top of page

Sevinç ve neşe zamanı: SUKOT


Çardaklar bayramı Sukot, Tora’da belirtilen Şaloş Regalim Bayramlarının en neşelisidir.

Bayram dualarında Pesah ‘Kurtuluşumuzun Zamanı’, Şavuot ‘Tora’nın Veriliş Zamanı’, Sukot ise ‘Sevinç Zamanı’ olarak tanımlanır. Bu yıl 23 Eylül Pazar akşamı başlayan ve yedi gün ve yedi gece devam edecek Sukot Bayramı boyunca, yemek yemek, okumak, misafir ağırlamak, uyumak gibi evde yapılan her şey, bu bayram için özel olarak hazırlanan çardaklarda gerçekleştirilir.

Şaloş Regalim- Üç Ayak- Üç Hac Bayramlarının (Pesah-Şavuot-Sukot)- sonuncusu ve Yahudilerin en sevinçli bayramlarından biri olan Sukot, Yom Kipur’dan dört gün sonra, 15 Tişri’de başlar. Sukot, Mısır’dan çıkan atalarımızın, vaat edilmiş topraklara gelmeden, kırk yıl boyunca çölde, etrafta bulabildikleri dallar ve yapraklardan yaptıkları çardaklarda yaşamalarının anısına, Sukot-çardaklar, çadırlar adıyla anılır.

Sukot Bayramında, Yahudilerin ‘Bir’liği ve bütünlüğü kutlanır. Suka’nın kutsal duvarları tüm Yahudileri bir araya getirir. Birbirine bağlanmış Arbaa Minim- dört çeşit bitki- de, gerek Tora öğrenimi ve uygulaması konusunda, gerekse karakter özelliklerindeki farklılıklarına rağmen, tüm Yahudilerin tek bir bütün olduğunu ve birbirine bağlılığını sembolize eder.

Sukot Bayramının Mısır’dan Çıkışın gerçekleştiği Pesah’tan hemen sonra kutlanmaması

Suka, atalarımızın Mısır’dan mucizevi bir şekilde çıktıktan sonra çölde barındıkları çardaklar anısına yapılır, ancak Sukot Bayramı çıkışın gerçekleştiği Pesah’tan hemen sonra kutlanmaz. Bunun sebebi üzerine farklı yorumlardan bazıları şöyledir:

Talmud bilgelerinin yorumuna göre, Pesah zaten havaların ısınmaya başladığı ilkbahar mevsiminde olduğu için, o dönemde çardaklarda yaşamak, pek özel bir durum değildir, çünkü sıcak havalarda dışarda olmak, zaten olağan bir şeydir. Ama Yom Kipur’dan sonra, havalar soğumaya başlayınca, insanlar normal olarak içerilerde barınmaya başlar. Sukot’ta sadece Tanrı bize bunu emrettiği için yedi gün boyunca dışarda yaşarız, hava sıcak ve serinleyelim diye değil. Bu şekilde, Tanrı’nın bizim tek gerçek barınağımız olduğunu ve sadece O’na güvendiğimizi vurgulamış oluruz.

Sukot Bayramı’nın bu zamanda kutlanma sebebinin başka bir yorumu da, sonbaharın hasat zamanı olması ile ilgilidir. Çalışıp emek verdiğimiz ürünleri toplarken, egomuzun oyununa gelerek gururlanabilir, bunu, kendi başarımız olarak görebilir, bize bu mahsulleri sağlayanın kendi kol gücümüz olduğu yanılgısına düşebiliriz. Hâlbuki biz, yeni senede, geçmiş sene yapmış olduğumuz yanlışları tekrar etmemeye niyet ederek Suka’nın mesajını kucaklayıp Tanrı’ya inancımızı, O’na olan güvenimiz ve her şeyimizin O’ndan geldiğinin bilinciyle doğal bir şekilde gelişen mütevazılığı hayatımızın bir parçası haline getirmeyi hedefliyoruz.

Bu konudaki başka bir yorum da, normalde neşe zamanı olması beklenen hasat mevsiminin her zaman bu şekilde olamayabileceğidir. Büyük tarlası olanın ürünleri, küçük bir tarlası olana kıyasla daha çok olacaktır. Her iki tarla sahibi de hasat zamanı kendini mutlu hissetmeyebilir. Büyük tarla sahibi, ya daha büyük bir tarlanın hayalini kurarak ya da zenginliğinin bir kısmını kaybedebileceği endişesiyle, küçük tarla sahibi ise kendinden daha fazla ürün toplanan büyük tarlaya olan kıskançlığından dolayı mutsuz hissedebilir. Çölde tüm Yahudiler eşitti, gökten yağan ‘man’ herkesin yiyebileceği ihtiyacı kadardı ve ertesi güne saklanamıyordu, herkes çardaklarda yaşıyordu, kimsenin şatosu veya lüks eşyaları yoktu, hırs veya kıskançlık fırsatı yoktu, bu yüzden gerçek mutluluğu yaşayabiliyorlardı.

