top of page

ABD’de “Kan İftirası”


ree

Dünyanın neredeyse her ülkesinde olduğu gibi ABD’de de İsrael ve ne yazık ki Yahudi karşıtlığı devam ediyor, belki de tırmanıyor.

New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, seçiminden hemen sonra şehirdeki açık antisemitizm örneklerini, örneğin bir okula çizilen “gamalı haçı” ve “Fuck Jews” yazısını hızlı şekilde kınadı.

 

Ancak asıl sınavı, 19 Kasım Çarşamba akşamı Park East Sinagogu önünde 200 kişiyi aşkın bir grubun “intifada” çağrıları yaptığı ve antisemit sözler sarf ettiği protesto ile geldi. Protesto, Nefesh B’Nefesh’in düzenlediği bir “aliyah” tanıtım etkinliğine karşı yapıldı. Mamdani bu olayı açıkça antisemitizm olarak nitelemedi; sadece “kullanılan dili hoş bulmadığını” söyledi ve sinagogda yapılan etkinliğin “uluslararası hukuku ihlal eden faaliyetleri teşvik edebileceğini” öne sürerek suçu iki tarafa paylaştırdı.

 

Burada uluslararası hukukun ihlali tam olarak neydi? Protestoyu savunanlar gösterinin Yahudilere karşı olmadığını belirttiler. Karşı oldukları, Nefesh B’Nefesh’in göçlere olanak sağlaması ve İsrael yerleşimlerini desteklemesiymiş.

 

Kan iftiralarının tarihte kaldığını düşünüyorduk değil mi? Gelin görün ki doğru değilmiş… Geçen hafta Washington’un bir tren istasyonunda düzenlenen bir gösteri maalesef orta çağın kan iftirası suçlamasını yeniden gündeme getirdi. Bir grup gösterici 20 Kasım Perşembe günü Washington D.C.'deki bir tren istasyonunda, yüzyıllardır Yahudilere karşı tekrarlanan, kitlesel şiddete yol açan ve asırlık bir antisemit komplo olan kan iftirasını yansıtan bir gösteri düzenledi.

 

Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump, eski ABD başkanı Joe Biden, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve eski Dışişleri Bakanı Antony Blinken maskeleri takan göstericiler, gösterinin videolarında mavi Davut Yıldızları ile süslenmiş bir masada şarap kadehlerinden sahte kan içerken görüldü; yıldızların üzerine kırmızı damlalar sıçradı.

 

Elleri kıpkırmızı olmuş göstericiler, yüzlerindeki kanı İsrail bayraklarıyla silerken, Netanyahu ve Biden'ı canlandıran karakterler bir yığın kanlı bağırsak parçasını parçaladılar. Masanın yanına konan devasa bir menünün başlığı "İsrail'in Şükran Günü Yemeği"ydi ve menüde yer alan ikramlar arasında "Gazzeli çocukların uzuvları", "çalıntı organlar", "yasadışı olarak hasat edilen deri" ve içecek olarak "Gazze'nin dökülen kanı" gibi dehşet veren kavramlar vardı.

Videoyu görmek için linki tıklayın.

Maalesef bu görüntüler hem istasyonun içinde hem de ön girişinin dışında kurulan videolardan yansıtıldı.  Ve bu tüyler ürpertici olay başkentin toplu taşıma araçlarının ana girişi olan Union İstasyonu’nda gerçekleşti.

 

American Jewish Committee ile Anti-Defamation League’in tepkileri gecikmedi… “Aktivizm ve 'performans sanatı' kisvesi altında sergilenen bu gösteri, tarihin en eski ve en tehlikeli antisemit söylemlerinden birinin yeniden canlandırılmasından başka bir şey değil. Kan iftirası, yüzyıllardır Yahudilere yönelik şiddeti, zulmü ve katliamları körükledi. Ülkemizin başkentinde yeniden ortaya çıkması hem dehşet verici hem de kabul edilemez" sözleri ile durumun ciddiyetine vurgu yapıldı.

 

Bu denli karamsarlıkla başladığım yazıma birazcık sevindirici güzel bir haberle devam etmek istiyorum. İlklere imza atan bir kadından bahsedeceğim. Yine ABD’deyiz, Ohio eyaletinde… ABD tarihindeki ilk kadın Ortodoks Yahudi, Ohio belediye başkanı oldu.

Michele Weiss, şehir konseyinde 15 yıl boyunca mali sorumluluk ve iki partili iş birliğiyle edindiği güçlü itibarın ardından, ağırlıklı olarak Demokratlardan oluşan Cleveland banliyösünde Cumhuriyetçi bir aday olarak net bir zafer kazandı.

 

28 yıldır University Heights’ta yaşayan, bir anne ve aynı zamanda büyükanne olan Weiss, ocak ayında göreve başlayacak. Ortaya çıkan antisemitizm dalgası sırasında göreve başlayacak bir Ortodoks Yahudi belediye başkanı olarak Michele Weiss’ın işinin çok kolay olmayacağı belli.

 

Göreve gelmesi öncesinde Michele Weiss’ın Yahudi kadınlara mesajı var… “Dinimizin en güzel yönlerinden biri, dünyaya bir fark yaratmak için getirilmiş olmamızdır. Ben de hayatımı bu mottoyla yaşıyorum” sözleriyle kamu görevine yönelme kararını dini değerleriyle ilişkilendiriyor.

 

Weiss’ın zaferi, yalnızca siyasette Ortodoks Yahudi kadınlar için bir dönüm noktası değil, aynı zamanda ABD’de siyasi kutuplaşmanın arttığı bir dönemde karşıt partiler arasında köprü kurma açısından da önemli bir adım niteliğinde.

 

Demokrat ağırlıklı bir bölgede, Cumhuriyetçi kimliğini koruyarak güçlü bir zafer elde etmesi, yerel sorunlara ve toplum ilişkilerine odaklanıldığında iki partinin de desteğinin mümkün olduğunu gösteriyor.

İlklere imza atan Michele Weiss’a başarı dileklerimle…

Nelly BAROKAS


İYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?

ree


ree

 

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page