sakin bir köşede uygularken rastladığımda, ağır ağır hareket eden kişilerin, önce ne yaptıklarını anlamadım, sonra biraz araştırınca bu sporun Çin kökenli, beden-zihin uygulaması olan, içimizdeki gizlenmiş dünyayı keşfetmemize yarayan, felsefesi, merhamet, hoşgörü, doğruluk uygulaması olan ‘Falun Gong’ olduğunu öğrendim.

Ben denedim ve sevdim, zorlayıcı olmamasının yanı sıra çok rahatlatıcı, Youtube’da onlarca videosu mevcut. Bol hareketli günler dileği ile…


Sevgiyle ve sağlıcakla kalın

Rahel Çela Behar






Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page