top of page

“Komedyen Haham” ?


Bundan 12 yıl önce İstanbul Aşkenaz Sinagogu’nda gittiğim bir Yom Kipur duasının sonlarına doğru, Rav Mendy Chitrik’in “Komedyen Haham” başlığını verdiği konuşmasını dinledik...

Bu başlığı ilk duyduğumda, onu garipsemedim değil... Ancak, Chitrik’in şu sözlerini dinledikçe, tutumum yumuşadı: “Sinagog devamsızlığı ile ilgili çeşitli sosyolojik açıklamalar mevcut: Bunlardan bazıları inanç seviyesi, sosyal ortam, eğitim, mesleki zorunluluklar ve daha cazip aktivitiler olarak belirlenmiş... Ama sinagoga karşı ilgisizliğin önemli sebeplerinden biri, geleneksel sinagog ortamının yeteri kadar motive edici olmamasıdır. Ortamı monoton veya hüzünlü bulanların ayakları sinagoglardan hemen kesilmektedir... Bu durumu düzeltmek için bir Komedyen Haham gerekiyorsa, varsın olsun! Sinagog’da mizah, bir kişiyi Yahudi kültürüne bağlayacaksa, o zaman bu tartışmayı biz kazandık demektir...”

Rav’ı birden haklı buldum! Ve aklımdan şunlar geçti: Diğer tek tanrılı dinlerden, şatafatlı bir katedralde dua eden bir papazı fıkra anlatırken düşünün – veya cüppeli/sarıklı bir hocayı... Bir de pembe suratlı, beyaz sakallı bir hahamı... Acaba mizah, kime daha çok yaraşır – siz karar verin!

Fansızcadaki esprit sözcüğü,aynı zamanda “zekâ” demek değil mi? Veya Almanca’da “fıkra”nın karşılığı olan Witz, Anglo-Saksonların “wit” = “bilgelik” sözcüğünden türetilmemiş mi? Şimdi de şunu soralım: Bir ayağı zekâ, diğer ayağı bilgelik olan mizah, “kitapların halkı” (people of the book) olan Yahudilere daha çok yakışmaz mı? חוכמה = bilgelik = fıkra sözcüğü, şahidimdir!

Gelelim, Sigmund Freud’un şu unutulmaz saptamasına: “Mizah, savunmasız olanların silahıdır”. Ben bunu, biraz daha az militarist biçimde, “Mizah = Savunmanın Son Çaresi” olarak tanımlama yandaşıyım...

Yahudi halkında, Samson veya David’den – hadi biraz daha ileriye gidelim, Bar Kohba’dan sonra güçlü bir halk kahramanı çıkmamıştır, belki Varşova Gettosu ayaklanmasına kadar... İşte bu eksikliği, bireylerin zekâları ve ileri gelenlerinin bilgelikleri karşılamıştır. Bunların öyküsünü anlatan yüzlerce, binlerce Yahudi fıkrası vardır.

İşte tüm bu konuları, Rav Mendy ile bu Çarşamba akşamı zoom üzerinden konuşmaya çalışacağız. Bu kez kendisi “host” değil, konuk olacak ve Yahudi mizahı ile ilgili sorularımı yanıtlayacak. Bakalım, iki Yahudi mizah konuşunca, ortalık gülünecek bir halde mi olacak, ağlanacak mı?!?

Bu vesile ile aklıma geldi:

Bir hocaya Yahudi fıkrası anlattığınızda, üç kere güler: fıkrayı dinlediğinde, ona fıkrayı açıkladığınızda ve yarım saat sonra – jeton düştüğünde...

Bir protestan papaza aynı fıkrayı anlattığınızda, iki kere gülecektir: fıkrayı dinlediğinide ve ona fıkrayı açıkladığınızda; jeton ise düşmez...

Bir katolik papaza aynı fıkrayı anlattığınızda, sadece bir kere güler: fıkrayı dinlediğinde. Zira ona fıkrayı açıklamanıza izin vermez ve jeton da zaten hiç düşmeyecektir...

Bir hahama aynı fıkrayı anlatığınızda ise hemen güler – ve der ki, bak sana daha komik bir fıkra anlatayım...

Bakalım, Rav Mendy Chitrik bu akşam bize neler anlatacak...

Sevgili Rav Mendy, bundan 20 yıl kadar önce Türkiye’ye geldiğinde, bir ara tatlı sudan tuzlu suya atlamış bir balık gibi gelmişti bana... Günün birinde, bazı konularda sitem ettiğinde, ona şöyle bir telkinde bulunmaya çalıştım: “Don’t worry – time is on your side...” (Tasalanma – zaman senin lehindedir...)

Yıllar bunu göstermiştir – sizce de öyle değil mi?

*****

Önemli not: Artık birbirleriyle “tehlikeli biçimde” çakışmaya başlayan zoom konferans saatlerini ayarlamak için, belki de TMT’nun üstleneceği bir “telekonferans koordinasyon merkezi” kurulmalıdır.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page