İSRAEL’li Bilim İnsanları, 2.000 Yıllık Tohumlardan - PALMİYE AĞACI –Yetiştirdi.
top of page

İSRAEL’li Bilim İnsanları, 2.000 Yıllık Tohumlardan - PALMİYE AĞACI –Yetiştirdi.


Antik çağda, Judea Bölgesi, eski metinlerden bilindiği gibi, ağız tadını bilenler için dolgun ve lezzetli hurma ağaçlarına sahipmiş. Nedir ki bu lezzetli meyveleri taşıyan palmiye ağaçları sonunda öldüler. Ama şimdiki İsrael Bilim insanları onları yeniden hayata döndürmeyi başardılar.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Merhaba sevgili okuyucularım, kişisel aksiliklerden ötürü yaklaşık bir aydır, sizlere bu köşeden seslenemedim. Tanrı’ya şükür yavaş yavaş fabrika ayarlarıma dönüş yapıyorum. Şaka bir yana, insan her şeye rağmen yine de bir şekilde eski motivasyonu, yavaş da olsa yakalıyor.

Dün bir makale okudum, ve kafamda ışık yandı. Bunu sizlere de anlatmak istedim. Bazı kişiler ne kadar yırtınsa da İsrael gerçekten bizim kadim topraklarımız ve hep böyle kalacak. Size anlatmak istediğim 2.000 yıllık mirasın böyle bir gerçek üstü hikayesi var.

Genç bir bilim kadını olan Alice Klein, Yeruşalayim’deki Louis L. Borick Doğal Tıp Araştırma Merkezi’nden Sarah Sallon tarafından yönetilen bir ekiple, çeşitli arkeolojik alanda keşfedilen 2.000 yıllık Judea hurma tohumlarından, 6 yeni ağaç filizledi. Araştırmalar yaptıkları bilimsel açıklamada, bir zamanlar “Jericho ve Ölü Deniz” çevresindeki tarlalarda yetiştirilen hurma ağaçlarını anlattıktan sonra, yıllar süren savaşların ardından,19. yüzyıldan itibaren bu tarihi plantasyonlardan geriye bir iz bile kalmadığını söylediler.

Bununla birlikte bir avuç içini ancak doldurabilecek miktarda olan hurma tohumları, kazılar sonunda gün ışığına çıkartıldı. Muhtemelen Ölü Deniz çevresindeki alanın, deniz seviyesinin 1,388 metre altında bulunan eşsiz çevresel koşulları nedeniyle, o bölgede yağış ve nem düşüklüğü olduğundan, araştırmacılara göre, bölgenin antik kalıntıları, kozmik radyasyondan koruyabilecek en kalın atmosfere sahiptir.

2008 yılında Sallon ve meslekdaşları, Ölü Deniz’in yukarısında bulunan ve eski bir tahkimat kalesi olan Masada’da keşfedilen, Yahudi isyancıların, MS. 73 veya 74’te Romalılara karşı direndikleri sırada, 1900 yıllık tarihi bir tohumu filizlendirdiklerini açıkladılar. Aralarından bir araştırmacı, laboratuvardaki çalışma arkadaşlarının, Tevrat’da adı geçen ve 969 yıl yaşayan Metuşaleh’in adını, ağaca verdiklerini anlattı.

Deneyin başarısı Dr. Sallon’u şaşırttı. Bunu hiç beklemediğini ve ekibin tohum ağırlığı veya büyüklüğü gibi temel ölçümleri almadıklarını söyledi.” Ölü Deniz Parşömenleri” nin keşfedildiği yer olan Masada ve Qumran’da dahil olmak üzere, Judea Çölü çevresindeki arkeolojik alanlarda bulunan 34 adet tohumla, projeye daha sistematik bir deneme yapmaya karar verdiler.

Tohumlar suya batırıldı, çimlenmeyi ve köklenmeyi teşvik eden hormonlarla desteklendi ve Güney İsrael’de, bir kibutzun toprağına dikildi. 34 tohumdan 6 tanesi filizlendi.2 dişi ve 4 erkek (Erkek hurma ağaçları polen, dişi hurma ağaçları çiçek üretir) olan bu ağaçlara da Tevrat’dan isimler verildi.

Dişi fidanlara Judith ve Hanna, erkek fidanlara ise Uriel, Yona, Boaz ve Adam adları verildi. Judith ve Hanna, henüz cinsel olgunluğa ulaşmadıkları için, araştırmacılar antik, tarihi Judea hurmalarını üretemediler. Bununla birlikte eski tohumların modern çeşitlerden daha geniş ve uzun olduklarını, büyük boyutlarının evcilleştirilmiş ürünlerden geldiğini düşündürdüğünü belirtiyorlar. Aslında” genç bilim insanı” grubunun belirttiği gibi, tohumların genetik analizi, bazılarının farklı bölgelerde yetişen erkek ağaçların döllediği dişi ağaçlardan elde edildiğini tahmin ediyorlar.

Araştırmacılar ,”sonuçlarımız, antik Judea’da oldukça sofistike bir evcilleştirme kültürünün var olduğu tarihsel anlatıyı pekiştiriyor” demekte. “ Tarih plantasyonlarında genetik çeşitliliği korumaya ilgi duyan yerel çiftçiler, zengin bir çeşit koleksiyonu geliştirmek için genetik olarak erkeklerle melezleme kullandılar.” Bu eski tohumlar, artık göremediğimiz kayıp genetik çeşitliliğin temsilcisi olacaklar” denilmekte…

Sevgili okuyucularım neden bilmem, bu haber benim beynimde yeni bir fikir olarak filizlendi. Biz insanların da tıpkı bu hurma tohumları gibi, atalarımızın özelliklerini taşıdığımızı hatırlattı. İyi ve güzel tohumlar üretebilmek için, iyi tohumların ürünleri olmamız şart. Gelecek kuşaklarda dünyaya gelecek olan köklerimizin mahsülleri, yani soy ağacımızın verimli ve bereketli olması bizim elimizde. Geçmişe şu anda hakim olamasak bile geleceğimize, çürük meyve vermeyen nesiller yetiştirmek gerek. Bunu için geride bize örnek olacak binlerce yıllık değerlere ve parlak beyinlere sahibiz. Hem toprağımızın, hem de ulusumuzun mirasını kullanıyoruz.

Yahudilerin Eretz İsrael üzerindeki varlıkları, arkeolojik tohumlardan bile anlaşılabiliyorsa, bazılarının teyit veya kabul etmesine de ihtiyacımız yok. Am İsrael Hay…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page