Böyle de İsrael düşmanlığı yapılmaz ki…
- Av.Yakup BAROKAS
- 24 Nis 2019
- 2 dakikada okunur

Orhan Veli şöyle demiş; “Böyle de sere serpe yatılmaz ki…” Ben de Metin Sarfati’nin “Kutsal Topraklarda yabancı olmak!” yazısını okuyunca “Böyle de İsrael düşmanlığı yapılmaz ki…” demek geçti içimden…
Hobbes, Spinoza, Feuerbach, Sartre, Camus, Nietzsche…( Ne de olsa kendileri felsefe doktoru…)
Sarfati, tüm bu düşünürleri, takriben sekiz yüz sözcükten oluşan bir köşe yazısında harmanlayıp, fildişi kulelerde yaşadığı mekânından veya bir dostumun tanımlaması ile “cafe filosofia”dan, siyasi/felsefi bir “dissertation” olarak bizlere sunmuş.
Yazara göre, Kahane’nin müritlerinden oluşan “Yahudi Gücü” adlı siyasi oluşum; “Kutsal topraklarda kimlerin, hangi sıfat, hak ve özgürlüklerle oturabileceklerinin tespitinin sadece ait oldukları etniğin ve dinsel kimliğin hakkı olacağını” savunmaktadır.
Sarfati’nin “Yahudi Gücü” olarak adlandırdığı “Otsma Yehudi”, 2019 Knesset seçimlerinde, “HaBait HaYehudit” (Yahudi Evi) partisi ile “Sağ Partiler Birliği” adı altında birleşmiş ve iki parti birlikte toplam oyların sadece yüzde 3,7’sini alarak 5 milletvekili çıkarmıştır. Söz konusu birleşmenin gerçekleşmemesi durumunda “Otsma Yehudi” barajı geçemeyecek ve temsil hakkına sahip olamayacaktı. (Diğer demokrasilerde aşırı sağın oy oranının çok daha yüksek olduğuna dikkati çekelim.)
Ne var ki Metin Sarfati, “Asıl düşündürücü olan, İsrail sağının büyük çoğunluğu ile bu düşünceyi paylaşmalarında bir sakınca görmemeleridir” demek suretiyle seçimlerde yüzde 52 oy alan ve 120 sandalyeli Knesset’te 65 milletvekili çıkaran tüm sağ bloktaki partilerin ideolojilerini yüzde ikinin bile altında oy sahibi aşırı sağcı bir fraksiyonun görüşleri ile bir tutmakta ve düşüncesini bu çarpıtılmış mantık üzerinden sürdürmeye çalışmaktadır.
Örneğin yazara göre, İsrael’de sağ düşüncede olanlar şöyle diyebileceklerdir: “Bize oy verin, bu toprakların öteden beri sakini olanları özgürce ve kendi kimlikleri içinde var olma haklarından mahrum edelim.”
Sarfati bu tespitini “felsefe adına” Sartre’tan bir alıntı yaparak süslemeye çalışıyor; “Cehennem ötekilerdir dememiş miydi Fransız Filozof? Onlar da çekinmeden devam edip, “Bize oy verin bin tane terörist öldürelim” diyerek doğrulayacaklardır Sartre’ı. Böylece İsrail halkından alenen öteki olarak ilan ettiklerini yok etme talebinde bulunacaklardır.”
Sonuçta Sarfati’ye göre, İsrael’de geçen dönem de iktidarda olan sağ koalisyon sadece ötekini, yani Filistinlileri haklarından mahrum etmeye değil, yok etmeye çalışmaktadır. Akıl almaz iddialar değil mi?
Değil, çünkü yazarımıza göre; “ İsrail sağının, Yahudi Gücünden, Likud’a kadar büyükçe bir kısmının dünya algısında akla yer yoktur.”
İsrael yönetimini “narsist” ilan eden ve bu nedenle “Filistin direnişi” ile çatışmayı kaçınılmaz gören yazıda ileri sürülen diğer görüşleri ne aktarmaya, ne de eleştirmeye sabrım var. Makalenin tamamını okumak isteyenler için linkini vermekle yetineceğim.
Naçizane önerim, kendinden nefret eden Yahudi tanımlamasını bile yakıştırmakta zorlandığım söz konusu zatın görüşlerini başkaca mecralarda kaleme almasıdır.
Comments