Sessizliğin Gücü
top of page

Sessizliğin Gücü


( Yazarın yazısını sesli dinlemek için tıklayınız)

“Odadan çıkman gerekmez masanda oturmaya devam et ve dinle. Dinleme bile sadece bekle. Bekleme bile gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana. Maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine...”~ Franz Kafka

Size de oluyor mu? Son zamanlarda sık sık “sözün bittiği yer “durumlarıyla karşılaşıyorum. Söyleyecek şey bulamıyorum. Eskiden olsa söz bitince teselli etmek ya da teselli bulmak için sevdiğimizin yanında olmak elini tutmak, sarılmak yeterdi. Konuşmasak da olurdu. Şimdilik bazılarımız bunları yapamıyor. Ekrandan göz göze bakışmak bir nebze de olsa sarılmamın yerini tutabilirmiş. Pandemi evrensel olsa da koşullarımız, olanaklarımız, yaşamda bulunduğumuz yer, bakış açımız, endişelerimiz ayrı. Kısacası bu hepimizin problemi ama etkileri aynı değil. Dolayısıyla konuşurken, yazarken ekstra duyarlı olmak gerekiyor. Hal böyle olunca, bazen sessiz kalıp hassas yüreklere yüreğimizle sevgi ve şefkat yollamak bir yol olabilir.

İlk şoku atlattık sanki. İnkârla başladık, birçoğumuz kabule geçtik belki de. Geçmiş deneyimlerimizden de biliyoruz ki bazı şeyler bizim kontrolümüzde değil. Bunu da kabullenmemiz gerekiyor. Son zamanlarda öğrendiğim ve uygulamaya çalıştığım “Stoisizm” felsefesine göre yaşamda iki şeyin kontrolü bizde: olaylar karşısındaki tepkilerimiz ve eylemlerimiz.

Tarihe tanıklık ederken elbette olan bitenden haberdar olunmalı. Okuduğum haberleri filtreden geçirmek, sorgulamak, yapabildiğim kadar doğruluğunu araştırmak elimde. Olayları olduğu gibi önyargısız gözlemlemek benim elimde. Onlar, bunlar, cahiller, dindarlar gibi tanımlamalarla algı ve sinir sistemimle oynanmasına izin vermemek de benim elimde. Tarafsız, iyi niyetle, kötülemeden, küçümsemeden, anlamaya çalışmak da öyle. Dışarıda müthiş bir hengâme var. Bizi serseme çeviren bu gürültüye dur dememiz gerektiğine inanıyorum. Tepkimizin, eylemimizin ne olacağını bilebilmemiz için yine kendimizle kalmaya ve sessizliğe ihtiyacımız var.

Bir araya gelemiyoruz. Bilinmeze doğru - ne zaman biliyorduk ki- yol alırken hakikatin sırrı durgunlukta, sakinlikte, sessizlikte, kendimizi dinlediğimizde.

En zor zamanlarımızda hakikate yaklaşırız. Bizim için anlamlı olanın ne olduğunu işte o zaman fark ederiz.

Ömrüm yeter de henüz doğmamış torunlarıma bugünlerimi anlatırken evde ve sürekli olarak sosyal medyadaydım demek yerine güzel hikayeler anlatmak isterdim. Yaşadıklarıma anlam, sorularıma yanıt ararken çevrem ve zihnim sessiz olmalı ki iç sesimi duyabileyim. Madem ömrüm boyunca ilk defa bu kadar uzun bir süre tek başıma kalmak zorundayım, ben de sessizliğin gücünden yararlanmalıyım. Bu sessizlik kendimle yüzleşmeme, kendimi iyice tanımama bir vesile oluyor. Ancak böyle başkalarına empati gösterebilir yardım edebilirim.

Sonuçta gurumuz kendimiziz. Sessizlikte derinlik vardır. Boşuna sessiz ve derinden dememişler. Hakikatin cevabı kendimizde… Sevdiklerimizden, sokaklardan ve daha pek çok şeyden ayrı düştük. Biricik ve değerli kendimize kavuştuk.

Kalplerimizi bir dinleyelim. Bakalım bize ne fısıldıyorlar. İç sesimiz bütün seslerden daha güçlü. En doğrusunu o bilir.

Kayıplar, acılar yaşadığımız bu olağanüstü günlerde tüm yorgun, hassas, yalnız yüreklere cesaret ve dayanma gücü diliyorum.

İnanıyorum ki bize bu gücü sabır, anlayış, sevgi, mizah, yaratıcılık ve sessizlik verecek.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page