CROCODILOPOLIS – Nahal Taninim
top of page

CROCODILOPOLIS – Nahal Taninim



DIKKAT DIKKAT !!! Bulunduğunuz alanda timsahlar VAR.. -DI


ŞAKA YAPIMIYORUM gerçekten de adını timsahların varlığından alan Nahal Taninim’den bahsedeceğim yazımda sizlere. Doğrudur ki timsahlar bir zamanlar manzaranın bir parçasıydı…


Pers ve Helenistik dönemlere dayanan eski adı Crocodilopolis olan Nahal Taninim, İbranice “Timsah Nehri” anlamındadır ve adını muhtemelen Roma döneminde almıştır. Dönemin gezginleri, Caesarea arenalarındaki timsahların gladyatör oyunları için bölgeye getirilmiş olabileceklerini düşünüyorlar. Üçüncü Haçlı Seferi sırasında iki şövalyenin nehirde timsahlar tarafından yendiğini söyleyen tarihi bir belgenin varlığından bahsedilir. Timsahlar nehirde binlerce yıl yaşamaya devam ettiler, ancak bu dişlek yaratıkların sonuncusu 1912'de vurularak öldürülmüş.


Nahal Taninim , Ma'agan Michael Kibbutz ile Jisr Azarka'nın (mavi köprü) arasında yer alan eşsiz bir tarihi bölgedir. Milli Park alanı olan bölge piknik yapmak isteyenler, tarih meraklıları veya benzersiz yerleri keşfedenler için mükemmel bir yer. Roma su kemerleri, Bizans un değirmenleri, taş ocakları, baraj, Türk su çarkları ile çok farklı yüzyılların izlerini taşıyan bir mekandasınız. Her şeyi anlatmayacağım, çünkü ziyaret ettiğiniz zaman için biraz gizem saklı kalsın!

Mekanın içi oldukça sakin ve sessiz bir akışa sahip. Tarihi mekanları keşfetmek, gölgeli ağaçların altında dinlenmek ve görkemli Taninim Nehri'nin kenarında oturmak için kendinize birkaç saat ayırın. Etrafınızdaki çocukların neşeli kahkahalarına ve meraklı sorularına kulak verin. Bölgeyi çevreleyen suların içinde sizleri 14 tür balık, tatlı su kaplumbağası, kurbağa, yengeç ve su samurları karşılıyor. Küçük bir dip not olarak, su samuru yalnızca kirlenmemiş suda yaşayabilir ve İsrail kıyılarında bunca temiz su yalnızca Nahal Taninim'de bulunur.


Rezervin birçok yerinde çiçekler göreceksiniz. Her birinin önünde zaman geçirin, renklerine ve görünüşlerine bakın ve doğanın şaşılası sunumunun keyfini çıkarın.


Bölgede antic bir yapıya rastlayacaksınız…Görünüşe göre bu antik yapının asıl amacı, Romalıların antik Caesarea kentine ek su sağlamak için su seviyelerini yükseltmesiydi. Bunun için bir baraj inşa edilmiş, resimlerde de görebilirsiniz. Bu sayede biriken su, yokuş aşağı akan bir kanal ağına yönlendirilerek suyun hareket etmesine imkan vermiş. Baraj, Bizans dönemine kadar çalışmaya devam etmiş.


Ortamda göreceğiniz su çarkları gerçekten eşssiz bir mimari hesaplamanın parçasıdır. Ahşap kapılarla oluşturulmuş mükemmel bir su düzenleyici panelleri ile karşılaştığınızda, Roma dönemine ait bir hayal sahnesi oluşturun gözlerinizin önüne, ve o günkü teknolojik imkanlarla ortaya çıkan yapıya hayretlerle bakın.


O anda gözünüzün önüne eğer İstanbul’daki kemerler ve su havzaları gelirse hiç şaşırmayın. Zira şehre su sağlayan bendler de Roma, Bizans dönemlerinde inşa edilmiş. İstanbul’un Bizansıyla başlamış, Osmanlı ile mühendislik harikasına dönüşmüş tarihi su yolları ve yapılarını gezmeyi de bir köşeye not edin.


7. yüzyılda Arap işgali sonrası bölge 14. yüzyıla kadar Haçlıların kontrolünde kalmış. Haçlıların geri dönmesine engel olan Memlüklüler’den sonra bölge tamamen sahipsiz kalmış. Doğa da kendini bir bataklığa dönüştürmüş.


Bölgeyle ilgili bir başka ilginç bilgi de 1830-1840 yılları arasında bölgedeki Osmanlılar, dönemin Mısır hükümdarı Muhammed Ali'nin işgalci güçleri tarafından geri püskürtülmüş, ardından da Ali, sıtma hastalığına karşı bağışıklıkları olan Gawarna (Bataklık Sakinleri) adında bir Kuzey Afrika kabilesini bölgeyi temizlemek amaçlı getirilmiş.


Bölgeyi geliştirmek için Kabara vadisindeki araziyi satın alan Baron de Rothschild tarafından burada bir kil boru fabrikası kuruldu. Ne yazık ki, buradaki boruların üretimi başarısız oldu ve bunun yerine bataklığı kurutmak için Fransa'dan ithal edilen kil borular kullanıldı. Gawarna'nın soyundan gelenler, 6000 dönümlük Kabara Bataklığını Zichron Ya'akov'daki Siyonist yerleşimcilerle birlikte 1922 ile 1932 yılları arasında başarılı bir şekilde kuruttular. Yakındaki Jisr Azarkaa'nın sakinleri bu kabilenin torunlarıdır.


Nihayet 2000 yılında, Yahudi Ulusal Fonu, İsrail Eski Eserler Otoritesi ve Drenaj İdaresi'nin yardımıyla, bataklık bölgesi tamamen temizlenmiş ve bu günkü halini almıştır.


Rezervin içinde "bitmemiş su kemeri" adı verilen uzun ve dar bir kanal var. Kaçırmayın. Tahta merdivenlerden inip, dar su yolunda yürüyebilirsiniz. Ona göre bir ayakkabınızın olmasına dikkat edin. Romalılar, bol miktarda köleleri ve askerleri olduğu için belli ki bu su yolunu oymakta hiç sorun yaşamamışlar ama ilginç olan bu yolun hiçbir yere gitmediği için neden yapıldığı sanırım bir sır olarak kalıyor.

3

Timsahlar çoktan gitmiş olsa da Nahal Taninim'i ziyaret ederken harika zaman geçireceksiniz. Ama kim bilir? Belki de sisin içinde saklanan yalnız timsahlar vardır, ancak etrafta kimsenin olmadığını bilmedikleri zaman ortaya çıkarlar ...



Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page