top of page

8 Mart Dünya Kadınlar Günü


Merhaba sevgili okuyucularım. Bu hafta 8 Mart günü, bütün dünyada ve ülkemizde “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanacak. Ben bu çok özel günleri sırf hediye ve party günleri olarak görmediğimden, günün anlam ve felsefesini düşünüp, irdelemeyi seçenlerdenim. Aynen, “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü”, “Babalar Günü” ,”vs. günü” gibi. Bu kavramları tek bir güne sığdırıp, içini boşaltmak daha çok yeni yetmelerin işi…

Buna İbranicede “Siba la Mesiba” deniyor, “yani party için sebep yaratma”. Gelelim kendi konumuza, 8 Mart günü: Her yıl kutlana gelmekte olan bu günün esas felsefesi de yaratılmışların en şaheseri olan kadının, hala ayaklar altına alınması, “eksik etek” veya ” kaşık düşmanı” olarak nitelenmesi ve en çok da anneliğini ilk sıraya koyup, bunu bahane sayarak, kadını 2. sınıf üretken olarak niteleyen, iş dünyasının erkeklerinin, bundan bol bol nemalanması!

Nedir ki bütün bu şablon düşüncelere rağmen, kadın daha tarihin başlangıcından itibaren bu safsatalara kulak asmadan, kendisine biçilen rollerin yanı sıra milyonlarca başarı, cesaret, yurt severlik, bilimsel başarı ve ölümsüz sanat eserlerine imza attı. En çok saygı gören, birçok dalda ödül almaya layık binlerce erkeği dünyaya getirdi, büyüttü, yoğurdu, eğitti ve başarılarını kazanacakları yollara doğru onlara ivme kattı. Birçok başarılı erkeğin yanı başında durarak, onların yükseklere çıkmasına destek olurlarken, sessizce ve vakur bir biçimde onların başarıya giden yolların üzerindeki engelleri kaldırdılar ve yollarına huzurla yürümelerine destek verdiler.

Bunlar zaten herkesçe bilinen ama görmezliğe gelinen gerçekler. Ben bu yazımda, Holokost döneminde, Auschwitz’de mahkûm olduğu dönemde, yüzlerce kadının hayatına dokunan bir jinekolog doktor kadından kısaca bahsetmek istiyorum.

Doktor Gisela Perl,1907 yılında Romanya’da dünyaya geldi. Çok varlıklı ve kültürlü, Yahudi bir ailenin kızıydı. Lise öğreniminden sonra tıp fakültesine yazıldı. Doktor oldu, ardından kadın hastalıkları jinekoloji dalında, uzman doktor oldu. Gisela yaşadığı şehirde tanıştığı dâhiliye uzmanı Dr Krauss ile evlendi. İki çocukları oldu. 1944 yılına kadar, yani Nazilerin Romanya’yı işgal etmesine değin, aynı yerde çalıştılar. Aynı sene içinde, Perl ailesiyle birlikte Auschwitz ölüm kampına nakledildi. Oğlu ve eşi yanındaydı ama kızı Gabriella’yı gizlenebilmesi için bir Romen aileye emanet etmişlerdi.

Orada “Ölüm Meleği” olarak tanınan Dr. Josef Mengele, kadınlar bölümünde onu bir jinekolog olarak çalışması için görevlendirdi. Antiseptikler, temiz hijyenik adet pedleri ve yıkanmak için temiz suları bile olmayan kadın mahkumlara doktorluk etmesini emretti. Dr. Gisela, Mengele’nin kadınlar üzerinde yaptığı korkunç deneyleri bildiği için, hamile kadınların Mengele’ye bildirilmesi emrini hiçe sayarak, salt hamile kadınların hayatta kalmalarını sağlamak için, yüzlerce kadına gizlice kürtaj yaptı. Onları Mengele’nin vahşi deneylerine maruz kalmaktan kurtardı. Kampta çok seviliyordu herkes ona Dr. Gisi diye hitap ediyordu.

Gisela 1945 yılının başlarında son olarak Bergen-Belsen’e nakledildi. Kısa bir süre sonra müttefik kuvvetleri tarafından kurtarıldı. Savaş bitince, oğlunu, kocasını ve bütün ailesini kaybettiğini öğrenince zehir içerek intihar etmek istedi. Ölmedi ve kurtarıldı, fakat psikolojik olarak tedavi görmek üzere, Fransa’da, bir manastıra gönderildi. Orada tedavi oldu ve kendini toparladı.

Uzunca bir süre sonra, savaş boyunca gizlenerek hayatta kalabilen kızı Gabriella Krauss ile kavuştu. Çok büyük travmalardan sonra kızına kavuşan Gisela, yeni bir güçle, Mart 1947’ de New-York’a göç etti.1951 yılında 44 yaşındayken ABD vatandaşı oldu. New-York’daki Mount Sinai Hastanesi’nde jinekolog olarak çalışmaya başladı ve kısırlık tedavisinde uzman oldu.

Gisela Perl 1955-1972 yılları arasında yayınlanan vajinal enfeksiyonlarla ilgili dokuz makalenin yazarıydı. Ayrıca Holokost yıllarını ve sonrasını anlatan “I Was A Doctor In Auschwitz” (Ben Auschwiz’de Bir Doktordum) adlı otobiyografisini yayınladı. Ayrıca 2003 yılında, bir televizyon dizisi formatında çekilen ve Gisela’nın hayatın anlatanı “Out of Ashes” (Küllerin Haricinde) adlı gerçek yaşam hikâyesi filme çekildi. Film, o yıl televizyon için çekilen dizi filmleri içinde öne çıkarak, birçok ödüle layık görüldü.

Tek evladı Gabriella Krauss Blattman ile birlikte 1982 yılında İsrael’e göç etti, Hertzeliya şehrinde yaşamaya başladı. Perl, 16 Aralık 1988’ de, İsrael’de 81. doğum gününden sadece altı gün sonra yaşama veda etti.

İşte size milyonlarca kadın arasından, sadece bir kadının hayatı… Milyonlarca hayat anlatsak, yine de denizde bir kum tanesi olmaktan öteye geçmez…

Kadın olmak yaşamı yaratmaktır. Sizleri sevgiyle kucaklıyorum.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page