Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
top of page

Büyüyünce ne olmak istiyorsun?



Bu yazıyı yazmaya uzun zaman önce karar vermiştim aslında, ancak nedense hep geciktiriyordum, araya başka konular giriyordu. Bundan kısa süre önce, çoluk-çocuklu arkadaşlarımla girdiğimiz oldukça şiddetli sayılabilecek bir tartışma vesile oldu yazmama ve daha fazla ertelemeden bu konuyu ele almam gerektiği sonucuna vardım.



Aslında her şey, John Lennon’un söylemiş olduğu sözlerle başlamıştı. Şöyle diyordu Beatles grubunun ünlü müzik adamı: “Henüz 5 yaşındayken annem bana, mutluluğun ‘hayatın anahtarı’ olduğunu söylerdi. Okula gitmeye başladığımda bana büyüyünce ne olmak istediğimi sordular. Ben de kâğıda, ‘mutlu’ diye yazdım. Bana soruyu anlamadığımı söylediler, bense onlara hayatı anlamadıklarını söyledim.” Bu yazıyı okuduktan sonra, aklım sadece bu yönde çalışmaya odaklandı ve kendi kendime dedim ki, keşke bütün anneler- ve tabii babalar da- çocuklarına bu öğretiyi aşılayabilseler. İşte o zaman dünya, çok daha yaşanılası bir yer haline gelirdi. Buna hiç kuşkum yok.


Çocuğum olmadığı için, özellikle çocuklu annelerle konuşurken lafımı sakınmaya ve asla ahkâm kesmemeye özen gösteririm. Hani derler ya, bekâra karı boşamak kolaydır, diye… Benimkisi de o hesap. Çocuk büyütmenin ne kadar zor bir konu, ne kadar incelikli bir iş olduğunu bildiğimden, karşımdakine asla bu konuda olur olmaz öneride bulunmaya ya da “senin yerinde olsaydım” demeye kalkışmam- ne haddime! Oysa geçenlerde, üniversite çağına gelmiş çocuklarının tek motivasyonlarının “para kazanmak” olduğunu, bu konuda son derece hırslı olduklarını ve hatta üniversiteyi dahi pas geçerek doğrudan iş hayatına atılıp para kazanma arzusunda olduklarını söyleyen (ve bu fikri destekleyen) iki anneye dayanamayıp şunu söyledim: “Keşke çocuklarınızın para hırsını körüklemek yerine, hayattaki en önemli şeyin mutlu olmaları olduğu fikrini onlara aşılayabilseydiniz.


Tartışma tam da bu noktada alevlendi. Efendim, devir değişmiş, artık gençlerin bizim zamanımızdaki gibi kariyer hırsı yokmuş, yeni nesil paranın kendilerine ihtiyaçları olan bütün konforu getirdiğinin farkına varmışlar. Zaten bu devirde para mutluluk için tek araçmış. Çocuklar artık 09.00-18.00 işlerde çalışmayı çok saçma buluyorlarmış, kendi kendilerinin patronu olmak istiyorlarmış vs. Ben konuyu irdeledikçe, sonu gelmeyecek bir kısır döngünün içerisinde, ikisi bir ağızdan üzerime çullandıkları için kararı susmakta aldım ve haklı olmadıklarını bile bile, “haklısınız” diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştım.


Kimi zaman bir tartışmada, karşınızdakine içinizden geçen her şeyi söyleyemezsiniz ve aklınızdakiler zihninizi sürekli meşgul eder ya… Ben de onlara şunu söyleyebilmek isterdim: para dediğiniz şey EV satın alabilir, ama YUVA satın alamaz; YATAK satın alabilir, ama UYKU satın alamaz; SAAT satın alabilir, ama VAKİT satın alamaz; KİTAP satın alabilir; ama BİLGİ satın alamaz; YİYECEK satın alabilir, ama AFİYET satın alamaz; ARKADAŞ satın alabilir; ama SEVGİ satın alamaz!


Demem o ki, bütün annelere tavsiyem: “Çocuklarınıza zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretin. Böylece hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin fiyatını değil, kıymetini bilirler.”

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page