Aliya Günlüğü…
top of page

Aliya Günlüğü…

Bir yıl kadar önceydi. Sosyal grupların birinde Yael Çittone’nin yayınladığı “Aliya Günlüğü”nü okuyorum. Duygu dolu tespitlerini gözümde canlandırıyor ve gönderdiğim yorumda şöyle yazıyorum; “Tam tiyatroluk!..”. Yael’in yanıtı gecikmiyor; “Ben de öylesini düşünmüştüm”.

Ve sonrasında grupta ayrıntıları hatırlamadığım bazı gereksiz tartışmalar…

28 yıl önce üniversitede mühendislik öğrenimini sürdürürken bir yandan da İYT’nin gazetesi "Haber”de birlikte çalıştığım Eli Çittone beni telefonda arıyor, belki de ben onu arıyorum; “Sen varsan biz de varız” diyor.

Evimde bir toplantı yapıyoruz, Şalom Gazetesi’nin yayın yönetmenliğini yaptığım sırada on yıl birlikte çalıştığım spor sayfası editörü Nedim Büyükabulafya ve eşi Ester de toplantıya katılıyor. Potansiyel oyuncuları düşünüyoruz ve yola çıkma kararı alıyoruz.

Kadro tamam, oyuncular bulundu. İş yönetmeni bulmaya kalıyor. “Yakup abi sen ol” diyorlar. “Tiyatro’dan anlamam, yönetmen değil yönetici olurum.” diyorum. Kabul ediyorlar, Bir taraftan Tania Azaryad’ın gönderdiği Google bilgilerinden oyun yönetimi ile ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz, diğer yandan Yael son sürat senaryoyu kaleme almaya başlıyor.

Yael’in azmi inanılmaz, her gün bana üç, dört sayfa gönderiyor. Niye bana? Çünkü klavyesi İngilizce, Türkçe harfler yok ve ben süratle ç, ş, ö, ü harflerini düzeltiyorum, diğer yandan da senaryoyu edit edip gruba gönderiyoruz. Bu arada whatsapp’tan şöyle olsa, böyle olsa diye de görüş alış verişinde bulunuyoruz. Yael, Tayland’da tatilde iken bile yazıların gelmesi sekmiyor. Sonuç iki aylık bir sürede iki perde, on bölüm, takriben 40 sayfalık oyun hazır…

İlkin bölüm bölüm okuma çalışmaları gerçekleşiyor, karakterler, olayların gelişimi tartışılıyor, sonrasında sahneye koyma çalışmalarına başlanıyor. Nerede mi? Nerede olursa, Raanana parkında, evlerde, apartman lobilerinde. Çok gülüyoruz, çok eğleniyoruz, Sami Gerşon keşfedilmemiş bir değer, sanki kırk yıldır sahnede… İkinci bir Jojo Eskenazi… Bazı replikler günlük yaşantımıza, sohbetlerimize giriyor, öylesi yaşıyoruz oyunu…

Sahnedeki hareketleri belirliyoruz, tonlamalar, giyimler. Beğenmediğimiz iki bölüm olduğu gibi değişiyor. Yael 2-3 alternatif sunuyor. Oylama sonucu seçeneklerden birini seçiyoruz. Gerçekte oyunu hep birlikte yönetiyor, kararları topluca alıyoruz.

İlk perdenin bir deneme gösterisi tiyatro eleştirmeni, Tiyatro Dergisi yazarı Dr.Robert Schild ve on kadar dostun izlediği bir gecede İtahdut’un lokalinde sahneleniyor. Eksikler çok, ezber aksıyor ama canlandırılan kişiler öylesi bizden, o denli kendimizi sahne ile özleştiriyoruz ki duygularımız zirve yapıyor.

Artık yönetimi “ehil” ellere devretmenin zamanının geldiği ortaya çıkıyor. Otuz yıldan fazla Batyam Kültür Derneği’nde bugüne dek çok sayıda oyun sahneye koyan Albert Anah devreye giriyor ve çalışmalar süratle ilerliyor.

Yael Çittone’nin de Türkiyeliler Birliği’nin kültür komisyonu başkanı görevine getirilmesi ile de oyunun gelirinin aliya ve burs fonuna aktarılması kararlaştırılıyor.

Kasım ayında sahnelenecek “Kula” müzikalinden sonra önümüzdeki Pesah Bayramı’na doğru sizleri unutamayacağınız bir oyun bekliyor; Aliya Günlüğü…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page