top of page

Theodor Herzl’in “Eski-Yeni Ülke”si


Sitemizde geçen hafta yayımlanan iki yazı, yıllar önceki değişik okumalarımdan oluşan bazı ortak çağrışımlara yol açtı... Bu yazılardan hareketle, Yom HaAtzmaut’u 70. kez kutladığımız bu günleri de vesile bilerek, köşemizde art arda bulacağınız iki yazı ile Theodor Herzl’in günümüzde unutulmuş bir romanını anımsatmak istiyorum.

İsrail’in Kuruluş Öyküsü - Herzl’den Önce Sabetay Zvi yazısında Ralf Arditti, 1665’de gittiği Kudüs ve Gaza’dan sonra İzmir’e dönen Zvi’nin “modern çağların ilk dini Siyonist hareketini” ateşlediğini belirtiyor; öte yandan iki asır sonraki Ortodoks hahamlarının “devlet kurma görevinin ancak gelecek Mesih’te olduğunu” savlayarak, 1890’ların laik entelektüeli Theodor Herzl’in “Sabetay Zvi gibi ‘zındık’ olduğunu” iddia ettiklerini naklediyor...

...Yakup Barokas’ın kaleminden gelen diğer yazı ise, Kavgam’ın Yazılış Öyküsü başlığı altında, Hitler’in bu nefret manifestosunun hangi koşullar ve kimlerin desteği ile kaleme alındığını anlatmaktadır.

Peki, aslında birbirleriyle ilgili olmadığı gibi görülen bu iki konunun yarattığı ortak çağrışım ve oradan vardığım düşünceler nelerdi?

Theodor Herzl’in 1896’da yayımladığı “Yahudi Devleti: Yahudi Meselesinin Çözümü için Çağdaş bir Öneri” adıyla dünya tarihine girmiş olan başyapıtından üç yıl sonra yazmaya başladığı “Altneuland” (“Eski-Yeni Ülke”) başlığındaki ütopik romanının başkişileri, 1923 yılında Haifa’da hayali “Sabetay Zvi” operasını izlerken, onlardan biri bu oluşumu şöyle yorumluyordu: “Aslında halk, bu tür maceracıların savlarına inanmıyordu – ne var ki onlar, salt halkın inanmak istediklerini dile getirip, özlemlerine yanıt vermekteydiler.. Kısaca Mesih, özlemlerden hayat buluyor! Ne var ki, Sabetay veya benzerlerinin oluşmasına çanak tutan dönemlerin ne denli sefil ve karanlık olduğunu unutmayalım.... Halkımız kendini bulamamıştı henüz – ve işte bu nedenle de bu tür kişilerin etkisinde kalabilecek ve kendinden geçecek kadar güçsüzdü...”

Birinci Dünya Savaşı’nda yüzbinlerce askerini yitirmiş, topraklarından olmuş, başdöndürücü bir enflasyon ile sefilleşmiş ve ardından gelen küresel ekonomik bunalımdan bir tokat daha yemiş Alman halkının da benzer güçsüz ve umutsuz bir durumda bulunduğunu, kimi özlemlerine ancak Adolf Hitler gibi bir maceracı, aşırı ulusalcı ve hayalperest bir demagogun yazdıklarıyla ulaşabileceklerini düşündüğünü bugün daha da iyi anlıyoruz.

O döneme geri baktığımızda, keza Theodor Herzl’in daha 20. Yüzyıl’ın ilk günlerinde kaleme aldıklarını okuduğumuzda, bu donanımlı düşünürün teorik açıklamalarıyla soyut öngörüsüne katılmamak elde değildir!

Ne var ki, kendisinin de hayalperest olduğunu inkâr edemeyeceğimiz Herzl’in bir de somut öngörüsü vardı – ve bunu “Altneuland” romanında, bir masalı andıran türde olsa bile, ustalıklı biçimde dile getirmesini bilmişti: Dünya tarihine girmiş bütün halklardan geriye kalan sadece bir halk vardı, “ecdadının yaşamış olduğu tüm zulümlerini anarcasına kendisine ve hep aynı kalmış geleneklerine sadık kalarak...” İşte bu halk, “kölelik ve özgürlük arasında gidip gelen Israel halkı, halen binyıllardan gelme tanım ve sözcükleriyle kendi ulu Tanrı’sına yakarıyordu...”

