İsrail Tiyatrosu – derin bir kuyudan çek, çek, al!..
top of page

İsrail Tiyatrosu – derin bir kuyudan çek, çek, al!..


İsrail’in efsaneleşmiş tiyatro adamı Hanoch Levin’in adını taşıyan Drama Enstitüsü’nün düzenlediği yıllık Tanıtım Günleri’ne, 2006’dan sonra geçen hafta sonu yeniden katıldım – bu kez Türkiye Tiyatro Yazarları’nın gayrı resmi “Ole Hadash” temsilcisi olarak! İsrail Kültür ve Spor Bakanlığı ile Tel Aviv Belediyesi’nin desteklediği bu şenlikte beş gün boyunca Tel Aviv-Yafo, Yeruşalayim, Haifa ve Beer Sheva’dan sekiz tiyatronun katılımıyla toplam on yapım izlendi, her birinde dörder oyundan bölümler sunulan üç ayrı panel düzenlendi ve simültane bir etkinlikte ayrı masalarda çalışmalarını tanıtan 20 tiyatro sanatçısıyla teke tek görüşmeler yapıldı. Bu yıl, ABD’den Çin’e kadar uzanan 23 ayrı ülkeden toplam 65 tiyatro yapımcısı, yönetmeni, dramaturgu ve çevirmeni ile festival yöneticileriyle birkaç eleştirmenin katıldığı etkinlikte ne yazık ki Türkiye’den kimse yoktu – sanki, ülkeler ve uluslar arasında köprülerin kurulması için en uygun ortamın sanat olduğu bilinmiyormuş gibi... Bu düşünceyi destekleyenler arasında ABD sekiz, Almanya, Fransa ve Polonya altışar, Avusturya gibi minik bir ülke beş, Çin üç – ve Uzbekistan bile bir temsilci ile varlık gösteriyordu!

Bu kapsamlı etkinliğin amacı, İsrail oyunlarının yabancı dillere çevrilerek dünya tiyatrolarında sahnelenmesi veya özgün şekliyle, ilgi duyan ülkenin dilindeki üst yazılarla bizzat İsrailli topluluk tarafından sunulmasıdır – kısacası “International Exposure Of Israeli Theater” adı altında, yabancı yapımcılara yönelik bir çeşit canlı “fuar”dır...

İsrail’de, çocuk oyunları hariç olmak üzere, yılda 5-5½ milyon tiyatro bileti satılıyor. 8½ milyon nüfusu olan, bir bölümü köktendinci ve tiyatroya uzak, diğer bir oranı İbranice’yi yeterince anlamayan bir ülkede, tiyatronun bu denli yaygın olması şaşırtıcı gibi geliyor. Kaldı ki, Yahudi edebiyatında Sophokles, Shakespeare, Moliére veya Brecht gibi tiyatro devleri hiç olmadı, keza ortodoks Musevilikte sahneye çıkıp “gibi yapmak”, ancak yılda bir gün –Purim’de– ve o da sadece erkekler için mümkündü! Yahudiliğin aydınlanma döneminde ise, bu halk topluluğunun yaşadığı baskı ortamı da sahne sanatlarına pek fırsat tanımıyordu – ta ki, İtalya’daki bazı erken kıpırdamaların dışında ve 1876’da Romen basınında ilk kez sözü edilen Abraham Goldfaden’in yerel Yahudi tiyatrosunun ardından, Rusya’daki Yiddiş tiyatronun doğmasına kadar... Ondan kısa bir süre sonra, 1912’de Byalistok’da kurulan ve oyunlarını sadece İbranice olarak sahneleyen Habima Tiyatrosu’nun 1931’de Tel Aviv’e taşınması, Kutsal Topraklar’daki çağdaş tiyatronun beşiğini oluşturur. 1958’de İsrail’in “Ulusal Tiyatrosu” adını alan Habima’nın öncülüğünde köklü Rus Tiyatrosu, İsrail sahne sanatlarında belirleyici olmuştur kuşkusuz – ve bu etkileşimin ikinci dönemi, Moskova’nın saygın yönetmeni Yevgeny Arye’nin bir grup meslekdaşı ile 1991’de Aliya yapıp, Gesher (= köprü) Tiyatrosu’nu kurmasıyla başlar...

