76 yıl sonra, Varşova Getto’sunda yeniden Seder yapıldı
top of page

76 yıl sonra, Varşova Getto’sunda yeniden Seder yapıldı


Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun ve yoğun bir Pesah döneminden sonra, yeniden bir araya geldik. Kabul etmemiz gerekir ki, Pesah Bayramı çok zahmetli ve yorucu bir süreçtir.

Atalarımız, bir lokma bir hırka, fakr-ü zaruret içinde çıktıkları Mısır’dan, Sina Çölü’nde, yollara düştüklerinde, acı ve yokluk ekmeklerini yiyorlardı. Ama bizler, onların Yahudi soydaşları ve dindaşları artık Pesah sofralarında varlık ekmeklerimizi yiyor ve sofralarımızı bir yemek festivaline çeviriyoruz. Gelenek çok önemli ve tartışmasız sürdürülmesi gerekir. Nedir ki, ben ilk gençliğimden itibaren, daha alçakgönüllü veya mütevazı, nasıl demek istersek, öyle olmamız gerekir diye düşünürüm… Ama bunu becerebildim mi? Hayır. Çünkü mahalle baskısı denen bir olgu var ve biz baskıcı kuşakların çocuklarıyız. Belki gelecek kuşak bunu ayrımsayıp, geleneği daha sade uygulayacak umudundayım.

Umuyorum ve diliyorum ki sevgili Tanrı’mız, artık bizleri açlık, ölüm ve acılarla sınamayacak. Çünkü henüz sadece 80 yıl evvel, bu kere de bizleri Holokost (Şoa) ile adamakıllı sınamıştı. Dünya üzerinde neredeyse varlığımızın bile kalmaması planlanıyordu. Dünyanın da pek umurunda değildi doğrusu. Herkes Üç Maymun’u oynuyordu.

1938-1945 yılları arasında yaşanan Holokost dönemi, bence Yahudi Ulusu’nun başına gelen en kötü olaylar dizisidir. Geçtiğimiz hafta19 Nisan akşamı “Varşova Getto’su Ayaklanması”nın 76. Yıldönümüydü. Pesah içinde gerçekleşen bu ayaklanma aslında Yahudiler için, Nazilere karşı gösterdikleri direnişin gurur hikayesidir.

Bu yıl, bu ayaklanmanın 76. Yıldönümü’nde, onca yıl sonra, sürülüp düz bir alan haline getirilmiş olan Varşova Getto’sunda bir Pesah Seder sofrası, yaşama geçirildi. Pesah bayramının ilk gecesi, yüzlerce Polonyalı ve Diaspora Yahudisi bir araya gelerek, eski Varşova Gettosu’nda toplandılar ve Pesahın ilk gecesini kutladılar.76 yıl evvel, Nazilere karşı başlattıkları isyan sırasında son Pesah Sederlerini gettoda gerçekleştirmişlerdi.

Varşova Getto’su ayaklanması, 19 Nisan 1943 yılında, Getto’nun içindeki Mila Sokağı, 18 numaralı apartmanında başlatıldığı zaman, Naziler o sokaktaki bütün apartmanları boşaltıp, lav silahı ile yakıp kül etmeye başlamışlardı. Bu başkaldırı ise, Yahudilerin o döneme kadar yapmaya cüret ettikleri ilk silahlı direniş ve çarpışmaydı.

Bu yıl,19 Nisan Cuma akşamı, Seder Sofraları, Getto’nun tam karşısındaki Sheraton Oteli’nde düzenlendi. Sederi Haham Shalom Ber Stambler ve 13 yaşındaki oğlu Yossi Stambler birlikte yönettiler.

Yurt dışından Polonya’ya gelen 300 ziyaretçinin çok yakın akrabaları, Varşova Gettosu’nda ve toplama kamplarında hayatlarını kaybetmişlerdi. Yurt dışından gelen bu kafileye, halen Polonya’da yaşayan,100 Polonyalı Yahudi de katıldı. Haham Stambler; “ Bu yıl Pesah bayramının ilk gecesi, aynı 76 yıl önceki gibi,19 Nisan akşamına denk geldi. Getto savaşçıları o gece sadece askeri bir zaferi değil, aynı zamanda aidiyetlerinin zaferini de kazanmışlardı” dedi ve sözlerine; “Yani, biz biziz ve biz her zaman kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz diyerek Seder sofrasına oturmuşlardı. O gece Seder sofrasında şöyle söylemişlerdi”, ”Biz aynı fikirlere sahibiz, biz hepimiz Yahudi’yiz ve biz bundan ötürü çok gururluyuz!”

