top of page

Bir fotoğrafın anımsattıkları ve savaş


 

Yıl 1998.  İsrael’in kuruluşunun 50. yılı vesilesi ile İsrael’de Türkiyeliler Birliğinin düzenlediği kutlamalara geniş bir delegasyonla katılmak ve iki ülke toplumları arasında somut katkılar sağlamak amacıyla düzenlenen ziyaret gezisinde Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni kimliğimle ben de yer aldım. (Fotoğrafta sağdan ikinci). İsrael-Türkiye ilişkilerinin zirve yaptığı günlerdi. 😭

 

Heyette dönemin Türk Yahudi Toplumu Başkanı Av. Rıfat Saban, Başkan Vekili Daniel Navaro, Başkan Yardımcıları Avi Alkaş, İzi Aşkaner, eski dönem başkanı ve Müşavir Elio Behmuaras, İzmir Cemaat Başkanı Moris Bencuya, Sara Pardo ve İtahdut Başkanı Moreno Margunato yer almaktaydı.  

 

İsrael’in 7.  Devlet Başkanı Ezer Weizmann bizleri konutunda karşıladı. Av. Rıfat Saban heyette yer alan her birimizi sıra ile Devlet Başkanına tanıttı. Sıra bana gelince “gazete” sözcüğünü duyan Weizmann hemen yerinden irkildi ve sert bir tepki göstererek: “Yok, yok aramızda gazeteci istemem. Bu biz bize samimi bir toplantı olacaktı” dedi. Rıfat Saban’ın Şalom Gazetesi’nin ticari değil, toplumumuzun bir organı olduğunu açıklaması ile toplantıyı terk etmekten kurtulmuş oldum.

 

Bu anının içinde olduğumuz savaş günlerinde ne ilgisi var diyeceksiniz. Ezer Weizmann 2. Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunda pilotluk, İsrael’de Hava Kuvvetleri’nde komutanlık yapmış çok değerli tarihi bir kişiliktir. Ancak biraz dobralığı ve patavatsızlığı ile de tanınır. 1993 yılında Alice Miller adlı genç bir kızın pilot olma istemi karşında Weizmann tarihe kayıt düşen şu sözleri söyledi:

 

Bak yavrucuğum, hiç çorap ören bir erkek gördün mü? Ya da kadın bir cerrah ya da orkestra şefi? Kadınlar, savaş pilotları gibi baskılara dayanamaz.” Oysa İran’a karşı savaşta kokpitlerde yer alan pilotların 16’sı kadın asker. İşte İsrael’in üstünlüğü…

 

Bu savaşta tanklar, el bombaları, kara kuvvetleri yok, İsrael, teknolojisi, istihbaratı ve pilotları ile savaşıyor. Yalan bilgiler yayarak, aczini göstererek değil.

 

Beş milyon İranlı’nın Tahran’ı ve hatta bir kısmının İran’ı terk ettiği, ülkeden kaçtığı belirtiliyor. İsrael’de ise 150 bin kişi ülkelerine geri dönmek için sıra bekliyor. 7 Ekim’den bu yana Yahudi Diyaspora’sından pek çok genç orduya katılmak için başvuruda bulundu. İşte İsrael’in üstünlüğü…

İsrael'in hedefi İran halkı değil İsrael'i yok etmek isteyen Mollalar. (Resim ChatGPT)

Peki savaşın neticesi ne olacak, İran nükleer silah üretiminden vazgeçecek mi, Molla rejimi çökecek mi, ABD Fordu’ya askeri hareket düzenleyecek mi? Ben de hepinizin bildiği kadarını biliyorum ve hiçbir yorumcunun somut bir şey bildiğine inanmıyorum.

Av.Yakup BAROKAS

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.






 

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page