Türkiyeliler Birliği’nin geçmiş yıllarda İsrail-Türkiye ilişkileri açısından çok başarılı görevler yerine getirdiğine değinmiştim.
Son dönemde ise durum oldukça farklı, konjonktür değişti ne yazık ki…
Mevcut konjonktürde kültürel etkinliklere ağırlık veren birliğin arzu hedeflendiği kadar etkin olmaması doğaldı. Ancak birliğin tek amacı sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu seviyede olmasına katkıda bulunmak değildir.
Bunun yanı sıra İsrail’deki Türkiyeliler Birliği’nin temel gayesi, İsrail’e göç eden ole hadaşların ülkenin yaşam şartlarına uymalarına yardımcı olmak, onlara her konuda yol göstermek, ülkeye kaynaşmaları için faaliyetlerde bulunmak, İbranice lisanını daha kolay öğrenebilmeleri için yetkili kuruluşların yanı sıra yardımcı olmak, kurslar düzenlemek, Türkiyeli Yahudilerin dil, örf ve adetleri ile folklorlarını korumalarına katkıda bulunmak, ladino dilinin yaşatılması ve korunması için çalışmalar yapmaktır.
Son dönemde ülkeye gelen göçmen sayısında yüzde üç yüze ulaşan artış karşısında İsrail’deki Türkiyeliler Birliği son derece aktif davranmıştır. Bu başarı herkes tarafından takdir edilmektedir.
Kültürel yönde ise çok kısa bir süre içinde giderek bir internet gazetesine dönüşen, hem güncel haberleri, hem birliğin duyuru ve etkinliklerine yer veren, köşe yazarları sayesinde Türkçe yorumların yanı sıra Ladino dilinin ve kültürünün yaygınlaşmasına da katkıda bulunan web sitesinin (www.turkisrael.org.il) başarısı da takdir ile karşılanmaktadır. Kısa sürede 35 bin kez tıklanan site İsrail’in yanı sıra pek çok ülkeden de izlenmekte ve “bilgi bankası” ile yeni göçmenlere yardımcı olmaya çalışmaktadır.
İsrail’deki devlet makamları tarafından tanınan tek yetkili kurum Türkiyeliler Birliğinin yakında gerçekleşecek seçim sonrasında yeni yönetimi bekleyen en önemli görev İsrail’de yaşayan Türkiyeli Yahudilerin gerçek temsilcisi durumuna gelmesidir.
Birlik Türkiye’deki bir dostumun beni derinden üzecek şekilde kinayeli olarak söylediği gibi ‘kapısına kilit vurulması gereken’ şeklindeki olumsuz bir algıdan kurtarılıp ‘her an kapsısına vurulan’ bir kurum haline getirilmelidir. Yıllar boyu özveri ile gönüllü olarak her türlü zorluğa karşı çalışan ve yönetimde görev alanlar takdire şayan bir çaba göstermişlerdir.
Kişisel görüşüm ve beklentim yakın zamanda gelen Aliyanın da katkısı ile ve geçmiş deneyimlerden de yararlanarak gençleşecek ve seçilecek yeni yönetimin çok daha dinamik, kucaklayıcı ve farklı bir vizyon ışığında hareket etmesidir.
NOT: Gelecek hafta İsrail’deki Türkiyeliler Birliği’nden beklentilerimi yazmayı sürdüreceğim.