EYLÜL; ayların en güzeli,  HOŞ GELDİN
top of page

EYLÜL; ayların en güzeli,  HOŞ GELDİN


(Yazarın yazısını sesli dinlemek için tıklayınız)

Kendimi bildim bileli Eylül ayını çok severim. Okul açılınca Eylül ayında, benim de içim açılır. Okul demek yeni ufuklara yolculuk etmektir. Okul demek her gün yeni bir şeye hazır olmak demektir. Hem yeni bilgilere, hem yeni kişilere ve hem de yeni ilişkilere karışmak demektir. Daha sonra Eylül demek gelecekteki hayatımı şekillendiren ve yeni yaşantıma giren, yeni olaylar ve insanlar, sevinçler demektir.

1975 yılının,20 Eylül günü,5 Eylülde doğmuş olan erkek arkadaşımla nişanlandığımız gündür.

1976 yılının,1 Eylül günü sevdiğimle nikahlandığımız gündür.4 Eylül gününde, nikahımdan tam üç gün sonra, Sevgili “Cimcime Sultanım”ın, sevgili maviş yeğenimin, Rina’mın doğduğu gündür.

1977 yılının 13 Eylül günü hayatımın güneşi doğdu. İlk evladım, ilk bebeğim, güneş oğlum Soni’m dünyaya geldi. Soni güneş rengi saçları, pembe ipeksi yanaklarıyla, kollarıma verildiği zaman, içimdeki annelik çiçeklerinin açtırmıştı.

Bu Soni, gönlümün çiçeklerini, her gün aynı sevecenlik ve zarafetle yeniden büyütür ve çoğaltır. Yine bu Soni; 2011 yılının 28 Eylül’ünde bana sevgili 2. torunum Maya Sara’yı armağan etti.

Eylül, aylardan çok bereketli ve kutsal bir aydır ailemiz için.

Eylül ayı farklı duyguların hazırlıklarını da başlatır. Gerçekten de eylül ayı içsel mahkemelerimizin kurulduğu en önemli aydır. İç hesaplaşmaları, pişmanlık ve nedamet duyguları hep bu ay içinde yaşanır. Yeni başlayan İbrani yılımızı ve kefaret günümüzü ve duygularını hep bu ayda yaşarız.

Mevsim dönüşümü, sıcak ve terleten uzun yaz günleri, eylülde biter, hafif, nefes aldıran mevsime, sonbahara kapılarını ardına kadar açar. Eylül güzellik ayıdır. En güzel meyveler, narlar, incirler, hurmalar, tabaklarımıza buyur edilirler. Bu ayda sarı, turuncu ve kahverengi renkler bir araya gelerek, hazırladıkları doğa tabloları ile, gün batımlarıyla güzellik müsabakasına girerler. El mi yaman,bey mi yaman? Güzellik kraliçesini seçmek epeyi zorlaşır. Normal zamanlarda Eylül sahne perdelerini sanatseverlere açtığı zamandır.

Şimdi bu sene bakalım Corona günlerinde Eylül nasıl geçecek? Çocuklarımız okullarına huzurla gidebilecekler mi? Yoksa yine evlere kapanıp Zoom’la mı devam edecekler? Yahut okulda sınıflarında maskeyle oturup ders dinlerlerken nasıl hissedecekler, bunalacaklar mı?

Yaklaşan Yamim Noraim günleri nasıl uygulanacak? Ailelerimizle yine uzaktan uzağa, ekranların ardında mı bayram yemekleri yiyeceğiz?

Ne desek boş, hayrımıza ne olacaksa öyle olmasını dilemekten başka çaresi yok. İçimiz solmasın yeter ki. İçimizdeki yaşama coşkusunu kaybetmeyelim yeter ki.

Tanrı güzelliktir, iyiliktir. Eminim ki bu yaşadığımız günler, aslında hepimizin hayrına olacak güzel günlere hepimizi ulaştıracaktır. Umudumuzu yitirmeyelim. Bir gün yeniden, o kıymetini bilmeden, hoyratça yaşadığımız normal hayatımıza geri döneceğiz. Ama dilerim kıymetinin ayırdına varır ve hak ettiği şekilde yaşarız.

Ne mi istiyorum?

Eylül gibi bir şey istiyorum ben.

Yakmasın…üşütmesin.

Sarı-yeşil olsun,

Sarı sabrım… yeşil dileğim olsun.

Rüzgar ılık essin,

Yağmuru huzur versin,

Şu telaş, şu kavga, şu acı bitsin.

Hayat yeni başlıyor gibi olsun.

Doğa arınsın, temizlensin.

Diğer mevsimler kenara çekilsin.

Sarı, yeşil bahar gelsin.

Eylül gelsin.

Sevgili okurlarım, hep sevgi ve sağlıkla kalın.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page