Gesher’in 25 yıl içinde (Habima ve Cameri Tiyatroları’nın ardından) ülkenin üçüncü büyük topluluğu olması, kimi yorumcular tarafından bir “mucize” olarak addediliyorsa, bunca güvenlik sorunu olan İsrail gibi yetmiş yıllık “genç” bir ülkede tiyatronun bu denli ilgi görmesi de başlı başına bir mucizedir! Demek ki toplumsal, dini ve siyasi gerçeklerini, yazar/dramaturg Roy Chen’in tanımladığı gibi “bir maskenin altında” sorgulayan tiyatro, yüzyıllardır “kitapların halkı” olan Yahudi toplumunun beğeni alanlarını 12’den vurmuşa benziyor!

İşte bu konudaki çalışmaları, akımları ve yapıtları tanıtmayı amaçlıyor, “Hanoch Levin İsrail Drama Enstitüsü” – ve www.dramaisrael.org web portalında sunduğu geniş yelpazenin bir bölümünü, 21-25 Kasım günlerinde bizzat duyumsayabildik, bir yandan seçilmiş on oyunu izleyerek, diğer yandan ise yaratıcılarılarına kulak verip onlarla bire bir konuşup tartışarak...

Bu yıl katıldığımız üç panel, Çağdaş İsrail Tiyatrosu’ndaki “Mizrahi Yahudileri”, “Durum = המצב” (yani İsrail-Filistin İkilemi) ve “Yahudilik Mizacı” konularını ayrıntılı biçimde işliyordu. Kâh tiyatro yönetmenleri, kâh sahne sanatları akademisyenlerinin sunumlarını dinledik; kimi oyunlardan bölüm ve şarkıları bizzat sanatçılardan veya video çekimlerinden izledik ve bu bağlamda on iki oyun daha tanımış olduk – dahası, üçüncü panele eklenen “özel sürpriz” sayesinde Sefarad Tiyatrosu’nun temsilcisi olarak Yitzhak Navon’un “Bustan Sephardi” oyunundan da bir clip izledik.

("The Child Dreams" @ Camer-photo: Geror Alon)

Tümü sunulan on oyun Tel Aviv Habait (3), Cameri, Gesher, Beit Lessin, Tzavta; Yeruşalayim Khan ve Haifa ile Beer Sheva Belediye Tiyatroları’nın yapımlarıydı. Bunların arasında bir klasik roman uyarlaması (Turgyenev’in “Babalar ve Oğulları” / Gesher), iki H.Levin oyunu (“A Winter Funeral” / Beer Sheva ile “The Child Dreams” / Cameri), bir dans tiyatrosu (“Go” / Habait) ve bir belgesel oyun (“Mothers, Three” / Tzavta) ile çağdaş İsrail yazarlarından (A.Teperberg, H.Golan, A.Brown, H.Galron, N.Aloni) beş ayrı oyun vardı ki, bunların ayrıntılarını buraya getirmek, köşemizin sınırlarını aşar (başka ortamlarda yer alacak olan yazılarımın linklerini ileride sunmak üzere...).

Özetle – on iki yıl öncesinden de (ancak on iki yaş daha genç olarak!) alışık olduğumuz gibi, kimi günler üç oyun ve bir panel veya iki oyun ve iki panel içeren yoğun programlar sayesinde, bu çok yönlü ve verimli çalışma için, başta Hanoch Levin İsrail Drama Enstitüsü yöneticileri olmak üzere, tüm tiyatro emekçilerine içten birer תודה רבה !

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page