top of page

Cannes’da neler oldu?



 

En önemli, saygın, köklü ve renkli film festivallerinden biri olan Cannes Film Festivali nin 78.’si sona erdi. Ne var ki bu festival sinema dünyasının ötesine geçerek, Gazze'deki insani krize yönelik güçlü tepkilere sahne oldu. Festival boyunca birçok sanatçı, yönetmen ve yapımcı, İsrael'in Gazze'deki eylemlerini kınayarak Filistin halkına desteklerini ifade etti.

 

Bu yılki Cannes Festivali, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın terör saldırısıyla başlayan bir savaşta Gazze'deki İsrael askeri operasyonları nedeniyle artan gerginlikler ortasında gerçekleşti. Cannes’da adeta Filistinlilerin hikayesi festivale taşındı, filmlerle bir tür direniş gerçekleşti.

 

Filistinli ikiz yönetmenler Arab ve Tarzan Nasser'in "Once Upon A Time in Gaza" adlı filmi, Cannes'da "Un Certain Regard" bölümünde gösterildi. Film, 2007'de Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesinden sonra yaşananları ve bölgedeki yaşamın zorluklarını anlatıyor. Yönetmenler, Cannes gibi uluslararası platformların Filistin hikâyelerini anlatmak için önemli bir fırsat olduğunu vurguladılar.

 

Arap İsraelli yönetmen Tawfeek Barhom'un "I'm Glad You're Dead Now" adlı kısa filmi, Cannes'da Altın Palmiye ödülünü kazandı. Barhom, ödül konuşmasında, "Bu ödül Filistin ve barış için" diyerek, özgürlük ve barışın önemine dikkat çekti.

 

Gelelim diğer bir Filistin konulu filme… Sepideh Farsi'nin yönettiği "Put Your Soul on Your Hand and Walk" adlı belgesel, Gazze'de yaşayan Filistinli gazeteci Fatima Hassouna'nın hayatını konu alıyor. Hassouna, belgeselin Cannes'da gösterileceğini öğrendikten bir gün sonra, 16 Nisan 2025'te, İsrael'in düzenlediği bir hava saldırısında hayatını kaybetti. Festival yönetimi, Hassouna'nın ölümüne dair resmi bir açıklama yaparak, bölgedeki şiddeti kınadı.

 

Festivalde yarışan 22 film arasından İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin “It was just an accident” filmi Altın Palmiye ödülünü kazandı. Muhalif İranlı yönetmen Jafar Panahi, en iyi film ödülünü alırken İranlıları farklılıklarını bir kenara bırakıp "özgürlük" için çalışmaya çağırdı."It Was Just an Accident" adlı filmi, hapishanede kendilerine işkence ettiğine inandıkları bir adamla karşı karşıya gelen beş sıradan İranlının hikayesini anlatıyor.

 

Festivalin daha ilk günlerinden itibaren İsrael karşıtı hava esmeye başladı Cannes’da… Etkinliğin hazırlık aşamasında, film yapımcıları ve oyuncular arasında, festival yönetim kadrosunun Gazze'deki savaşa ilişkin sessizliğini dile getiren bir dilekçe dolaşmaya başladı.

 

Festivalin açılışında, 350'den fazla yönetmen, oyuncu ve yapımcı, İsrael'in Gazze'deki eylemlerini "soykırım" olarak nitelendirerek kınayan bir mektup yayımladı. Mektupta, Filistinli gazeteci Fatima Hassouna'nın öldürülmesine sessiz kalınamayacağı vurgulandı. Sanatçılar, sinemanın adaletsizliklerle mücadelede bir araç olması gerektiğini belirttiler.

 

Juliette Binoche ve Pedro Pascal gibi ünlü oyuncular, Cannes'da Gazze'deki duruma dikkat çekmek amacıyla çeşitli açıklamalarda bulundular. Kınama mektubu ilk günlerde "Schindler's List" yıldızı Ralph Fiennes'inki de dahil olmak üzere yaklaşık 380 imza topladı. Festivalin son günlerinde, liste 900'den fazla imzaya ulaştı, bunların arasında Fransız aktris Catherine Deneuve, İngiliz yönetmen Danny Boyle ve İsveçli aktör Gustaf Skarsgard'ın da bulunuyordu.

 

Eleştirenler kervanına İsraelli yönetmen Nadav Lapid de katıldı. Lapid, 2025 Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan yeni filmi “Yes!” ile ülkesinin Gazze'deki çatışmalara karşı tutumunu sert bir şekilde eleştirdi. Lapid, bu filmi İsrael toplumunun "Gazze'deki acılara karşı körlüğüne bir yanıt “olarak tanımladı ve "İsrael'deki körlük ne yazık ki oldukça kolektif bir hastalık" ifadelerini kullandı.

 

Bu arada 7 Ekim günü Hamas tarafından kaçırılan ve ancak 54 gün sonra serbest bırakılan rehine Mia Schem rehineler için farkındalık yaratmaya yardımcı olmak üzere Fransa Yahudi topluluğu tarafından festivale davet edildi. Ancak Mia’nın üzerinde "Onları Eve Getirin" yazan sarı kurdelesine güvenlik görevlileri tarafından el konuldu. Anlayacağınız Mia’nın festivaldeki varlığı esen güçlü İsrael karşıtı havada pek etkin olamadı.

 

“Topu topu bir film festivali, ne önemi var” deyip geçemeyiz. Cannes’daki ortam, dünyanın ülkemiz ile ilgili tutumunun mikro bir örneğiydi maalesef… İsrael karşıtlığı ve sonucu antisemitizm…

 

Biz ne zaman yeniden nefret edilen Yahudi olduk? 7 Ekim mağduru olan İsrael nasıl böylesi dışlanan bir ülke konumuna geldi? Bütün dünya ülkeleri, liderleri, halkları, dostları neden sırtını şimdi İsrael’e çevirdi? Terörist Hamas’a karşı verdiğimiz bitmez tükenmez savaşta kurunun yanında yaş da yanmıyor mu? Biz Yahudiler yaşamı yücelten bir halk değil miydik? Yanıtını bulamadığım bu sorular eminim son günlerde hepimizin aklını kurcalamaktadır…

 

Nelly BAROKAS


İYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.







 

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page