Ayıp Ettin Barselona!
top of page

Ayıp Ettin Barselona!


Oldum olası Barselona’yı “yaşamayı seçebileceğim şehirler” listesinde başta tutmuşumdur.

On gün evveline kadar.

Ama çok kırdı Barselona beni on gün önce.

Efendim, İsraeldeki “apartheid”ı protesto eden Barselona Belediye Başkanı ve il meclisi Tel Aviv’le 1998 yılında imzalanan “kardeş şehir” unvanını tek taraflı olarak iptal etme kararı almış. İş kararın oylanmasına kalmış.

İnsanlarının aşırı dozda demokrasi, insan hakları, eşitlik ve hürriyetten artık sarhoşluk derecesine vardığı hür ve demokratik (!) Gazze şehriyle yapılan aynı bağlamdaki antlaşmaya ise şimdi daha da sımsıkı sarılacaklarmış.

Hadi canım sen de !!

İkiyüzlülüğün bile bir derecesi, bir alt sınırı vardı eskiden.....

İsrael’deki Arapların hürriyet, insan hakları ve demokrasiden, başarının şartı olan eğitim ve fırsat eşitliğinden, (hakkıyla ve olması gerektiği şekilde) faydalandıkları her aklı başında insanın bildiği bir gerçek. Eğer herhangi bir Arap ülkesinde doğsalardı pek çoğunun bu ülkede varabildikleri seviyelere varamayacaklarından da eminim.

Örnek mi istersiniz?

Bol bol.

İşte kısmi listesi.

Başına Prof. Hossam Haick’i koymadan listeye başlayamayız.

1975 doğumlu bu dünyaca ünlü Profesör Na-Nose isimli, yapay zeka ve nano teknolojiye dayalı ve insan nefesinin analizinden hareketle kanser bulgularını deşifre eden sistemin mucidi. Nazarette Hristyan Arap bir aileye doğan bu Technion çalışanı, M.I.T Üniversitesi tarafından “Dünyanın en gelecek vaadeden 35 genç bilim insanı” listesine seçilmiş. Daha fazla söze gerek var mı?

Dürzü kasabası Usfiya doğumlu Prof. Mouna Maroun Haifa Üniversitesinde Sagol Nörobiyoloji bölümünün başındaki kişi. (Sagol ailesi Keter Plastik Şirketi eski sahipleri ve halen hissedarları)

2013 yılında popüler bir magazin tarafından “İsraelin en etkili 50 kadını” listesine seçilen profesör üniversitedeki laboratuarında duyguların nörobiyolojik temellerini araştırıyor. Profesöre de, Sagollara da şapka…

SolidRun şirketini pek azımız duymuştur.

Ancak Nazaret doğumlu Kossay Omary ve Tarşiha doğumlu Rabeeh Khoury adında iki mühendis mini ölçekli bilgisayarlarıyla büyük uluslararası ticari başarılara koşuyorlar.

Ülkenin ilk Dürzü resmi hastane başhekimi Dr. Salman Zarka Sfad Hastanesinin başı. Ayrıca yıllardır süren iç çatışmalarda yaralanan Suriyeli askerlere Askeri Saha Hastanesinde tedavi veren İsraelli ekibin de başı. Ve 25 sene boyunca da İsrael Savunma Güçlerinin sağlık bölümünde görevler üstlenmiş.

Dünyanın en iyi hastaneleri arasında gösterilen Şiba Hastanesinin Römatoloji bölümünde çalışan 35 yaşındaki Abdalla Vatad yakında ülkenin en genç tıp profesörlerinden biri olacak! Bu genç yaşında otuzun üzerinde ciddi tıp makalesinde imzası var.

Dimona şehrinde Müslüman Arap bir aileye doğan Lucy Ahariş İsrael televizyon kanallarının çok popüler bir sunucusu. Ayrıca gazeteci, oyuncu ve uluslararası forumlarda sözcülük yapan bir hanım. 2015 yılındaki İsrael Bağımsızlık Günü kutlamalarında 12 meşaleden birini yakmakla onurlandırılan bir “Apartheid Mazlumu!”

Hiam Abbass: Nazarette Müslüman bir aileye doğan ve günümüzde sayıları onlarla ifade edilen Arap asıllı oyuncuların en popülerlerinden biri.

Kudüs/ Yeruşalayim doğumlu Makram Jamil Khoury ise Hristyan Arap asıllı ve günümüz dahil gelmiş geçmiş en ünlü İsraelli aktörlerden biri.

Abd Al-Roof Higazi ve Nuha Hijazi; Tel Aviv ile Kudüs arasında İsraelli Araplar ve Yahudiler tarafından birlikte kurulmuş ve birlikte yaşanılan Neve Şalom, diğer adıyla Wahat al-Salaam köyünde yaşayan bir karı koca. PamBio biyotek startup’ının kurucuları. Birlikte akut kanamalarda terapi yapan bir hap geliştirmişler. Eşlerden biri ayrıca İbrani Üniversitesine bağlı Hadassah Tıp Okulunda öğretim görevlisi ve laboratuar şefi.

Sporda ve bilhassa futbolda da pek çok Arap sivrilmiş ve milli takıma da seçilmiş durumda. Nazaret doğumlu Moanes Dabour halen bu futbolculardan biri. Listeyi daha pek fazla uzatmak mümkün ama sizi isimler ve ayrıntılarla daha fazla meşgul etmek istemem.

İsraeldeki doktorların yüzde yirmiüçünün, (23%), Arap asıllı olduklarını bilir miydiniz?

Eczanelerde çalışanların çoğunluğu ise Arap asıllı. Yani biz İsraelli Yahudiler olarak yaşamımızı Arap doktorlara, sağlığımızı ise Arap eczacılara teslim ediyoruz. Bu mu apartheid?

İsrael Yüksek Mahkemesindeki yargıçlardan biri Arap.

Yargı sisteminde pek çok Arap asıllı yargıç, savcı ve avukat var.

Kanun nezdinde Araplarla Yahudiler arasında hiçbir fark yok. (Öyle de olması gerekir zaten). Yükümlülüklerde var ancak. Yahudiler, eğer aşırı dindar kesime mensup değillerse askere gitmek zorunda. Araplar değil.

Haa yine de hükümetler, örneğin belediyelerde, zaman zaman ayrımcılık yapmıyorlar mı derseniz, kesinlikle hayır diyemem ama mecliste yüzde on- onbeş oranında bulunan Arap asıllı milletvekillerinin büyük kısmı da beşinci kol görevinde İsrael karşıtlığı peşinde koşmayıp da kendi seçmenlerinin, (örneğin Mansur Abbas gibi), çıkarları için uğraşsalardı bu ve bu gibi dengesizlikler de çoktan azalır veya yok olurdu.

Barselona’ya dönersek: Barselona ayıp ediyorsun!





Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page