14 Mayıs, tarihi gün yakın!..

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta, 14 Mayısta Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınacağını açıkladı. Purim öncesinde yapılan bu açıklama elbette ki tüm İsrail halkına sunulmuş bir bayram hediyesi niteliğinde… Aynı zamanda Amerika ziyareti öncesinde, Başbakan Netanyahu’nun da ifade ettiği gibi; bu karar İsrail’in 70. yılının kutlanacağı Bağımsızlık Bayramını çok daha coşkulu hale getirecektir.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, geçen ay İsrail'de yaptığı konuşmada, 2019'un sonunda büyükelçiliğin taşınacağını söylemişti. Tarihin öne alınmış olması da hoş bir sürpriz olarak karşılandı.

İbrani tarihine göre Yom Atsmaut bu yıl 19 Nisan tarihine denk gelmektedir. Ancak 1948 yılında bağımsızlığını ilan eden İsrail’i, dönemin ABD Başkanı Harry Truman, 14 Mayıs'ta devlet olarak tanıdığından elçiliğin açılışı da bu tarihte olacaktır.

ABD Büyükelçiliği iki aşamada Yeruşalayim’e taşınacak. İlk aşamada elçilik, şu anda konsolosluk binası olarak işlev gören Arnona semtine geçecek ve Büyükelçi David Friedman sınırlı bir kadro ile bu binada görev görecek. Bu süreç içerisinde Tel Aviv’deki büyükelçilik binası faaliyetine devam edecek. Tel Aviv’deki tarihi bina gelecekte de ülkenin merkezinde yaşayanlara elçilik hizmeti vermeyi sürdürecektir.

14 Mayıs’ta geçekleşecek olan ve muhtemelen Trump’ın da katılacağı elçiliğin nakli töreni sembolik bir anlam taşımakta. Büyükelçilik yeni bir binanın inşasından sonra gerçek anlamda Yeruşalayim’e geçmiş olacak0.

İnşaatın yapılacağı yer büyük olasılıkla, Yeruşalayim’deki Diplomat otelinin yanında yer alan, şu anda yaşlılar yurdu olarak kullanılan, ABD’nin maliki olduğu ve 2020 yılında boşaltılması gereken büyük bir alan.

Trump Yeruşalayim’deki yeni elçilik binasının hazır olmasını niye beklemedi? Belki de beyanlarının sadece içi boş sözlerden ibaret olmadığını ve arkasında durduğunu tüm dünyaya kanıtlamak istedi. Belki de kararlarına karşı duran bazı liderlere de bu sayede bir mesaj göndermek istedi. Hatta hazır olduğu söylenen ve ABD tarafından masaya konacak barış planına karşı muhalefet gösterebilecek olan Netanyahu’nun da kulağı hafiften çekilmek istenmiş olabilir.

Türkiye İçişleri Bakanlığı ise ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini mayıs ayında Kudüs’e taşıyacağını açıklamasına sert tepki göstererek ABD’nin kararını ‘son derecece kaygı verici’ olarak nitelendirdi. Bu kararın barış zeminini tahrip ettiği ve Türkiye’nin Filistin halkının meşru haklarının korunması için çaba harcamayı sürdüreceği belirtildi.

Türkiye ABD’nin büyükelçiliği Yeruşalayim’e taşıma kararına şiddetle karşı çıkan ülkelerin başında yer almaktadır. Türkiye’de her gün bir benzeri düzenlenen "Kudüs'ten Afrin'e Emperyalist Hesaplar" konferansı türünden etkinlikler ile belli çevrelerce hedef saptırılmaya çalışılmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı ülke genelinde Kudüs konulu etkinliklere başlama kararı aldı, okul girişlerinde Kudüs konulu duvar gazeteleri yer alacak, fotoğraflar sergilenecek. (Cumhuriyet Gazetesi, 18 Şubat)

Ne var ki bu söylemlerin doğrudan seçmen kitleye yönelik olduğu ve sahada fazla bir değerinin olmadığı da bilinmektedir. Nitekim AK Partinin kurucularından Abdüllatif Şener bir mesajında şöyle demektedir: “Stratejik ortağımız ABD, 14 Mayıs’ta İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyor. Hadi bakalım! Sen de, Filistin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşı da zaferini görelim!”

27.12.2017 tarihli “Batı Avrupa’nın Yeruşalayim yanılgısı” başlıklı yazımı şöyle bitirmiştim. Yineleyelim:

“Holokost inkârı bu defa yeni bir kılığa bürünerek Yeruşalayim’in inkârına dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Tarihin akışını değiştirmek ve çemberi geriye çevirmek mümkün değildir. ABD bayrağı Yeruşalayim’deki elçilik binasında dalgalandığında bu Berlin duvarının yıkılmasına benzer tarihi bir an olacaktır.”

Tarihi güne pek fazla zaman kalmadı.