top of page

İsrael’in En Büyük Başarısı


Son zamanlarda İsrael’in çeşitli dallardaki başarı haberleri daha sık duyulmaya başlandı. Ekonomik başarısından dolayı, yıllardır “start-up nation” diye biliniyor. Ay’ın yörüngesine erişen yedinci ülke oldu. Yenilikçi ülkeler arasında beşinci sırada yer alıyor. Gün geçmiyor ki, teknoloji ve tıp dalında yeni buluşlar olmasın. Hayalleri kocaman, küçücük bir ülke..

Bütün bunların yanında, Birleşmiş Milletlerin “Dünya Mutluluk Raporu” sonuçlarına göre İsrail bu sene Finlandiya, Norveç gibi ülkelerin hemen ardından gelerek on üçüncü sırada yer aldı. Bana göre coğrafi konumundan tutun da, savaş, terör gibi malum olumsuzluklara rağmen ayakta kalabilmesi bile bir mucize olan bu ülkenin en büyük başarısı mutlu ülkelerin başında yer alabilmesidir.

Sokaklarda zaten hep hissedilen güzel enerji, huzur, neşe, özgürlük, rahatlık ve aşk halleri bu araştırma sayesinde kanıtlanmış oldu.

İsraillilerin her şeye rağmen hayatlarından memnun olmalarında çeşitli etkenler var, kuşkusuz. Apaçık görülen ve hissedilen bir faktör, sosyal bağların çok güçlü olması. Aile kavramı İsrail’de son derece önemli. Ailelerin bir araya gelmeleri sadece Şabat geceleri ve bayramlarla sınırlı değil. Her fırsatta çekirdek aileye ve aile büyüklerine zaman ayrılıyor. Arkadaşlık bağları da güçlü. Hafta sonu başlarken, cuma gününden itibaren sokaklar neşeyle dolup taşıyor. Sevgililer, çocuklu aileler, sahipleriyle mutlu köpekler kısacası havada bir ask kokusu vardır, o kadar ki kaldırımlarda, duvarlarda hatta elektrik direklerinde çizilmiş kalplere rastlayabilirsiniz.

Cumaları bir kafeye uğrarsanız, şarkı söyleyerek servis yapan bir garsona, oturdukları yerde dans eden kalabalık arkadaş gruplarına rastlayabilirsiniz. Cumartesileri ise tam bir aile günüdür. Kısacası, insanoğlunun en temel gereksinimlerinden biri olan sosyal bağ İsrail’de oldukça kuvvetli. Bunun mutluluğa olan etkisi psikolojide uzun zamandır bilinen bir gerçek.

Yaşam boyu öğrenmeye ve uygulamaya çalıştığımız; anı yaşamak, sadelik, doğallık, samimiyet, bilinçli farkındalık gibi olguları yaşam şartlarından dolayı olsa gerek, İsrailliler çoktan öğrenmiş gibi.

Aslında üzüntüyü de sevinci de milletçe beraber yaşayan büyük bir aile İsrail. Bir asker öldüğünde herkes ağlıyor. Başarılarda bütün ülke seviniyor.

Üzüntüde veya sevinçte sadece sözle bile olsa destek verici konuşmalar yapmak,” beraha” vermek, kutsamak, onurlandırmak, cesaret vermek, motive etmek İsrail’de yaşamın bir parçası. Bütün bunların ardından başarının gelmesi gayet doğal değil mi? Örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz günlerde İsrail tarafından uzaya gönderilen uzay aracı aya inemeyince, Cumhurbaşkanı çocuklarına cesaret veren bir baba gibi konuştu. Başbakan ise, “yine deneyin” dedi. Çok değil tam üç gün sonra yeni bir uzay aracı yollamak için çalışmalara başlandı. İsrail’in farkı budur.

Aile bağlarından bu kadar söz etmişken; iki gün sonra Pesah- hamursuz- bayramı dolayısıyla sevdiklerimizle seder sofrasında beraber olmaya çalışacağız. Göçebe kaderimizden ötürü çeşitli ülkelere dağılmış olmamızdan dolayı bir araya gelmek artık zorlaştı. Yine de birbirimize yürekten sımsıkı bağlı olarak geçmişteki mucizeleri tekrar hatırlayacağız. Yaşadığımız zorlukları, acıları bir kenara bırakıp birbirimizden güç alarak yolumuza hayallerimize devam edip beraberliğimizi, birliğimizi, özgürlüğümüzü, ayakta kalabilerek ilerlememizi ve en önemlisi yaşamı kutlayıp kadehlerimizi L’chaim- yaşama- diyerek kaldıracağız.

Hag Pesah Sameah

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page