Öyküsünü şöyle sürdürüyor Herzl: “Yeni bir ‘Mizrayim’ vardı ve yeniden mutlu bir Çıkış yaşandı. Ne var ki bu eylem, kuşkusuz 20. Yüzyıl başındaki kültürel düzey ve teknolojik olanakları çerçevesinde oluşacaktı...” ve varmak istediği sonucu şöyle tanımlıyor: “Bir halk, tüm bir halk bir araya geldi. Hayır: Kendini yeniden keşfetti!”

Romanın başka bir yerinde şu anlamlı bölüm öne çıkıyor: “Bu halkın mensupları yerkürenin sayısız havrasında dua etmişlerdi, görkemli ve yoksul mekânlarda, diasporanın tüm dillerinde... Her zaman her yerde olan, ancak görünmeyen Tanrıları onlara ilkesel olarak her daim eşit derecede yakın veya uzaktı. Ne var ki, gerçek tapınak ancak burada olabilecekti. Niye mi? Çünkü bu halk nihayet burada özgür bir toplum düzeyine ulaşabilmişti ve fertleri, bireyleri ancak şimdi insanlığın ulu amaçlarına hizmet edebileceklerdi. (...) Keza, özgürlük ve sağduyunun bir araya gelmesi gerekiyordu, görünmez ve güçlü Tanrı’nın evinin inşa edilebilmesi için...”

Theodor Herzl, 1902 yılında ilk basımı yapılan ve bazı yönleriyle gerçekten bir masalı andıran “Altneuland” romanının kapağına, “İsterseniz, bu bir masal olmaktan çıkar...” ibaresini koymuş, kitabın son sözünde ise “...ancak istemiyorsanız, size anlattıklarım bir masal olarak kalır...” saptamasını getirerek, konuyu şöyle bağlıyordu: “Rüyalar, eylemlerden zannedildiği kadar uzak değildir. İnsanoğlunun tüm yaptıkları daha önce bir rüya idi, daha sonra da bir rüya haline gelir...”

“Altneuland”daki yaşamı tanımlayan bazı kısa bilgileri içerecek ikinci yazıya geçmeden, Sabetay Zvi üzerine yazılmış iki sahne yapıtıyla ilgili – ne yazık ki, askıda kalmış! – iki anımı paylaşmak isterim:

1) İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun önde gelen oyuncularından, sevgili dostum Sumru Yavrucuk 2011 yılında İDT’nun Genel Sanat Yönetmeni Şakir Gürzumar’ın rejisinde gerçekleşmesi planlanan, Türkçe’ye çevrilmiş ve Martin Sherman’ın kaleminden gelme “Messias” oyunu için benimle temas kurmuştu ve kendisine İzmir ve Selanik Yahudileri hakkında bilgi aktarmaya başlamıştım – ne var ki, o yılların siyasi gelişmeleri/kaygıları sonucu, bu tiyatro projesi rafa kaldırılacaktı...

2) A.B.D.’nin tanınmış çağdaş ve elektronik müzik bestecilerinden Richard Teitelbaum, planlamakta olduğu Sabetay Zvi operası için Sefarad etnik ses sanatçıları konusundaki araştırmaları çerçevesinde beni 2002 yılında ziyaret etmiş ve kendisine bazı dostlarımı önermiştim. Ancak gördüğüm kadarıyla bu proje de şimdilik askıda, zira başka birçok yapıta (örneğin “Golem” operasına da) imza atmış olan Teitelbaum’un çalışamalarını sürdürdüğü “Z’VI” için web sayfasında halen “opera-in-progress for voices, clarinet, ney, oud, percussion, keyboard and electronics” açıklaması yer alıyor...

Anlaşılan, Herzl’ın diğer bir öngörüsü olan “roman ürünü” Sabetay Zvi operası halen nihai bestecisini bekliyor!!

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page