ALİYA GÜNLÜĞÜ SERÜVENİ
top of page

ALİYA GÜNLÜĞÜ SERÜVENİ


“Bir aşk düştü içime… Bu güne kadar gitmeyen İsrael aşkı.”

Aliya Günlüğü'nden…

Sekiz yıl önce bugün aliya yapmışım.

Sekiz yıl mı? Bana yirmi sekiz gibi geliyor.

Eski benden eser yok.

“Yapamazsın”lar gitmiş, yerine bambaşka bir anlayış gelmiş: Özgüven.

İsrael bana sevmeyi, güvenmeyi öğretmiş, ayaklarımın sağlam durmasını sağlamış, kalbimdeki göçebeliğin sonunu getirmiş. Endişelerim şekil değiştirmiş.

Acaba bir gün gitmek zorunda kalır mıyım diye düşünmeden, sadece geçim derdine düşmüşüz ..O zaman da ne iş olsa yaparım hesabı sıkıca tutunmuşuz hayat kavgasına, evimizi, vatanımızı sevgiyle kucaklayarak.

Ben bu sekiz yıl boyunca çok anı, çok tecrübe biriktirmişim ceplerimde farkında olmadan. Geriye kalan otuz iki yılı silen, tertemiz bir sayfanın, yepyeni bir hayatın satırlarını yazmışım meğerse.

Yaşadığım her anı kimi zaman komik kimi zaman da düşündürücü olmuş. Geriye baktığımda kötü anılarım uçmuş gitmiş, sadece iyileri hatırlar olmuşum ben.

İsrael'e ilk geldiğimde kelimenin tam anlamıyla sırılsıklam aşık olmuştum. Senelerce dilimden düşmeyen bu aşk sonunda beni buralara getirdiğinde sanki ikinci bir doğuş yaşamıştım.

O günü unutmam mümkün değil...19 Haziran 2011...

Bu gün benim ikinci doğum günüm. Bu gün sekiz yaşındayım. Yani aslında hayatı yeni yeni öğreniyorum. Konuşmayı, yürümeyi…

Ama benim çocuklarım benden daha ileride olacak. Tanrıya şükür üçü de İsrael'de doğma şansına sahip oldular. Bu bambaşka bir ayrıcalık… Hayatlarının her adımında ben onlar adına hissedebiliyorum. Geçen gün oğlum ilk Sefer Torasını okulda törenle aldığında, gözyaşlarıma engel olamadım. İşte buydu! Buydu evinde olmak.

Tüm bunları senelerdir kelimelere yerleştirdim, yazdım, yazdım. Sizlerle paylaşmam yakında İsrael'deki Türkiyeliler birliğinin de desteğiyle mümkün olacak.

Böylece neler demek istediğimi, aslında hepimizin aynı yolun yolcusu olduğumuzu anlayacaksınız.

Çokça güleceğiz, az hüzünlenip biraz da düşüneceğiz.

Ama sonunda kalbimizde sevgi, yüzümüzde gülümseme ve güzel bir anıyla kalacağız.

Belki de bazı şeyleri aynada görmek, kendimizi karşıdan seyretmek bize göremediğimiz, algılayamadığımız şeyleri anlatır.

Çok büyük bir çalışma, çok yakında karşılarınızda.

Sözlerimi oğlumla aramda geçen şu diyalogla noktalamak istiyorum:

“Macaristan'da Holokost’ta öldürülen Yahudilerin ayakkabı anıtındayken,

- Anne, bu ayakkabılar neden burada?

- Çünkü o zaman İsrael yoktu yavrum. Bugün var ve kimse bize ayakkabılarını çıkar git diyemez.”

Hepinize sevgiler yolluyorum. Yakında görüşmek üzere.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page