Deniz, Güneş ve Müsilaj
top of page

Deniz, Güneş ve Müsilaj



Ne garip, değil mi? Hayatımızda ilk kez duyduğumuz sözcükler bir anda dağarcığımızın başrolüne yerleşiveriyor. Geçen sene bu dönemde, birileri bize “müsilaj” ya da deniz salyası diye bir kâbusla boğuşacağımızı söylese, güler geçerdik. Oysa Şubat ayından itibaren Marmara Denizini esir alan müsilaj, bir günde ortaya çıkmadı, yıllardır çevre kirliliğine bağlı olarak birikti, birikti ve en sonunda masmavi sularımızı beyaza boyadı. Deniz sıcaklığının yüksek olması ve denizin durgun olması nedeniyle her geçen gün etkinliğini artırdı. Balıkçıların avlanmasını engelledi, denizdeki canlı çeşitliliğinin azalmasına neden oldu. Hidrobiyologlara göre: “İlk defa dünyada bir denizi bitirdik, öldürdük!” Yazık değil mi?



Hâlbuki yaz demek deniz demek, özellikle de üç tarafı harika denizlerle çevrili Türkiye’de yaşayanlar için. Ve Marmara zor anlar yaşıyor olabilir, fakat dünyanın en çok mavi bayraklı 3'üncü ülkesi olan Türkiye'nin ödüllü plaj sayısı bu yıl 486'dan 519'a yükseldi. Mavi Bayraklı plajlarımızın sayısı bir elin parmaklarından daha fazla - hatta iki elin bile… Bu sene mavi bayraklı plaj sayıları, Antalya'da 213, Muğla'da 106, İzmir’de 66, Aydın'da 39, Balıkesir’de 36, Mersin’de 9, Kocaeli'de 7’ye yükseldi. Bartın ise bu yıl 3 plajına mavi bayrak aldı. Bu sayılar Türkiye’yi, İspanya ve Yunanistan’ın ardından dünyanın en çok mavi bayraklı 3'üncü ülkesi konumuna getiriyor.

Bu denizlerin mavi bayraklı olmaları sonsuza dek böyle kalacakları anlamına gelmiyor tabii. Bunun için çaba harcamamız, onları korumamız ve her şeyden önemlisi plastik kullanımını azaltmamız lazım. 1950’lerden günümüze kadar dünya genelinde 8 milyon metrik tondan fazla plastik atık üretildiği düşünülüyor. Plastik atıkların, ayrıştırılmış olsalar bile, sadece % 9’unun geri dönüştürülebilir olduğu belirtiliyor. Bir başka deyişle yıllık plastik üretimi son 60 yılda 200 kat artmış durumda. Hazır Temmuz ayındayız, Plastiksiz Temmuz – Plastic Free July inisiyatifinden söz edelim azıcık. Bu girişim, 2011 yılında Avusturalya’da başlayan ve 2013 yılında dünyaya yayılan tek kullanımlık plastik ürünleri kullanımını reddederek her yıl yaklaşık 12 milyon ton plastiğin denizlere karışmasına tepki çekiyor. 159 ülkeden 2 milyondan fazla kişi tek kullanımlık plastik tüketimini azaltarak Plastiksiz Temmuz kampanyasının bir parçası olmayı seçmiş.


Aslında Plastic Free July’ın bizden istediği şey çok da zor değil. Elbette ki, uzun zamandır devam ettirdiğimiz alışkanlıkları değiştirmek ve bazı koşullara uyum sağlamak kolay değil. Ancak hepimizin bildiği gibi, en uzun yollar ilk adımı atmakla başlar. Siz de destek olmak isterseniz, bakın neler yapabilirsiniz? Mümkün olabildiğince plastik kullanımını azaltın ve yeniden kullanılabilir alışveriş çantaları ya da fileler kullanın. Tek kullanımlık plastiklerden (çatal-bıçak-pipet) uzak durun. Plastik ambalajlı ürün satın almaktan kaçının.


Demem o ki, “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” atasözünden feyz alan çok güzel özdeyişler var. Onlara kulak verin: “Hemen karar verin, plastiği kesin” ya da “Plastiksiz dünya, herkes için fayda.” Haydi ne duruyorsunuz?



Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page