Batılı Liberallerin Radikal İslamla Dansı

Radikal/ Cihadcı İslamla ilgili terör haberleri, ne yazık ki, daha uzun bir süre gündemden düşmiyecek gibi. Son günlerde ülkedeki TV kanallarından birinde gördüğümüz ve özellikle Fransadaki örgütlenmeyi açığa vuran dizi inanılır gibi değil. Ancak bundan da daha inanılır gibi olmıyanı Müslüman olsun, olmasın, batılı liberallerin, akademisyenlerin azımsanmayacak bir kısmının köktendinci İslam’la dansı.

Gerek Avrupa’da, gerekse ABD’ de bu işi son derecede başarılı bir şekilde gerçekleştiren iki kişiden bahsetmek istiyorum. Tabii ki bunlar sadece iki örnek. Benzerleri pek çok elbette…

Avrupadaki başarılı örnek(!), Tarık Ramadan ismindeki, İsviçrenin Fransız kesiminde oturan bir düşünür, Oxford ve diğer bazı üniversitelerde öğretim görevlisi. Babası Cemal Abdülnasır tarafından Mısırdan sürgün edilmiş, anne tarafından sülalesi ise Müslüman Kardeşler örgütünün liderlerinden. 56 yaşında.

Öylesine ünlü ki Times Dergisi tarafından dünyanın en etkileyici düşünürlerinden biri seçilmiş birkaç sene evvel.

Doğal olarak Müslüman Kardeşler sempatizanı… Avrupadaki Müslüman gençlerin tartışmasız rol modeli, ancak bunun yanısıra akademik çevrelerden, liberal örgütlerden de büyük destek ve beğeni alan bir öğretim görevlisi. Sorun nerde? Yıllardır alışageldiğimiz çifte lisan kullanımında.

Batıya konuşurken sözler başka, kendi toplumuna seslendiğinde bambaşka.

Bir sürü terör olayını kınamadığı gibi, bazı kaynaklara göre El Kaida bağlantılı. (veya geçmişte öyleydi)

Boko Haram ve Charlie Hebdo terör olaylarında dahi, bir yandan olayları kınarken, diğer yandan ‘’ama, ancak’’ kelimeleriyle başlayan ve teröre hafifletici sebep arıyan demeçleri akıllarda kaldı. Uluslararası medyaya konuşmaları ılımlı, kendi Müslüman toplumuna köktendinci…

Bahsettiğimiz örneğin ABD şubesi ise Linda Sarsour isminde, El Bire doğumlu göçmen bir ailenin 36 yaşındaki kızı. Brooklyn’de büyüdü, New York Arap Amerikan Derneğinin genel müdürlüğündeki başarısıyla ünlendi.

Demokrat Parti üyesi, Hamas sempatizanı.

Aile bireylerinden biri 99 sene, kayınbiraderi 12 sene, amcası ise 25 sene hüküm giymiş terörist faaliyetlerden.

Sarsour ABD’deki pek çok derneğin, (ki bunlara liberal Yahudi örgütler de dahil) gözdesi… Bernie Sanders’e seçim kampanyasında destek vermiş, pek çok olumlu aktivist etkinliğin içinde yer alıyor. Baskan Trump’a karşı yürüyüşlerde organizatörlerden biri. Üniversite yerleşkeslerinde aranan bir konuşmacı. Ama aynen Ramadan örneğindeki gibi bu örnekte de madalyonun ikinci yüzü de var. İslami kitlelere konuştuğunda lisanı değişiyor. Örneğin: “Bizi ezenlere karşı direniş cihadın bir ifadesidir.” diyebiliyor.

Yine İslami çevrelere seslendiğinde: “Amacımız çevremize hoş görünmek için entegre olmak değil, toplumumuzu kurumak ve sadece Allaha hizmet etmektir.” diyor.

Linda Sarsour, İntifada ve cihad çağrıları dinleyicileri tarafından alkışlarla kesilen bir konuşmacı.

Hararetli bir BDS savunucusu. İsraelde iki ayrı terör olayından hüküm giymiş Rasmea Odeh ile aynı sahneyi paylaşmaktan gurur duyduğunu belirten bir kişilik. ABD’deki Bazı Yahudi sol liberaller tarafından baştacı edilen Sarsour, yukardaki tutumu nedeniyle yine Yahudi asıllı bazı diğer çevreler tarafından New York şehrinin ‘’nefret kraliçesi’’ addediliyor.

Böylesine rol modeller sadece kendi toplumları tarafından değil Batılı liberaller, aydınlar, akademisyenler tarafından da kucaklandıkça, dünyanın terör belasından kurtulması biraz zor gibi görünüyor.