top of page

Büyük Şehirlerin Ötesi –Safed /Ashdod



Büyük şehirler her zaman hem kozmopolit yapıları, hemde içeriklerindeki zenginlikleriyle yerli ve yabancı turistlerin çekim alanına girerler. Ben de bu sefer çekim alanının ikincil halkasındaki iki şehri ziyaret ettim.



Safed ülkenin kuzeyinde bulunan 30.000’e yakın nüfüslu Yahudiliğin 4 büyük şehrinden biridir. Kabbala akımının merkezi, büyülü sokakları ve sanat galerileriyle tanınan şehir, ne yazık ki sanatsal yanını aşırı dindar yapılaşmaya teslim etmiş. Yahudi yerleşiminin geçmişi tapınak dönemine kadar uzansa da bu yönde bir mekân bulamadık. Sokakta yürürken hem ultra Ortodoks hem de seküler turistlere rastlamak ilginçti. Arnavut kaldırımların da dolaşırken artistlerden geriye pek bir şey kalmadığına, 20 senelik bir dilim de şehrin tamamen yüz değiştirdiğine şahit olduk. Dindar bir kız Okulu’nun çıkışında annelerin çocuklarını aldığı, ortamda tek bir erkeğin bile dolaşmadığına şahit olmak oldukça şaşırtıcıydı. Eski Şehir'in taş duvarlarına dokunmak, Ruth Rimonim Otelin hikayesini okumak, tepeden vadiye bakmak keyifli olsa da mavi şehirden geriye pek de bir şeyin kalmadığından ne yazık ki üzüntüyle şehri terk ettik. Acaba belediyeye bu değişimi izlemekten memnun olmadığımızı söylesek mi diye düşünürken, değişimin çoktan kendini tamamladığını anlamamız pek de uzun sürmedi.


Gezimizin ardından Yom HaShoa- Holokost Anma Günü’ydü. 2dk.lık saygı duruşunda 6 milyonun canını alan o dönemi anarken aklımıza Sefad şehrinde gördüğümüz Ultra-Ortodoks kıyafetleri içindeki insanlar geldi. Ülkelerinden toplanıp ölüm kamplarında katledilme planının bir parçası olmuş ailelerin çocuklarıydı onlar. Özgürce şehirin içinde yaşayabildiklerini görmek 75 yılda alınan yolun başarısının simgesiydi adeta.


Derken savaşlarda ve terör saldırılarında ölen askerlerin ve vatandaşların anma günü olan Yom HaZikaron kutlamasına sıra geldi. Yas havası üzerimizdeydi. Bayraklar yarıya inmiş, sözlerin ardında bolca göz yaşı vardı. Batı Şeria'daki terör saldırısında çok yeni kaybettiğimiz 7 kişilik DEE ailesinden 3 kişi (anne Lea ve iki kızları) için gözlerimiz yaşlıyken, son derece gurur verici bir haber geldi, Lea’nın kalbi, akciğerleri, karaciğeri ve her iki böbreği 5 kişiye can vermişti. Kendi topraklarını savunmak için verilen bunca emeğin, insanlık adına da yapılması, bu topraklarındaki her canın ne denli önemli olduğunu hepimize yeniden hatırlattı.




Ve son nokta Cumhuriyet Bayramı’ydı. (Yom HaMazmout) Ülke bir anda hüzünden çılgına dönmüştü. Her yer müzik, dans, konserler, havai fişekler, bayraklarla donanmıştı. Ülkenin sevinci yaşananların bittiğine ve yaşamın ne olursa olsun devam ettiğine bir işaretti. Bizde bu vesile ile yeni bir şehir görmek için mangallardan uzak bir yere yol adık.




Aşdod, İsrael'in Akdeniz kıyısında 300.000’e yakın nüfusu ile ülkenin beşinci en büyük kenti. Şehrin adı MÖ 17.yy’da geçse de modern Aşdod 1956 yılında kurulmuş ve 1968 yılında şehir statüsü kazanmıştır. Aşdod Limanı İsrael'in en büyük limanı ve ülke ithalatının %60'ı bu limandan yapılır.