Polonya’nın başkenti Varşova’da, geçen hafta 19 Nisan günü, bütün şehir sakinleri, Yahudi olsun veya olmasın, giysilerine sarı kağıtlar iğnelediler ve katledilen 3 milyon Polonyalı Yahudi vatandaşlarının anısına, yasa katıldılar.

Varşova’nın Getto sınırları içindeki en büyük sinagogu, ayaklanmanın bastırılmasının hemen ardından, Nazilerin zaferini simgelemek üzere, Almanlar tarafından havaya uçurulmuştu. Sinagog temelinden yıkılmış ve yok edilmişti.

Günümüzde o sinagogun yerinde, tamamen camdan yapılmış bir bina yükseliyor. Geçtiğimiz hafta Pesah’ın ilk akşamı, 2 saat boyunca, cam binanın ön yüzüne, artık yok olan büyük sinagogun fotoğrafı, projeksiyon aletiyle yansıtıldı. Bu seneki törene ABD ve İsrael’den katılan Sharon Ben-Shem Da Silva ve ailesi için bu akşamın farklı bir anlamı da vardı. Da Silva’nın 14 yaşındayken ölen ablası Josima Feldschuhun da son Pesah Sederi’ni Getto’da o masada geçirmişti.

Bu sene Seder sofrasında Sharon,kızları ve aile fertleri.

Josima Varşova gettosunun harika çocuğu idi. Piyano sanatçısı ve besteciydi. Aynı zamanda Getto Senfoni Orkestrası’nın piyanisti idi. Sharon Ben-Shem Da Silva, Polonya Müzesi’nin, Yahudi Tarihi bölümünde, Josima’nın, Pesah’tan bir akşam önce Getto Yahudi Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği solo konserinin kayıtlarına ulaşmıştı. Sharon ; “ Müzede bize bu konserin, Pesah gecesinden bir akşam önce verildiğini anlattılar, ben şu anda, içinde bulunduğumuz anın cennetten gönderilen bir mesaj olduğunu hissediyorum.” demekte.

Josima o konseri verdikten hemen sonra Polonyalı dostları sayesine, Varşova’ya 40 km. uzaklıktaki Pustelnik adlı kasabaya götürüldü. Ertesi akşamki Pesah Sederi’nden sonra, uzun zamandır çekmekte olduğu veremden ötürü ölüm yatağına yattı ve 21 Nisan akşamı yaşama veda etti. Seder akşamı onun son yemeği idi, zira babası Rabbi Reuven Ben-Shem Feldschuh’un tuttuğu günlüklerde, kızının 21 Nisan akşamı öldüğü yazılıdır. Kızın ölümü üzerine paniğe kapılan Polonyalı komşular, onları Nazilere ihbar edince, oraya gelen Alman askerleri Rabbi’yi, o gece kızı Josima’yı derhal gömmesi için zor kullandılar. Kızın babası kazdığı daracık mezara güzel kızını, silahların gölgesi altında gömdü. Daha sonra karısı ile birlikte yeniden gettoya kapatıldı. Genç kızın annesi, kızının acısına dayanamadığından iki gün sonra intihar etti.

Direniş sırasında evlerinden çıkartılıp,kamplara gönderilen Yahudiler.

Reuven Ben-Shem Feldschuh, Holokost’tan sonra hayatta kalabilenlerin içindeydi. Savaş bitince İsrael’e göç etti. Orada bir süre sonra, ikinci karısına rastladı. İkinci evliliğinden Sharon Ben-Shem Da Silva dünyaya geldi. Babasının kaleme aldığı 800 sayfalık günlük, ölümünden sonra Yad Vashem’e teslim edildi ve kitaplaştırıldı. Böylece Holokost dönemindeki Getto yaşantısı ve olayları, direniş ve ölüm kampları, 1. elden ve herkesin okuyabileceği bir belge haline getirildi.

Eski sinagogun,projeksiyonla cam binaya yansıtılan fotoğrafı.

Sharon: “Getto’da olduğuma, buralarda dolaşabildiğime hala inanamıyorum. Kendimi zafer kazanmış gibi hissediyorum. Ben buradayım, hatta 3. kuşak olan kızlarım da yanımda. İnanıyorum ki cennetteki ailemiz ve ablam, bizi oradan sevgi ve gururla izliyorlar” demekte…

Josima 'nın portresi.

Ve sevgili okuyucularım, dünya durdukça bu hikayeleri öğrenmeye ve aktarmaya devam edeceğiz ki ”BİR DAHA ASLA”, hiç kimse, bu faciayı tekrar yapmaya cüret edemesin!

Sevgiyle kalın…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page