top of page

Birkaç çağrı…








Bundan iki yıl önce bu sitemizde bir kitap köşesi oluşturmuştuk. O tarihten bu yana, IYT yazarlarından 10 değerli arkadaşımız, okudukları kitapları iki haftada bir tanıtmayı sürdürüyor ve bu yazıları, “Yazarlar” bölümünün altında bulunan “Kitap Kurdu” başlığı altında yayımlanır… https://www.turkisrael.org.il/copy-of-kavram


Bugüne dek toplam yüz adede ulaşmak üzereyiz. Bu seçki, roman ve öyküler içerdiği gibi, kurgu dışı kitapları da kapsıyor ve aralarında yeni veya okunması önerilen daha eski yapıtlar da var.



Bu bağlamda iki yıl önce bu köşemde yayımlanan bir yazımda şöyle bir çağrıda bulunmuştum:

(…) okurlarımızdan da bu kervana katılmak isteyenler olabilir. Bunun herhangi bir süreklilik zorunluluğu ve gereği de yoktur elbet – diyelim ki, çok hoşunuza gitmiş bir kitap okudunuz (Türkçe, İbranice veya İngilizce olabilir), onu okurlara tanıtmak için bize haber verin; size yazarlarımızın “iki haftada bir”inin arasında severek yer buluruz! Bunun için “yazar” olmanıza gerek yok – biraz düzgünce kaleme almış olduğunuz yazınızın redaksiyonunu yapar, “okurlardan bir ses” köşesi olarak yayınlarız...



Değerli arkadaşlar – üzülerek (ve birazcık da utanarak!) belirtmem gerekiyor ki, o günden bu yana böyle bir talep ile hiç karşılaşmadık, ancak umudumuzu halen yitirmedik…



Şurası kesindir ki Türkiye’de okuma alışkanlığı, halen çok gerilerdedir. Bunun bir nedenini, değerli akademisyen Prof. Hasan Bülent Kahraman, “Kültür tarihi affetmez” isimli kitabında, “...Türkiye’de tam anlamıyla kilitlenmiş...” lise eğitimindeki eksikliklere bağlıyor, “çünkü ana amaç belli problem kalıplarını ezberlemek, belirli bir bilgi stoğuna sahip olmak ve bazı teknik becerileri geliştirerek üniversite sınavında başarılı olmak”tır. Bunun dışında kanımca diğer bir neden, Türkiye’deki kütüphanelerin azlığı olsa gerek. Avrupa, ABD ve Japonya gibi bazı Uzakdoğu ülkelerinde, keza İsrael’in en küçük belediyesi bünyesinde bile halk kütüphanelerine rastlıyoruz. Üçüncü neden ise, aile ocağı içindeki tutumdur: Çocuklar, anne-babalarının ellerinde kitap görmedikçe, evdeki okuma alışkanlığının bilincine varmazlar elbette!..



İlk iki nedenin İsrael’de bulunmadığını belirtmekte gerek yoktur sanırım. Burada okuma alışkanlığı daha ilk okul çocuklarına aşılanmaya başlanıyor – her ne kadar geçtiğimiz yüzyılların Avrupa Yahudi toplumlarında olduğu gibi, Tora eğitimi küçük yaştan zorunlu olmasa da!.. Öte yandan unutmamak gerekir ki Yahudi halkı, dünya çapındaki kültürel önderliğini bu tür heder’lerde küçükleri okutmaya başlayan more’lere borçludur.



Ama biz konumuza dönelim… Özellikle çocukları burada doğmuş, Türkçeyi güzel konuşan ve yakın geçmişte aliya yapmış olan ebeveynlere ikili bir görev düşmektedir: Her şeyden önce, çocuklarını/torunlarını daha çok küçük yaşlardayken okumaya özendirmek, alıştırmak... Diğeri ise, Türkçeyi de öğrenmelerini sağlamaktır. “Bir lisan, bir insandır” söylemini biraz abartılı bulsam da, değişik kültürleri algılamak ve anlamak için en doğru yol, o ortamların dillerini bilmek değil midir?



İşte bu bağlamda iki çağrı daha yapmak istiyorum, bu yazıyı noktalarken: İlki,Türkiye’yi değişik nedenlerle ziyaret eden gençlerimizin, orada son yıllarda yayımlanmış bulunan küçük ve ergen çocuklara yönelik nitelikli kitaplardan edinip, kurabilecekleri bir “havuz” aracılığı ile bunları çocuklar arası takas ettirmeleridir. Diğeri ise, bu uğraşıya gönül bağlamış olan anne veya babaların, “Kitap Kurdu” portalımızda bu kitapları da tanıtmasıdır.



Çok şey mi istiyorum, değerli okurlar? – Olabilir, ancak sizden çekinmeden bir arzuda daha bulunayım: Belki günün birinde, IYT’nin diğer bir hizmeti olan kitap edinme sayfası’nda https://www.turkisrael.org.il/iyt-kitap bazı çocuk kitapları da satışa sunulur!











Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page