Rakamlarla İsrael…
top of page

Rakamlarla İsrael…


Yetmişinci yıl kutlamaları nedeniyle ülkeyle ilgili elime geçen bazı bilgileri kısaca paylaşmak istiyorum sizinle.

2017 yılı itibariyle savunma sanayii dışsatımı rekor seviyeye ulaşmış.

Tam 9.2 milyar şekel. Geçen senelere oranla yüzde kırklık bir artıştan bahsediyoruz. Hava savunma sistemleri ağırlığı çekiyor bu rakkamda. İyi, hoş da insan yine de kendi kendine ‘’keşki komşularımız Hollanda ve Lüksemburg olsaydı da, biz de bu sanayiide bu kadar kuvvetli olmasaydık’’ diyor. Eminim ki komşularımızı bu iki ülke teşkil etseydi, kesinlikle bu kadar gelişmiş bir savunma veya isterseniz silah deyin, sanayiine sahip olamazdık!

Gelirimiz imrenilecek seviyelerde artıyor ama dağılımı konusunda yapmamız gerekenler var. 1957 yılında en düşük gelire sahip yüzde yirmilik grubun toplam geliri, ülke toplamının yüzde dokuzunu teşkil ederken, oran bugün yüzde dörde düşmüş durumda. Öte yandan en yüksek gelirli grubun toplam geliri de ülke genelinin yüzde otuzaltısıyken, oran bugün yüzde 47’ye çıkmış durumda. Diğer bir deyişle toplam gelirin yüzde kırkyedisi, nüfusun yüzde yirmisini teşkil eden yüksek gelirli grubun elinde. Belki emekçilerin sendikalaşma oranındaki düşüşünün de bunda payı var. Sendikalı çalışan sayısı seksenli yıllarda yüzde seksenlerdeyken, bugün oran yüzde yirmibeşlerde geziniyor. İlginç olanı OECD ülkelerinin ortalamasının da bu ikinci rakkama işaret etmesi.

Maalesef büyük bir vizyon eksikliğini ülkenin sağlık sektöründe görüyoruz.

Doktorlarımız gayet iyi, sağlık teknolojimiz çok ülkeye parmak ısırtır, ama ne var ki, 1978 yılında hastanelerde her bin kişiye düşen yatak sayısı 3.4 iken, bugün oran 1.8. Sağlık hizmetleri, ülke yöneticilerinin vizyon eksikliğinin tavan yaptığı bir alan bana kalırsa.

Enerji sektörü yüzümüzü güldürüyor son senelerde. Karasularımızda bulunan gaz ülkenin enerji haritasını tümüyle değiştirdi. 2017 yılında ilk defa olarak elektrik üretimimizde gaz kullanımı kömürü solladı. Doğal gazın ülke ekonomisine ve sanayiine yapabileceği katkıların düşüncesi bile insanın içini ısıtıyor. (tabii bizim ülke insanlarının ısınmaktan çok serinleme gereksinimleri olduğunu unutmadım ama serinlemek için de enerjiye ihtiyacımız var!)

Şimdi değineceğim verilerdeyse iyi ve kötü yanyana. 1990 yılından bu yana ülkedeki vasıta sayısı 1 milyondan, 3.3 milyona ulaşmış. Ne güzel. Ama bu vasıtaların üzerlerinden geçmekte oldukları yollar sadece % 46 oranında artmış. Alın size adım adım İsrael. Şehirlere gelince; gökdelen yüksekliği ve sayısıyla trafik bunaliminin ters orantılı olduğunu hatırlatmak bilmem gerekir mi?

Güzel bir haber de hükümetin kamçıları kaldırma yönündeki üstün başarısı. Hani borç yiğidin kamçısıdır derler ya, son yıllarda ekonomiyi yönetenler, (tabii başta Merkez Bankası), kamçıyı nerdeyse bertaraf etmişler. Devletin borcu GSMH’ nın yüzde altmışına düşmüş. Çok imrendirici bir rakkam. Ekonomik istikrarın ve güvenilirliğin temel göstergelerinden biri… Sadece 16 sene evvel bu rakkam yüzde 100’ün üstündeydi. (OECD ülkelerinde rakkam halen yüzde 106 cıvarında!)

İki ek güzel veriyle noktalıyayım yazımı. Bu sene yüzde dördü bulan kalkınma hızımızın 2018 yılında da bu sayının altında olmıyacağı öngörülüyor. Ve son olarak da inanılmaz bir başarı. Ülkedeki işsizlik oranı yüzde üçlerde geziniyor. Halen pek az ülkenin ulaşabildiği bir hedef bu.

Ve bilgisayarların, robotların insan gücünü devamlı olarak ikame etmekte olduğu bir çağda yaşadığımızı da hatırlıyalım.

Ve dilerseniz utanmadan -ama şımarmadan da- gururlanalım.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page