Gerçek mutluluk için ne gerektiğini kendimize hatırlatabilmemiz için, evlerimizden çıkıp yedi gün boyunca Suka’larda yaşarız. Kırk odalı bir malikânede yaşayan da, geçimini kıt kanaat sağlayabilen de yedi gün boyunca Suka’larda yaşayarak, bu şekilde gerçek mutluluğun, mermer merdivenler ve pahalı halılarda değil, dört duvar ve otlardan yapılmış bir çatının altında sadece Tanrı’ya yakın olarak, O’nu hissederek bulunabileceği gerçeğini kendine hatırlatmış olur.

Sukot Bayramı ile ilgili üç ana mitsva

1) SUKA: “Bu yedi gün boyunca çardaklarda yaşayacaksınız” (Vayikra 23:42).

Kipur bittikten hemen sonra, atalarımızın çöldeyken yaşadıkları çardakları hatırlatan Suka’ların yapımına başlanır. Suka, belirli kurallara göre yapılır, üstü dallar ve bitkilerle kaplanır.

Suka, duvarları ve özel bir biçimde örtülmüş çatısı ile aklımızdan duygularımıza, başımızdan ayak parmaklarımızın ucuna kadar tüm benliğimizi tamamen kapsar.

Sukot boyunca yenilen her öğün ve yapılan her aktivite Suka’da yapılır.

2) ARBA MİNİM- Dört çeşit bitki: “İlk günde kendinize etrog ağacı meyvesi, hurma dalı, mersin ağacı dalları ve dere söğütleri alıp, Tanrı’nız Aşem’in Huzuru’nda yedi gün boyunca sevinç ifade edeceksiniz. (Vayikra 23:40).

Sukot süresince, Şabat harici her sabah duası sırasında ibadetin belli bölümlerinde kullanılan Arba Minim, dört çeşit bitkiden oluşur:

Lulav (ağaç dallarının en güzeli olarak kabul edilen hurma ağacı dalları, insanın omurgasına benzetilir),

Adas (hoş kokulu ağaç dalı yapraklarını simgeleyen mersin ağacı dalları, gözlere benzetilir),

Arava (söğüt ağacı dalları, dudaklara benzetilir),

Etrog (Ağaç meyvelerinin en mükemmelini simgeleyen, ağaçkavunu diye bilinen bir turunçgil, insan kalbine benzetilir).

Başka bir yoruma göre de Lulav, Tora’yı öğrenen, ama Tora’ya uygun davranışları olmayan kişileri, Adas, Tora öğrenmeyen, buna rağmen iyi davranışlarda bulunan kişileri, Arava, Tora öğrenmeyen ve iyi davranışlarda bulunmayan kişileri, Etrog da Tora’yı öğrenen ve mitsvaları yerine getiren kişileri sembolize eder.

Bu mitsva, her ‘çeşit’in gerekliliğini ifade eder. Moşe’den itibaren dilden dile aktarılan ve Tora’nın satır arası yorumlarını içeren Midraş’ta belirtildiği üzere: “…Tanrı der ki; her farklı tür, tek bir bağ ile birbirine bağlansın ve birbirleri için kefaret sağlasın.”

Rebbe (Lubaviç), bu Midraş’ta sadece “her biri Yahudi milletinin bir parçasıdır” veya “her biri Tanrı gözünde değerlidir”, veya “her biri gereklidir” denilmediğine dikkat çeker. Rebbe’nin asıl vurgulamak istediği; “birbirleri için kefaret sağlasınlar” kısmıdır. Dört türün her birinde, diğerlerinde olmayan bir özellik mevcuttur. Böylelikle her bir tür, diğer üçünde olmayan bir özelliği telafi eder ve dengeler. Diğer bir deyişle, bir halkın oluşması için, her çeşidin gerekli olmasının yanı sıra, bir ‘kişi’yi oluşturmak için de her çeşit, her karakter özelliği gerekir. Sukot Bayramı, her farklı çeşidin ve farklı karakter özelliklerinin bizi tamamlaması için birbirimize sıkıca bağlandığımız bir fırsat dönemidir.

3) Sevinmek ve mutlu olmak: “…yedi gün sevinç ifade edeceksiniz” (Vayikra 23:40), “Bayramında neşelen” (Devarim 16:14); “…ve sen, sadece neşeli olacaksın” (Devarim 16:15).

