Neşeli, renkli ve herkesi bir yönüyle kendine çeken bayram Purim, birçok bayramı hatırlatan harflerden oluşur: פורים Pesah’in kurtuluş temasını, Roş Aşana ‘nin başlangıç özelliğini, Yom Kipur ‘un affediliş gücünü, Matan Tora diye adlandırdığımız Şavuot bayramının birliğini barındırır. Purim, Aman ‘in yahudiler için öngördüğü soykırımdan kurtuluş, babil sürgününde, bet amikdaşın eksikliğinde var olma mücadelesi veren bir halk için yeniden diriliş, dönemin Tsadik kişisi Mordehay’in sözünü dinleyerek öze dönüş, Mısır çıkışında korkuyla alınan tora sorumluluğu yerine sevinçle Tanrı'ya yaklaşma arayışıdır.
“Aster Astir Panay “- Yüzümü tamamen gizleyeceğim (Devarim 31:18). Talmud bu sözlerin Tora ‘da Megilat Ester hakkında yazılı olan bir ima olarak açıklar. Genellikle mucize diye adlandırdığımız olaylar doğa kurallarının altüst olduğu durumlar olarak açıklanabilir: kizildenizin ikiye ayrılması gibi. Doğa kurallarının kendisi de aslında başlı başına bir mucizedir.Sayısal değerlere baktığımızda doğa - teva sözcüğü ile E-lokim-Tanrı aynı değere sahiptir (86).Tanrı’nın doğa kuralları dahilinde,bir çok rastlantının oluşturduğu zincir halkaları sonunda bize maskesini düşürerek görünmesi Purim bayramının en önemli özelliğidir. Başrolünde Ester’in olduğu Purim hikayesinde Tanrı’nın ismi birkez bile geçmez. Vaşti ‘nin öldürülerek Ester’in kraliçe seçilmesi, kralı zehirlemek isteyenleri duyan Mordehay, bir gece uykusu kaçtığı için hatıra defterinde hayatını kurtaran Mordehay ‘ı hatırlayan Ahasveros, önünde egilmedigi için öldürmek istediği Mordehay için dikilen darağacına asılan Aman ne tesadüftür ki aynı hikayede bir araya gelir. Tanrı, tüm bu hikayenin içerisinde yüzünü gizler oysa tüm detayları önceden özenle planlamıştır.
Bu nedenle, Purim bayramına özel en renkli gelenek kılık değiştirmek ve maskeler takmaktır. Yahudiler kültürel olarak kendi geleneklerini terk ettiğinde, başka ulusların düşüncelerini, davranışlarını benimsediklerinde bile dışta ne kadar farklı maskeler taşısa da ruhları bundan etkilenmez. Her ne kadar hayatın içerisinde farklı maskeler takarak dolaşmak zorunda hissetsek de kendi özümüze döndüğümüzde iyisi ve kötüsüyle, artısı ve eksisiyle kendimizi biliriz.
Bu bayramda yapılması gereken bir başka kural da, normalden biraz daha fazla içmektir. Sarhoş olmak kontrolü kaybetmektir. Maskelerin düşmesine neden olmaktır. İbranice bir deyimin dediği gibi “Şarap girer, sır çıkar”. Bir insanın dış görünüşü kontrol altına alınabilir ama iç dünyasını görmenin bir yolu da içki içmektir. Özellikle Purim bayramı Tanrı’nın gizlendiği bir hikayede , maskesinin düşmesine tanıklık etmektir. Maske düşünce ortaya çıkan Tanrı’nın bizi her koşulda koruduğu, bizleri çoğu zaman hak etmediğimiz halde her zorluktan kurtardığı gerçeğidir.
Peki ya bizim maskelerimiz? Bir yandan kılık değiştirerek farklı olmaya çalışırken diğer yandan maskelerin altındaki kişiyi anlamaya çalışmalıyız. İçimizdeki gerçek kişiyi bulmanın bir başka yolu da hiçbir şey bilmediğimizi kabullenmektir. Sarhoş olmanın da sınırı budur. Sadece hiçbir şey bilmediğini kabullenenler bir şey öğrenebilir. Bilgi sınırlıdır oysa bilmiyorum demek sonsuzluğa açılan bir kapıdır. Bu nedenle Purim bayramı sonsuza dek kutlanmaya devam edecek bir bayramdır. Tanrı'yı arayışımız ve maskelerin arkasındaki gerçek kişileri bulma isteğimizin kaybolmaması dileğiyle.. Purim Sameah!