top of page

Sadece  Güzel Şeyler


Bu hafta sadece güzel şeyler yazacağım.

Bu yüzdendir ki İran’ın en azından Avrupayla yürürlükte olan nükleer silah antlaşmasını artık günbegün ihlal ettiğinden bahsetmeyeceğim; yöneticilerinin Tel Aviv’i sıfırlama tehdidinden ise hiç mi hiç bahsetmeyeceğim.

Paris’teki trende sırf telefonda babasıyla İbranice konuştuğu için saldırıya maruz kalan İsraelli öğrenciyle ilgili habere de yer yok bu satırlarda.

Sadece güzel şeyler.

İsraelli politikacıların büyük ayıbı, üçüncü kere tekrarlanacak seçimlere mani olabilmek için politik çıkarları ve kişisel egoları bir yana itip sağduyusunu kullanarak, rakip partiden, (Likud) Meclis Başkanı Yuri Edelshtein lehine milletvekillerinden 61 oy toplamaya çalışan, -ama maalesef başaramayan- İşçi Partisi milletvekili Omer Barlev’den söz açacağım. Keşki onun gibilerinden daha fazla olaydı da milletin büyük çoğunluğunun karşı olduğu bu anlamsız seçim önlenebilseydi. (Omer Barlev eski Genelkurmay Başkanı Haim Barlevin oğludur):

Abdallah Chatila’dan bahsedeceğim. Lübnan doğumlu bu İsviçreli işadamından.

İnsanlığını politikanın ve dinsel bağnazlığın üstüne çıkartmayı başarabilmiş bu ‘’adam gibi adam’’dan.

Hitler’le ilgili bazı eşyaların açık arttırmayla satılacağını öğrenen işadamı, bu eşyaların yanlış ellere düşmesini önlemek amacıyla hepsini satın aldı. Bununla yetinmeyip tümünü Soykırım Müzesi Yad Vaşem’e bağışladı. Bu bağış ve insansever Lübnan asıllı İsviçreli, Cumhurbaşkanımız Rivlin tarafından kabul edilerek onurlandırıldı. Cumhurbaşkanıyla yaptığı görüşmede Chatila,

‘’Bir daha asla’’ sloganının laftan ibaret olmadığını herkese duyurmak istedim’’ dedi.

İsrael’in yabancı ülkelerle ilişkileri, -hükümetsizliğe rağmen- giderek ivme kazanıyor. Bu bağlamda 10 yıldan fazladır ilişkilerin dondurulmuş olduğu Bolivya’nın yeni hükümeti ülkemizle ilişkilerini yenileme kararı aldı.

Bilindiği üzere Bolivya’nın seçim yolsuzluğuyla suçlanıp istifaya zorlanan eski başkanı Morales, 2009 yılında İsrael’in sınır ve insanlarını koruma gayesiyle başlattığı Gazze operasyonu nedeniyle ilişkileri dondurmuştu. Morales, -ismiyle tezat teşkil eden şahsiyetiyle – şu anda ülkesinden kaçmış durumda.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste….

Bundan daha da ilginç bir gelişme geçtiğimiz günlerde ABD’de yaşandı. Şöyle ki, ABD Ulusal Güvenlik Başkan Yardımcısı Coates bir yandan Beyaz Saray’da bir İsrael delegasyonuyla görüştü. Paralelinde aynı kişi dört Müslüman ülkenin temsilcileriyle de temasta bulundu.

Ülkelerden, ki bunlar Fas, Oman, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, hiç birinin halen İsraelle diplomatik ilişkileri bulunmuyor. Belki de güzel bir başlangıca gebeyiz, kim bilir?

Hep güzelliklerden söz açacağız dedim. Bu yüzdendir ki hem Filistin toplumu tarafından ve gerek FKÖ ve gerekse Hamas örgütlerince dışlandıkları için, oralarda yaşamaktansa İsrael’de sokakta yatmayı dahi tercih eden eşcinselleri görmezden gelip İsrael’e nefret kusan Batılı, “Filistin için Eşcinseller” veya “İsrael Terörüne Karşı Eşcinseller” gibi LGBTQ kuruluşlarından söz etmeyeceğim.

Geçtiğimiz günlerde Hebron’da askerlere bıçakla saldıran Arap kadından da bahsetmeyeceğim bu hafta.

Buna karşı ülkenin güneyinde Rahat’ta binlerce Bedevi ve Arap işçiye ekmek kapısı olan eski adıyla Sodastream, yeni adıyla Pepsico’dan bahsedeceğim. Şirket tesislerini genişletme kararı aldı. Yatırımı icin İsraeli Meksikaya tercih eden Pepsi yönetimi 320 milyon şekellik yeni yatırımıyla toplam bin ek aileye geçim olanakları sunacak.

Time dergisinin 2019 yılı için seçtiği ‘’Yılın 100 önemli buluşu’’ listesinde İsrael’den 9 şirket yer alıyor. Hatırlamakta zorluk çekenlerimiz için İsrael’in nüfusu dünya nüfusunun yüzde dokuzunun çok, pek çok altındadır! (yaklaşık binde biri kadardır!)

Barselonada yapıla 450 katılımcılı ‘’akıllı şehir’’ yarışmasında Yeruşalayim şehri ulaşım kategorisinde 28 finalist arasında yerini aldı. Başarısını şehirdeki kitle ulaşım sisteminde AI/yapay zeka kullanımına borçlu.

Güzel şeyler derken, İsrael’in tıp alanında insanlığa katkıları durmak nedir bilmiyor.

Son olarak Technion ve Bar Ilan Üniversitelerine mensup bir grup, beyine özel bir metodla ilaç sevketmeyi başardı. Bu olanak özellikle Alzheimer tedavilerinde büyük gelişmelere yol açacak nitelikte. Metodun iki ayağı var çığır açıcı olarak nitelenebilecek.

Birincisi taşıdığı proteini kullanışlı hale sokan bir mekanizmayla donatılan bir mikroçip, ikincisiyse bunun beyne ulaşımını sağlayan özel bir aygıt/sistem.

Öte yandan Yeruşalayimdeki İbrani Üniversitesi de ölüm oranının çok yüksek olduğu karaciğer kanseri tedavisinde çığır açabilecek bir tedavi metodunun ön aşamalarında şu anda.

Her iki projeye de insanlık adına başarılar dilerim.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page