Tora’da tek bir harf bile gereksiz yere kullanılmamıştır. Sukot’ta ‘neşelenme’ mitsvasından Tora’da bir defadan fazla söz edilmesi, bu mitsvanın önemini vurgular. Önce Elul ayı, sonrasında Roş Aşana ve Yom Kipur’un da içinde olduğu Aseret Yeme Teşuva günlerinde pişmanlık ve yoğun dua dönemi sonrası kişi, Tanrı’ya yakınlaşmanın, ‘dönüşün’ sevincini yaşar. Sukot’ta hissedilen yoğun mutluluk ve neşenin asıl sebebi, teşuva yapıp günahlarımızdan affedilmemiz ve hatalarımıza rağmen, Tanrı’nın korumasının her an üzerimizde olduğunun bilinci, Tanrı’nın bize yepyeni bir başlangıç yapma fırsatı vermesidir.

Sukot deyince

Onur Bulutları: Talmud Bilgeleri, Sukot Bayramı’nın tek amacının Yahudilerin çöldeyken yaşadıkları barınakları anımsama olmadığını vurgular. Asıl hatırlanması gereken, o barınaklarda yaşarken, Tanrı’nın ‘Onur Bulutları’nın İsrailoğulları’nı nasıl çevrelediği, vaat edilen topraklara girene kadar, gece ve gündüz nasıl her türlü tehlikeden koruduğu gerçeğidir. Suka’da otururken, düşünülmesi gereken, evlerimizin duvarlarına, çatısına veya fiziksel dünyadaki herhangi bir şeye umut bağlamamamız gerektiği, tek ihtiyacımız olanın, tek güvencemizin Tanrı’nın İlahi Takdiri ve Koruması olduğudur.

Uşpizin-misafirler: Kişi, Suka’da oturduğu zaman, bir gün Tanrısal Onur’un, koruyucu kanatlarını göklerden, onun üstüne örteceğini ümit eder. Suka, o denli bir spiritüel enerji yoğunluğu barındırır ki, İsrael’in yedi ‘babası, Gan Eden’den (Cennet Bahçesi) çıkıp, Sukot süresince Suka’larda misafirimiz olurlar. Her gün, Suka’ya girerken bir tanesi, diğer altısına (kronolojik veya sefirot sırasına göre) rehberlik eder.

Sefirot sırasına göre, birinci gece Avraam (sevgi ve iyilik), ikinci gece İtshak (kişisel güç ve kendine hakimiyet), üçüncü gece Yaakov (güzellik ve gerçek), dördüncü gece Moşe (Tora’nın Hakimiyeti ve ebediyet), beşinci gece Aaron (empati ve Tanrısal Görkem), altıncı gece Yosef (kutsallık ve spiritüel temel) ve yedinci gece David(Cennetin Krallığı’nın yeryüzünde kurmak), diğer altısına önderlik eder.

Cennetten gelen Uşpizin’lerin, bu değerli misafirlerin kişisel özelliklerine uygun olarak davrandığımızda, Tanrısal Işık yeryüzüne gelir ve dünyayı, tamamlanmasına yaklaştırır.

İhtiyaç sahiplerini mutlu etmek: Bu yüce ve spiritüel konuların yanında, Yahudiliğin vurguladığı en önemli husus, insan davranışlarıdır. Yahudi mistisizminin en önemli eseri Zohar, Uşpizin’i açıkladıktan sonra, “ …kişi, fakiri de mutlu etmeli, Uşpizin için bir kenara ayrılması düşünülen yemek porsiyonu, ihtiyaçlı kişiye verilmelidir” diye belirtir.

Maimonides, aynı konuyu dini bir yükümlülük olarak alır: “…kişi kendisi yiyip içerken, yabancı, dul, yetim ve diğer ihtiyaçlı kişileri de doyurmak zorundadır. Bunları yapmayan, mitsva yapma mutluluğunu değil, sadece kendi midesinin mutluluğunu yaşıyor demektir.”

70 dünya milleti için yapılan kurbanlar: Bet Amikdaş zamanında, günlük kurbanlar ile su ve şarap sunularının yanında, Sukot Bayramı süresince musaf-ek kurbanlar- yapılırdı. Bu kurban edilen boğalar, ilk gün on üç, ikinci gün on iki ve sayısı her gün bir azaltılarak, Sukot’un yedi günü boyunca devam ederdi. Gemara’ya göre, Sukot boyunca her gün ‘tam’ Allel duası söylenmesinin sebebi de budur. Raşî’ye göre, bayram boyunca yapılan toplam yetmiş kurban, Noah (Nuh) soyundan gelen ve bugün dünyada var olan bütün diğer milletlerin atası olan yetmiş millete tekabül eder. Yeruşalayim’deki Tapınak, ‘bütün milletler için bir dua evi’ olarak kabul edilir ve bu yetmiş boğa, Tanrı’nın bu milletler için kefaret sağlaması, bu dünya milletlerin esenliği, iyiliği, yağan yağmurlardan faydalanarak refah içinde yaşamaları ve barış için kurban edilirdi.

