Jacob Bruskin Gershowitz
top of page

Jacob Bruskin Gershowitz


Jacob Bruskin Gershowıtz, 26 Eylül 1898 tarihinde New York'un Brooklyn semtinde doğdu.

Ailesinin kökeni Rusya'ya ve Litvanya'ya dayanıyordu. Büyükbabası Jakov Gershowitz, Odessa'lıydı ve bir Yahudi olarak yaşamında belli başlı serbestlikler elde edebilmek için 25 yıl Rus İmparatorluk Ordusu için teknisyen olarak çalışmıştı.

Gershwin'in ebeveynleri, Rusya'da yükselen antisemitizm nedeniyle A.B.D.'ye göç etmişlerdi.

Ebeveynlerinin yaşadıkları bölgedeki Yidiş tiyatroları ile samimi olması sayesinde adını George olarak ileride değiştirecek olan oğulları da sahne arkası ile tanışmıştı.

George Gershwin; 10 yaşındayken, arkadaşı Maxie Rosenzweig'ın keman resitali sonrası müziğe adım attı. Aynı dönemde eve alınan piyano ise onun yaşamında bir dönüm noktası oldu.

Erkek kardeşi Arthur da onun yolunu izleyerek ileride besteci olarak kariyer yapacaktı.

Birçok piyano öğretmeni ile hayalkırıklığı yaşadıktan sonra 1913 yılında Charles Hambitzer ile tanıştı ve Hambitzer'in ölümüne kadar onun öğrencisi oldu. Hambitzer, George Gershwin'e Avrupa klasik müziğini tanıtmanın yanında onu konserler için de yüreklendiren kişi oldu.

15 yaşında okulu bırakıp, müzisyen olarak haftada 15 dolarla iş buldu.

17 yaşında bestelediği ilk şarkısından 50 sent kazandı.

1916'dan itibaren Aeolian Şirketi için çalışmaya ve onlarca çalışma ortaya koymaya başladı.

1919 yılında ülke çapında büyük başarı kazanan Swanee bestesini yayınladı. Dönemin büyük Broadway sanatçısı Al Jolson besteyi duydu ve gösterilerinden birinde yorumladı.

1910'ların sonunda müzik direktörü ve söz yazarı William Daly ile tanışan besteci, Daly ile birlikte Piccadilly to Broadway ve For Goodness Sake adlı Broadway müzikallerinde çalıştı.

1924'te ise orkestra ve piyano için yazdığı ve klasik müzikle jazz müziğini birleştirdiği Rhapsody in Blue geldi. Beste, Gershwin'in en çok beğenilen çalışması oldu.

1920'lerde birlikte çalışmaya başladığı söz yazarı Buddy DeSylva ile deneysel jazz opera eseri Blue Monday'i ortaya çıkardılar. 1924'te ise abisi Ira ile birlikte müzikal komedi Lady Be Good'da, 1926'da Oh, Kay!'da, 1927 yılında Funny Face'de ve 1927 ile 1930'da Strıke Up The Band'de yer aldı.

1920'lerin ortasında kısa süre yaşadığı Paris'te, ünlü müzisyenlerin öğretmeni olarak tanınan Nadia Boulanger ile kompozisyon çalıştı.

Paris'te kaldığı sürede yazdığı An American in Paris, kısa sürede Avrupa ve A.B.D. klasik müzik repertuarında kendine yer buldu.

Gershwin kardeşler 1929 yılında Show Girl müzikalini yarattılar. Bu eseri, Girl Crazy ve I Got Rhtym takip etti.

Yazar DuBose Heyward tarafindan Güney Carolina'daki Folly Adası'na tatile davet edilen besteci burda boş durmadi ve yazarın eserini konu edinen Porgy and Bess operasını besteledi. Eleştirmenler, bu eserin bir müzikal mı yoksa opera eseri mi oladuğuna karar veremediler.

Tiyatro tarihçisi Robert Kimball'e göre sınırları aşan bir beste olmuştu. Ancak Porgy ve Bess'in reklamı başarısız olmuştu. Buna rağmen besteci Hollywood'a yerleşti ve 1936 yılında, Fred Astaire ile Ginger Rogers'ın yer aldığı Shall We Dance filminin müziğini yazdı.

Gershwin'in, evli ABD'li besteci Kay Swift ile on yıllık ilişkisi vardı. Bu ilişki aynı zamanda müzik konusunda danışmanlık da içeriyordu. Swift'in torunu Katharine Weber'e göre; eşinden Gershwin için boşanmış olan Kay ile George'un asla evlenmemiş olmasının nedeni George Gershwin'in annesinin, Kay'in Yahudi olmadığı için koyduğu vetoydu.

1926'ta yazdığı Oh Kay'i besteci Kay Swift'e adamıştı. Swift ünlü bestecinin ölümünün ardından çalışmalarını Ira Gershwin'le ortaklaşa düzenledi.

1937 yılında San Fransisco Semfoni Orkestrası ile birlikte çıktığı sahnede koordinasyon sorunları ve duraklamalar yaşadı.

Bu dönemde Hollywood'da, kardeşi Ira ve eşi Leonore ile birlikte yaşıyordu. Ancak ortaya koyduğu davranış değişiklikleri Leonore'un onun akıl sağlığından endişelenmesine neden oldu. Bu arada korkunç başağrıları ve halüsilasyonları devam ediyordu.

9 Temmuz 1937 tarihinde aynı zamanda kaldığı Yip Harburg'un evinde yere yığıldı. Kaldırıldığı hastanede komaya girdi. Doktorlar yaptıkları araştırmada beyin tümörüne rastladılar.

38 yaşındaki ünlü besteci, araya Beyaz Saray'ın da girdiği telefon trafiği sonrası gönderilen doktorların çabalarına ve büyük bir tümörün başından çıkarılmasına rağmen 11 Temmuz tarihinde hayatını kaybetti.

20. yüzyılın büyük bestecisi, George Gershwin, Westchester Hills Yahudi Mezarlığı'nda ebediyen istirahat etmekte.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page