1960'ların ortalarından 1970'lere kadar, Kuzey Afrika ülkelerinden şehre gelen çok sayıda göçmene ayak uydurmak için çok hızlı bir şekilde inşa edilen Aşdod, o zamandan beri oldukça fazla değişiklik geçirdi. Çoğunlukla düşük sosyo-ekonomik kesimden insanlara ev sahibi olan şehir, son on yılda ultra-Ortodoks ailelere ev sahipliği yapmakta. Sokaklarda etnik elbiseler içinde dolanan siyahilerle, aşırı dindar kıyafetlerle dolaşan ultra Ortodoksların arasında kaldığımızdan oldukça şaşkındık. 75 yıl içinde ülkede her türden milleti barındıran bu yapıyla gurur duymamak elde değil




Sokak sanatının sadece büyük şehirlerde olmadığını (Tel Aviv Florentin) okuduğum bir yazı sayesinde Aşdod’daki sokak grafitilerini gezelim dedik. Özel bir hikayesi olan bu grafittileri adını “One Love” olarak seçen yetenekli grafiti sanatçısı Dodi Shovel’in yapıtlarını görmeye geldik.



Genç yaşlardan itibaren hip-hop kültürü ve resim ile bağlantılı olan Dodi, lise bitirme projesinin bir parçası olarak duvar resmi yapmaya başlar. Askerlik döneminde, karşılıksız aşktan kalbi kırılan Dodi şehrin otobüs duraklarından birinde kaçak resim yaparken belediye memuruna yakalanır. Kendisine hapis cezası verilmemesi için yalvaran Dodi, yaptığının şehir için aynı zamanda biri iyilik olacağını, bu yüzden başka şehirlerden insanların buraya geleceğine sebep olacağı konusunda memuru ikna etmek için onca dil dökmüş. Ve en nihayetinde Dodi’nin yeteneğinden etkilenen memur yumuşamış ve para cezasını iptal etmiş, sabıka kaydına eklenmesinden vaz geçmiş, onların yerine de Dodi’ye boyanacak ilk yasal duvarının verilmesine ön ayak olmuş. Ve bu çalışması onu, Aşdod şehrinin resmi ressamı statüsüne taşımış.


Bu şehirde büyümüş olan ressamın grafitilerinin çoğu Aşdod şehrinin geçmişini, bugününü ve geleceğini simgeliyor. Şehirde yaşayan laiklerin yanı sıra ultra-Ortodoks, farklı ülkelerden gelen göçmenler ve çeşitli kültürleri hip-hop sanatıyla harmanlayıp bizlere sunuyor. Mahalle sakinlerine hizmet veren küçük bir pazarın içindeki duvarlar sayesinde şenleniyor. Pazarda nasıl bir sihir ve güzelliğin saklı olduğuna inanamayacaksınız. Tanınmış hip-hop sanatçısı Rick Ross’u görürseniz de şaşırmayın.




Pazarın hemen karşısında 80 yıllık eski bir çınar ağacı duruyor. Ağacı korumak için etrafına betondan bir kare örmüşler. Dodi Shuval hip-hop dünyasını temsil eden müzik, ritim (rapçiler), dans ve grafiti türlerinin hepsini duvarlara koymaya karar verdi ve adını VAV (Vibes and Vision) koydu.


Dünyanın dört bir yanından gelen grafiti sanatçılarıyla birlikte Aşdod belediyesinin himayesinde "Uyuşturucu Hareketi" sokak partisi muralını üretti. Bugün, yer aldığı tüm projelere paralel olarak, “Sokak Kültür Sanat Evi” sponsorluğunda düzenlenen atölye çalışmaları ile ülke çapında gençlere grafiti ilkelerinin öğretilmesinde görev almaktadır.




2018 Uluslararası Çocuk Günü'ne hazırlık olarak Aşdod Belediyesi, şehrin sakinleri için bir grafiti duvarı oluşturmaya karar verdi. İlk aşamada, sakinlerden duvarda görmekten mutlu olacakları çocuk hikayeleri ve çizgi filmlerden en sevdikleri karakterlerin adlarını önermeleri istendi. Ardından Dodi onlar için 20 metreye yayılan ve 6 metre yüksekliğindeki Grafikids duvarını yarattı. Karakterleri duvara çizdi ve herkesi duvarı boyamaya davet etti. Hello Kitty, Sünger Bob, Pokemon, Şirinler, Susam Sokağı ve Pinokyo karşımızdaydı, hınzır çocukluk günlerimize dönmemek


Pazar biz gittiğimizde kapalıydı ama okuduğum kadarıyla Dahri Bakery’de- Fas kurabiyeleri, baklava, hamur işleri ve Cuma günleri ayrıca kuskus, balık köftesi, Dikla Yemeni’de falafel, Mama Dina'nın küçük mağazasında peynirler, kuru meyveler, turşular tadabilirsiniz.



Evet 3000 yıllık tarihi olan 75 yıllık bu genç ülkenin her köşesinde ayrı güzellikler keşfetmek için istekli olmak yeterli. Nice uzun yılları olsun güzel ülkem, sen çok yaşa.













Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page