top of page

BABAMA…


Merhaba sevgili okuyucularım. Bu günlerde biraz hüzünlü olurum. Zira ben, bir 31 Mart günü babamı yitirmiştim. Tam 16 yıl önce. Dün babam için sinagogda “Anma Duası” edildi. Ne yalan söyleyeyim, ben onsuz geçen bu 16 yıla hala alışamadım. O, zaten hep içimde ama gönlüm bu gün onunla konuşmak istiyor.

Sevgili canım babacığım;

Beni sürekli izlediğini, sevdiğini, benimle gurur duyduğunu çok iyi biliyorum. Bunu yüreğimin en derinliklerinde doyasıya hissediyorum.

Papiko, dile kolay,16 yıldır, sevgi dolu yüzünden, tatlı gülüşünden, sıcacık, tombul parmaklı ellerinin şefkatinden yoksun yaşıyorum. Yokluğuna hiç alışamadım ama sensizliğe katlanmayı öğrendim. İnan bana seni düşünmediğim, özlemediğim hiçbir günüm geçmiyor. Hala capcanlı içimdesin. Kulağımı çınlatan kahkahan, esprili sözlerin, güler yüzün, şeker gibi kalbin ve ruhunla, içimde dolu dolu yaşıyorsun. Sen benim, ömrümde delicesine sevdiğim ve son nefesime değin sevmekten vazgeçmeyeceğim ilk erkeksin.

Canım babacığım, ”Kerata Kız”ın seni çok seviyor.

Baba sen gittikten sonra neler oldu neler; annem senin yokluğuna hiç alışamadı. Her gün, her dakika senden bahsetti, seni övdü, özledi, artık hiçbir şeyden haz almadı. Kadının ışığı söndü babacığım. Haksız da değildi, çünkü sen onu her zaman sevdin, saygı duydun, korudun. Onu bir erkek kuşun kanadını kaldırıp, dişi kuşunu koruduğu gibi korudun. Tüm aileye kol kanat gerdin.

Babacığım sen gittikten sonra, torunların peş peşe mezuniyet kep ve cüppelerini kuşandılar. Teker teker hepsi evlendi. Çocukları oldu. Papiko, biliyor musun, ablamdan beş torun çocuğun var. Dördü kız, biri erkek. Benim oğullarımdan da üç torun çocuğun var. Bir erkek, iki kız.

Hani sen Hay’a “adaşım” derdin ya, Hay’ın kızı da benim adaşım. Adı “Sary” Yani anlayacağın şu anda yine bir “ Hayim-Sara” baharı yaşanıyor. Aynı bizim gibi. Babacığım biliyor musun, aslında insan ölmüyor, evlatlarının ve torunlarının kanında, canında, hücrelerinde yaşamaya devam ediyor. Bu yaşımda, torunlarla aynı ismi taşımanın kutsiyetini daha iyi kavrıyorum. Babacığım yaşlanıyorum galiba, ben artık sulu gözlü bir babaanne oldum.

Babacığım annem senden sonra 9 yıl daha yaşadı ama nasıl desem, son yıllarını hep neşesizce, hüzün perdelerinin içinde geçirdi. Kendini yaşamdan soyutladı. 2012 yılında sana kavuştu. Eminim ki ruhu sana kavuştuktan sonra artık huzura ermiştir.

Tanrı insana nasıl bir dayanma gücü veriyorsa, her şey normal olarak devam ediyor. Sizler ise, capcanlı içimizdesiniz babacığım. Sizi güzel anılarımızda ve gönlümüzde yaşatıyoruz. Senin olgunluğun, sözlerin, yaşam felsefen, kibarlığın, sevecenliğin, hala içimize ılgıt ılgıt yayılıyor. Seni tanıyan herkes, seni sevgi ve saygıyla anıyor. Ben de Hayim Sarfati’nin kızı olmaktan gurur duyuyorum.

Hayat böyle işte babacığım. Bir gün varız, ertesi gün yokuz… Ama önemli olan, gittikten sonra bile…

“İyi bir ismin sahibi olmak”, tıpkı senin gibi babacığım. Her zaman senin ismine layık olmaya çalışıyorum.

Işıklar içinde olduğundan, ruhunun huzurlu ve mutlu olduğundan çok eminim. Ruhun özgür, dingin ve huzurlu… Bunu kesinlikle hissediyorum. Çünkü sen yaşarken de iyiliğin ve bilgeliğinle hep ışık saçardın. Tanrı’ya koşulsuz bir sevgi ve imanla bağlıydın. Ömrünün son gecesinde hastanede iken, seninle David’in Mizmorlarını okumuştuk hatırlıyor musun? Hem de müzikleriyle birlikte.

Bu âlemden göç ederken bile şükrederek ve gülümseyerek, öte âleme geçtin. Son sözlerin “Hamdolsun” oldu. Çünkü daha iyi bir yere gideceğine dair inancın ve Tanrı’ya olan güvencin sonsuzdu.

Rahat uyu, ışıklarda uyu babacığım. Sarika seni çok seviyor.

Sevgili okurlarım, ebeveynlerimiz bizlerin en kutsal varlıklarıdır. Önemli olan onları henüz hayatta iken baş tacı etmek, gönüllerini sevgi ve saygıyla hoş etmektir. Yürekten inanıyorum ki anne ve babalarımızın hayır duaları sayesinde, yaşamın taşlı yollarını daha kolay kat edebiliyoruz. Hepinize sevgi dolu, saygı ve şefkat dolu yıllar diliyorum.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page