Bir “Israel” Konseri ve “Tevye’nin Kızı” hakkında…
top of page

Bir “Israel” Konseri ve “Tevye’nin Kızı” hakkında…




Geçtiğimiz hafta içerisinde, Raanana Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu ve B’nei B’rith kadınlar grubunun bize topluca bilet sağladığı, Enrico Macias şarkılarına ayrılmış bir konserdeydik…



Yazımın amacı, bu konseri sanatsal açıdan eleştirmek değildir. Ama yine de sahnedeki dört müzisyenin çok başarılı bir uyum gösterdiklerini, erkek vokalistin kabul edilebilir bir sese sahip olduğunu, eşinin eğitimli ve çok başarılı soprano sesinin ise, çoğunlukla söylemiş olduğu Macias şarkılarına ne yazık ki hiç uymadığını belirtmek isterim.



Benim burada özellikle altını çizeceğim konu, bu etkinliğin –şarkılarının Fransızca olmasına karşın– tam anlamıyla bir “Israel konseri” olmasıydı!



Neden mi? – Sahneyi paylaşan Tunus (vokalist Philippe Bismuth), Belarus (vokalist Julia Sokolov), Rus (piyanist Igor Ostrovsky) ve Türk (davullarda Leon Habib) kökenli, diğer ikisinin de isimlerinden anlaşıldığı gibi İsrail doğumlu Aşkenaz (gitarda Oded Melchner ve basta Eran Zilberberg) olduğundan…



İşte size, bu güzel ülkeyi simgeleyen mükemmel bir Mizrahi/Sefarad/Aşkenaz (iş)birliği!



Latince’de “birlikte” anlamına gelen con- sözcüğünden türetilmiş İtalyanca concertare (“birlikte müzik yapmak”) fiili ile onun isim hali olan concerto, Fransızca ve İngilizce’de concert, Almanca’da Konzert tanımlarının yanı sıra dilimizde de konser denirken, Öz Türkçe’deki dinleti karşılığı ile o güzel anlam kayboluyor, ne yazık ki…



Umudumuz, Raanana Müzik ve Sanat Merkezi salonunu doldurmuş olan izleyicilerinin beğendiği bu konser gibi, Israel’in toplumsal birlikteliğinin de kimi bencil, özsever (narsist) ve de tümden “kirli” siyasetçiler aracılığı ile yitirilmemesidir…



Arzu edenleriniz, aşağıdaki link’ten Raanana Belediye Başkanı Hayim Broyd’un da katılıdığı konser kapanışını izleyebilir:



*****


2015 yılının Mayıs ayında, Washington Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktora çalışmalarında bulunan Sarah Zaides’ten bir email gelir… “Tevye’nin Osmanlı Kızı” çalışma başlıklı tezinde, Çarlık Rusya’sından Amerika veya Kutsal Topraklara İstanbul üzerinden göç ederken, orada kalmayı yeğlemiş ailelerden hareketle, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında Türkiye’deki Aşkenaz ve Sefarad yaşamını irdeliyordu. Sevgili Karen Gerşon’un önerisi ile benimle temas eden Sarah ile buluştuk ve ona elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Değişik kaynak kitaplar önermemin yanı sıra, Rav Mendy Chitrik ve Rıfat Bali ile görüşmesini salık verdim. Bundan öte, sevgili Aylin Yengin’in anneannesi Lea Weinstein ile Vladi/Jaymi Benbanaste dostlarımın anneleri, benim de annemin çocukluk arkadaşı olan Olga “Olichka” Flak ile görüşmesine önayak oldum. Sarah’yı ayrıca değerli dostum Lolita Haleva ile tanıştırdım – o da hemen Şalom Dergi için güzel bir söyleşi hazırladı! Tüm bunlar beni çok mutlu etmişti – çünkü böylece, 1891’de Odessa’dan İstanbul’a gelmiş olan, tam anlamıyla “Tevye’nin dördüncü – altıncı kızı” olabilecek anneannem Belina Goldfeld’i anımsatıyordu bu proje…



Şimdi “Tevye’nin burada işi ne?” diyecek olanlara kısa bir açıklama: Ölümünden 50 yıl kadar sonra, ünlü yazar Sholem Aleyhem’in romanından uyarlanmış olan “Damdaki Kemancı”nın başkişisi Sütçü Tevye’nin altı kızı vardı. Bunların ilki, aynı köyden fakir bir terzi ile evlenir; ikincisi sol görüşlü Yahudi bir öğrenci ile devrimcilere katılır; üçüncüsü bir “goy” ile kaçar, diğer üçü ise anne-babalarıyla Amerika’ya göç etmeye çalışırlar… İşte bunların en az birinin İstanbul’da kalmış olduğunu varsayalım – ve böylece sevgili Sarah’nın tez çalışma başlığı gerçeğe uyuyor!



Gel zaman, git zaman – bundan bir yıl önce Sarah Zaides’ten yeniden bir email gelir! Tezini vermiş ve aynı üniversitede araştırma görevlisi olmuş. Tevye’s Ottoman Daughter: Ashkenazi and Sephardi Jews at the End of Empire başlıklı tezi, İstanbul’daki Libra Kitap’ta yayımlanacak, benden fotoğraf desteği soruyor ve onu hemen sevgili dostum Alberto Modiano ile tanıştırıyorum…



Bundan iki ay kadar önce ABD’den gelen sarı bir zarfın içinden pırıl pırıl bir kitap çıkar. Bu içerik hakkındaki yazımı ise bir sonraki “Kitap Kurdu” köşemize saklıyorum – o zamana dek hag Pesah sameah





Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page