Güçlenen Erdoğan’dan İsrail’e ne çıkar?
top of page

Güçlenen Erdoğan’dan İsrail’e ne çıkar?


‘’One Minute’’ krizinden bu yana Türkiye ile ilişkilerde Yeruşalayim genellikle tepkisel davrandı. Büyük ölçüde Erdoğan’ın kontrolünde gelişti krizler ve yumuşamalar. Davos’ta kavga ateşlemekten, Mavi Marmara seferine destek olmaya, Hamas liderlerini ağırlamaktan, mitinglerde ‘’Kudüs Bizimdir’’ demeye kadar onlarca kez saldırdı, sonra duruldu.

Amaçlar arasında İslami hassasiyeti yüksek olanların oylarını devşirmek, Filistin davasına bayraktarlık yapmak, hatta bir ara Orta Doğu’nun liderliğine soyunmak dahi bulunuyordu.

Bu süre zarfında Olmert ve Netanyahu Erdoğan’ın çıkışlarını yavaşlatmaya, aşırı tepki vermemeye ve İsrail’in bol miktardaki düşmanlarına yenilerini eklememeye dikkat ettiler.

Yeruşalayim’in yumuşak politikasının zayıflıktan değil, aksine özgüvenden, tecrübeden ve güç dengelerini iyi değerlendirmekten geçtiğini bugün net olarak gözlemliyoruz. Orta Doğu’nun her yanıyla gerilimli ilişkiler sanki Türkiye’nin kaderi olmuş. Mısır, Körfez Ülkeleri (Katar hariç) ve Suud’larla İsrail’in işbirliği İslami birlikteliği aşmış durumda.

24 Haziran’daki Erdoğan zaferinden sonra nasıl gelişir işler:

  • Cumhurbaşkanı RTE’nin İsrail’i ‘’düşmanlaştırmaya’’ iç siyaset bakımından pek gerek kalmadı. CHP ve HDP kampanya boyunca neredeyse AKP’den fazla ‘’İsrail’i kınıyoruz’’ bildirisi yayınladılar.

  • Filistin’e destek gösterisinde Hamas’ı tutmaya devam etmek, esas dostluğunu kazanmak istediği Trump’un hoşuna gitmeyecek, İran boykotları ile birlikte yanlış tarafta bulunma riski doğacaktır.

  • Ekonomik sıkıntıların ayyuka çıktığı, enflasyon, faiz ve dövizin hep birlikte yükseldiği ortamda giderek Batı’ya, ve büyük olasılıkla IMF’e ihtiyaç artacaktır. Bu ortamda Erdoğan’ın aleyhine çalışacak ‘’İsrail’e Karşıyız’’ hamlelerine değil, New York ve Londra’da büyük yatırımcı fonların desteğini kazanacak jestlere gerek vardır.

  • Hayfa üzerinden Ürdün, Emirliklere ve Suudi Arabistan’a giden ihracat Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı toplam satışın % 25’ine gelmiş (Israel Katz). Muhalefet ‘’İsrail ile ticari ilişkileri kes’’ çağrısını yaptığında RTE’nin cevabı ‘’Seçimlerden sonra’’ olmuştur. İnandırıcı mı?

  • Prof. Louis Fishman’ın Nisan ayında Londra’da yaptığı konuşmada belirttiği gibi: ‘’5 yıl önce İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı vardı. Son 2 yılda pozisyon tersine döndü’’.

Seçimlerden güçlenerek çıkan Erdoğan’ın bundan böyle sık sık İsrail’e karşı çıkmaktansa tedricen yaklaşacağını ve ilişkileri sıkılaştırma politikası güdeceğini öngörüyorum.

Türkiye, ticaret, finans, teknoloji ve doğalgaz transit alternatifi olma alanlarında İsrail ile işbirliği yapmayı Filistin siyasetine tercih edecek, Ortadoğu liderliği de giderek gündemden düşmüş olacaktır.

Yeruşalayim’in de yakınlaşma siyasetine karşı çıkmayacağının işareti, ‘’Ermeni Soykırımı’nı Tanıma’’ tasarısının Knesset’de oylamadan vazgeçilmesiyle verilmiştir.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page