Su ve Bet Aşoeva şenlikleri: Sukot su için yargılandığımız ve Tanrı’ya bereket için dua ettiğimiz bir dönemdir. Bet Amikdaş zamanında Kutsal Tapınağa Pesah’ta ‘Arpa Kurbanı, Şavuot’ta ‘Buğday Kurbanı’, Sukot’ta ise ‘Su Kurbanı’ getirilirdi. Mizbeah’ın üstüne dökülüp Tanrı’ya adanan su ile gelecek yılın bol yağışlı ve bereketli olması dilenirdi. Yeruşalayim’de yer alan Sukot’la ilgili kutlamaların çoğu da, su ile ilgiliydi. Buna Bet Aşoeva şenliği de dâhildi. Mişna’da şöyle yazar: “Bet Aşoeva sevincine şahit olmamış bir kişi, gerçek mutluluğu tecrübe etmemiştir.”

“Eski zamanlarda Sukot’taki neşe, ‘Su Çekme Töreni’ (Simha Bet A Şovea) ile daha da arttırıldı. Bu törende Sukot’ta yağmur yağması için sunulan duaların kabulü için, kurban sunu yerinin üzerine merasimle sular serpilirdi. Eski Yeruşalayim’de bu törenlerle ilgili neşeli kutlamalar tertip olunurdu.” (Yahudilik Ansiklopedisi -Cilt 3,s. 649)

Teşuva- korkudan mı, sevgiden mi?: Berditçev’li R.Yitzchak, Talmud’daki şu bölümden bahseder: “…korkudan dolayı teşuva yapan kişinin, ‘bile bile’ işlemiş olduğu günahlar dahi, ‘istem dışı’ yapılmış günahlar sınıfında sayılacaktır. Fakat Tanrı’ya olan ‘yoğun sevgisinden’ dolayı teşuva yapan kişinin, ‘bilinçli’ olarak işlemiş olduğu günahlar, kendi hesabına birer sevap olarak geçecektir” (Yoma 86b). R. Levi Yitzchak, bunu şöyle yorumlar: Roş Aşana ve Kipur gibi insanı huşu içinde bırakan yargı günlerinde, cezalandırılma korkusuyla yapılan teşuva, kişiyi yine istem dışı yapılan günahların hesabıyla baş başa bırakır. Ancak Sukot’un, neşe zamanımızın gelmesiyle, kişi Tanrı’ya karşı güçlü bir sevgi ve bağlılık hissiyle dolar ve bu sevgi yoğunluğu ile teşuva yapıldığı zaman, kişinin günahları, sevaplara dönüşür.

Kohelet okunması: Şaloş Regalim bayramlarında; Pesah’ta Şir Aşirim-Ezgiler Ezgisi-, Şavuot’ta-Ruth, Sukot’ta ise Kohelet okunur. Kral Şlomo, Kohelet’te “boş, boş, her şeyin boş” olduğundan, Tanrı Koruması, Tanrı Yolu ve Tanrı Hizmeti dışında her şeyin boşluğundan ve anlamsızlığından söz eder. Fakat bu sözlerin devamında; gerçek mutluluğun ve güvenliğin anahtarını da verir: “ Her şey gözden geçirildikten sonra konunun özü şu: Tanrı’dan uzaklaşmaktan kork ve Tanrı’nın İsteği’ni yerine getir, çünkü insanın tek görevi budur” (12:13).

R.David Aaron, Sukot’un bize; mutluluk ve güvenliğin, sahip olduğumuz şeylere değil, Tanrı ile ilişkimizde nerede olduğumuza bağlı olduğunu deneyimlettiğini ifade eder. Sukot Bayramı süresince Suka’da yaşarken, Tanrı koruması, Tanrı gücü ve Tanrı güvenliğinin, ihtiyacımız olan tek şey olduğunu idrak eder ve bundan büyük mutluluk duyarız.

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Every Person’s Guide to Sukkot, Shemini Atzeret and Simchat Torah;Succos-It’s Significance,Laws and Prayers, Twerski on Machzor, A Spiritual Guide to the High Holidays, El Gid para El Pratikante (Gözlem Yayıncılık), Yahudilik Ansiklopedisi (Gözlem Yayıncılık)) kitaplarından vewww.chabad.org; www.jewfaq.org; www.askmoses.com; www.meaningfullife.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

Kaynak:Salom

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page