SAĞLIK

Şüphesiz her şeyin önünde gelen sağlık İsrael'in de pek bir gündeminde şu sıralar.9 Nisan'da yapılan seçim kampanyaları esnasında da bol bol konuşulan İsrael'deki sağlık sistemi sorunlarına çoğumuz aşinayız. Merkezdeki büyük hastanelerin yatak sayısı yetersizliği ve aylar sonrasına verilen ameliyat randevularını birçok yerde okuduk, gördük hatta yerinde yaşadık.

Bu konuda çok şey yazılıp çizilir, hep dediğim gibi İsrael nüfusu hızla artan, çok göç alan ve doğum oranı yüksek bir ülke. Haliyle de var olan yetmiyor, aksaklıklar çıkıyor, yeni yerleşim merkezleri inşa ediliyor ama civarda hastane olmadığı için herkes merkezdekilere akın ediyor.

Düzeltilecek çok şey var. Konuşulacak da…

Benim değinmek istediğim esas konu başka.

Dikkat ettiyseniz bir süre ortalardan yok oldum ve minik oğlumu dünyaya getirdim.

Ve sanılanın aksine hastahanede o kadar iyi hizmet aldım ki eve dönmek zor geldi! Oldukça stresli girdiğim ameliyat sırasında sabırlı ve güleryüzlü ekip sayesinde ameliyatımın nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir. Doğum anında ekipteki hemşire oğlumla resimlerimizi çektiği sırada adeta el çabukluğu ile ameliyatımı hokus pokus gibi bitirip beni ne olduğunu anlamadan müşahade odasına aldılar.

Etrafımdaki hastaların her biriyle olağanüstü bir çabayla ilgileniyorlar, dudaklarından gülümseme eksik olmuyordu. Oğlu ameliyattan çıkmış Arap anneyi hemşire elini tutarak onu teselli ediyordu. Beni odama getiren görevli de iki kelime bildiği Türkçeyi hemen patlatıverip gülmeme sebep oldu. Stresim uçup gitmiş, zevk bile almaya başlamıştım durumdan. Geniş üç yataklı odanın diğer ucunda çok sevimli Etiyopyalı bir anne kalıyordu. Oda mis gibiydi, çarşafımın ve perdelerin deterjan kokusu başımı döndürüyor, temizlikleri gözümü kamaştırıyordu. Günde üç kere yerler siliniyor, hemşireler saat başı tüm kontrollerimi yapıyor, benimle şakalaşıyor, bebeğimle çıktığım bu uzun hayat yolculuğunda bana moral ve destek veriyorlardı.

Kişiye özel emzirme bilgilendirmesi, bebeğin nasıl giydirildiği ve yıkandığı derslerinin yanısıra bebekhanedeki bebek bakımı da ayrı bir güzellikti.

Çatkapı bebeğimi almaya gittiğim sırada hemşire bebeğin birini şevkatle şarkılar söyleyerek altını değiştiriyordu; Sen çok küçük ve sevimlisin…Artık temizsin…

Her sabaha karşı başucuma bırakılmış tatlı bir çörek buluyordum. Yemekler de beş yıldızı aratmayan cinstendi, dört çeşit et yemeği, balık çeşitleri, börekler, sabahları üç çeşit yumurta... Açık büfeyi aratmayan çok zengin menüleri bizlere her gün sunuyorlar, bir tarafımızın ağrıdığını fark etseler hemen koşup yardım ediyorlar, tepsimizi taşıyorlardı.

Çocuk doğunca devletin verdiği ilkyardım hediye çantasını da orada verdiler. İlk emziği, bezleri, kremleri ve daha bir sürü şey.Üzerine aldığımız para da cabası.

Teşekkürler Asaf Harofe Hastanesi!.. Gurur duydum…