Bir Hanuka kutlamasının düşündürdükleri...
top of page

Bir Hanuka kutlamasının düşündürdükleri...


Neredeyse ayağımın tozuyla katıldığım Türkiyeliler Birliği’nin 14 Aralık Hanuka akşamı, bana nice değişik gözlem olanaklarıyla bazı olası projeler için potansiyeller sundu. Beni tanıyanlar bilir – aslında hiç de “dernekçi” değilim, ancak yeni/yabancı ortamlarda bu tür kurum ve “birlik”lerin özellikle bilgi alış-verişinde bulunma, dayanışma ve sosyalleşme konularında çok değerli işlevleri olduğu yadsınamaz...

Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Kemal Ökem’in konuşmasını dinlerken, omuzlarında taşıdığı zorlu görevi düşündüm ve sözlerinin satır aralarını okumaya çalıştım. Geçtiğimiz Mart ayında Tel Aviv Üniversitesi Moshe Dayan Enstitüsü’nde yapmış olduğu sunum sonrası, birçok dinleyiciden temsil ettiği hükümete gelen sert tepkilere göğüs geriyordu – bu kez ise, aynı hükümetin İsrail’e karşı takındığı sert tutumdan acaba ne derece memnundu, bir bölümü T.C. vatandaşı olan, kimileri de o ülkeyi içtenlikle seven IYT üyelerine yönelirken? Daha sonra kendisine söyleşirken, ona Mart ayında önermiş olduğum bir tiyatro projesini yeniden anımsattım, zira sanırım ki bu türden ortak girişimlerin önemi, bugün daha da büyüktür!

Birliğin çalışkan genç yöneticisi Ovi Gülerşen ile deneyimli Başkan Yardımcısı Nesim Güveniş’in konuşmaları sonrası değişik sohbetlere katıldım – adını bugüne dek çok duyduğum yönetici ve üyeler ile tanışma fırsatım oldu, keza bazıları ile geleceğe yönelik kestirmelerde bulunduk ve kendilerine o anda aklıma gelen bazı işbirliği olanaklarının şimdilik sadece ana başlıklarını telaffuz ettim.

Uzun yıllardır İstanbul’un değişik kurum ve sinagogların kültür merkezlerinde tamamen amatörce yürüttüğüm bazı projelere İsrail’de neden yer verilemesin ki? Bunların arasında kanımca en seri ve kolay biçimde gerçekleştirilebilecek olanı, birkaç yıl önce Museviliği yeğlemiş olan Ankaralı piyano sanatçısı Mehmet (şimdiki adı ile David Ezra) Okonşar’ın bir resitali olabilir. Dinimizin folklorik ezgilerini sekiz bölümlük ustalıklı bir piyano süitine dönüştürmüş olan bu virtüözü İstanbul ve İzmir’in iki ayrı sinagogunda dinleyebilmiş olan çok sayıda cemaat üyemiz, bu resitallerden büyük haz almıştı! Ne tür bir müzikten söz ettiğimi merak edenler, bu süitin son bölümü olan “Hanuka Medley”i şu link’ten dinleyebilir: https://youtu.be/uzNVuTrDXvM

Daha uzun soluklu diğer bir proje, Avusturyalı yayıncı bir arkadaşım ile birlikte bundan 15 yıl önce kotarmış olduğumuz Çağdaş Sefarad Şiirleri Antolojisi üzerine keman sanatçısı Cihat Aşkın’ın yapmış olduğu besteleri içeren bir konser olabilir. Böyle bir etkinliği 2006 yılında İstanbul Cemal Reşid Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirmiştik ve bugüne dek İsrail’de birçok master class ile resital vermiş olan Cihat dostum, o konseri geniş bir Sefarad topluluğunun bulunduğu bu ülkede yinelemek ister elbet...

Önerebileceğim diğer bir etkinlik, Sayın Ökem’e de sözünü etmiş olduğum tiyatro projesidir. Şöyle ki, bundan iki yıl önce kendi sahnelerinde izlediğim Antalya Şehir Tiyatrosu’nun çok başarılı Ephraim Kishon komedisi “Tarla Kuşuydu Juliet” yorumu, Türkiye’nin de katkılarıyla İsrail’de birkaç temsil vermek üzere davet edilebilir... Büyükelçi ile bu konuyu geçen hafta yeniden masaya yatırdığımızda, böyle bir etkinlikte Türkiyeliler Birliği’nin de çorbada tuzu olmasını arzu ettiğini kendisi özellikle belirtti!

Bu konuları burada çalakalem sıralarken, ilgi duyabilecek olası sponsorlara da özellikle seslenmek istedim, bu çok yönlü Hanuka kutlama akşamından kısa bir nükteyle yazımı noktalamadan... Efendim, birçoğunuzun tanıdığı, Neve Şalom Sinagogu’ndaki düğün törenlerinin sürekli mimarlarından sevgili İzzet Öz’ü İstanbul’daki o çok önemli çalışma mekânında bir süredir göremez olduk – ve kendisiyle işte 14 Aralık akşamı İYT’nun lokalinde bir oleh adaş olarak karşılaşmak, güzel bir sürprizdi! Ona Türkiye’de yeni çıkmış olan bir kitabın kapağında, eski İstanbul Valisi ve Hahambaşı İshak Haleva’nın arkasında durduğu fotoğrafının bulunduğunu söylediğimde, önce şaka yaptığımı sandı, ancak ona daha sonra bu kapağın resmini gönderdiğimde, ziyadesiyle sevindi! – Kitap mı? Değerli araştırmacı Rıfat Bali’nin son yapıtı olan “Türkiye’de Holokost Tüketimi (1989-2017)” çalışmasından söz ediyorum; bazı savlarına katıldığım, öte yandan eleştireceğim yanları da olan, ilginç bir yaklaşım... Ancak bu konuyu başka bir yazıya saklamam gerekecek!

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page