top of page

Bir Dili Korumak Ne Anlama Gelir?

ree

Türkçe ve Ladino Neden Korunmalı?


Geçenlerde İYT portalında yayımlanan bir haber vesilesiyle, konuyu kendi penceremden ele almak ve tartışılmaya değer bulduğum bu başlık üzerine düşüncelerimi paylaşmak istedim.


Söz konusu haberin başlığı “İYT 34 Öğrenciye Burs Dağıttı” idi.(https://www.turkisrael.org.il/single-post/i%CC%87yt-34-%C3%B6%C4%9Frenciye-burs-da%C4%B1tt%C4%B1)


Haberde, Moatsa – İYT Eş Başkanı Gülerşen, Birliğin; eğitime destek vermeye ve kültürümüzün önemli bir parçası olan Türkçe ve Ladino dillerini yaşatarak gelecek nesillere aktarma çalışmalarını sürdüreceğini ifade ediyordu. Bu cümle üzerinden, Türkçe ve Ladino dillerinin korunması konusu yeniden gündeme geldi.


Bu yazının amacı bir görüşü savunmak ya da karşı bir görüşü çürütmek değildir; İsrael’deki Türkiyeliler Birliği’nin tarihsel misyonu, tüzüğü ve bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar ışığında, bu konunun neden önemli olduğunu paylaşmaktır.


İsrael’deki Türkiyeliler Birliği, 1960 yılında, Türkiye’den İsrael’e göç eden Yahudilerin yerleşim, uyum ve dayanışma ihtiyaçlarına destek olmak amacıyla kurulmuştur. Birliğin tüzüğünde de açıkça görüldüğü üzere hedef, yalnızca bireysel sorunlara çözüm üretmek değil; bu topluluğun kültürel kimliğini koruyarak İsrael toplumuna entegre olmasını sağlamaktır. Bu noktada dil, yalnızca bir iletişim aracı değil; toplumsal hafızanın, kuşaklar arası bağların ve ortak deneyimlerin taşıyıcısıdır.


Ladino dili, bu bağlamda tartışmasız bir kültürel mirastır. İspanya’dan günümüze taşınan Ladino(Judeo-Espanyol), sadece bir dil değil; yüzyıllar boyunca şekillenmiş bir yaşam biçiminin, müziğin, edebiyatın ve ortak belleğin ifadesidir. Ladino’nun korunması, geçmişe takılı kalmak değil; bu mirası bilinçli bir şekilde geleceğe aktarmaktır.


Türkçe ise çoğu zaman yanlış bir bağlamda ele alınmaktadır. Türkçe’yi yaşatmak, bir devletin ya da güncel siyasi politikaların savunusu değildir. Türkçe, bu topluluğun göçle birlikte taşıdığı hayatın dili; aile içinde konuşulan, anılarla, gündelik yaşamla ve kişisel tarihle iç içe geçmiş bir dildir. Bu dili korumak, İsrael toplumuna aidiyetle çelişmez; aksine çok katmanlı kimliklerin doğal bir parçasıdır.


İsrael’deki Türkiyeliler Birliği’nin bugüne kadar yürüttüğü burs projeleri, sosyal dayanışma çalışmaları ve kültürel faaliyetler, Birliğin apolitik, kapsayıcı ve toplum yararını önceleyen bir çizgide ilerlediğini açıkça göstermektedir. Tüzükte de belirtildiği gibi Birlik hiçbir siyasi partiyle ilişkili değildir. Dil ve kültür konusu, bu çerçevede siyasi değil; tarihsel ve toplumsal bir sorumluluk alanı olarak ele alınmaktadır.


Elbette herkesin bu konuda aynı şekilde düşünmesi beklenemez. Toplum içinde farklı hassasiyetlerin ve farklı bakış açılarının olması son derece doğaldır. Ancak bir kurumun görevi, yalnızca çoğunluğun sesini yansıtmak değil; ortak mirası koruyarak geleceğe taşımak ve bu mirası isteyenler için erişilebilir kılmaktır. Türkçe ve Ladino’nun korunması, kimseye bir şey dayatmak anlamına gelmez; aksine kaybolma riski taşıyan değerlerin kayıt altına alınması ve yaşatılmasıdır.


Dil, geçmişle gelecek arasında kurulan sessiz ama güçlü bir köprüdür. Bu köprüyü korumak, ayrıştırmak değil; anlamayı, diyalogu ve birlikte yaşamayı güçlendirmek demektir. İsrael’deki Türkiyeliler Birliği’nin yaklaşımı da tam olarak bu anlayışa dayanmaktadır.

 

Bu konuda farklı görüşlerin olması doğal.Önemli olan, bu görüşleri konuşabilmek.

Sizce bir dili korumak, geçmişe bağlı kalmak mı yoksa geleceğe kök salmak mıdır?

 

Ovi R. Gülerşen



ree


ree

Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page