top of page

YARI ŞAKA YARI CİDDİ “5 Şekel Lütfen”

ree

Geçen gün doktor arkadaşım Rodrig’in muayenehanesine gittim. Meğer oraya son gittiğimden beri, bulunduğu binanın altındaki otoparkın iç yapısı değişmiş. Ben orasını  eskisi gibi zannettim ama arabayı park edip asansörden çıkınca kendimi başka bir binada buldum. Rodrig’in muayenehanesini bulana kadar akla karayı seçtim.

 

Neyse. Dönüşte, arabama gitmeden önce, otoparkın girişinde arabalara bilet kesen, 50 yaşlarında görünen, güdük görevlinin yanına gittim. Niyetim kulağını bükmekti. Neden girişte şoförleri  doğru dürüst yönlendirmiyor bu haram yeyici?

 

“Dr. Rodrig’e gideceğini söyleseydin ya!” diyerek benden önce davrandı ve o beni payladı!

 

“Bu koca binadaki bütün insanları tanıdığını ben nereden bileyim” diye kendimi savunmaya çalıştım. “Sen beni sakın küçük görme, benim Harward’dan Askerlik Tarihi konusunda doktoram bile var. İşimle ilgili her şeyi bilirim” demesin mi?..

 

Kapıda arabalara bilet kesen bu adamın PhD sahibi oluşu beni şaşırtmadı diyemem.

Bu arada otoparka habire araba giriyor ve adam her şoförün yanına gidip “5 Şekel lütfen” diyerek bilet kesip para alıyor.

 

Meraklanmıştım. “Peki üniversitede hocalık yapacağına burada işin ne?” diye sordum. “Talebelere sabrım yok !.. Ama uzun hikâye, otur yanıma” dedi. “Fakat, bedava dinlemek yok, bana yardım edeceksin!”.

 

Hem belki Bülten’e yazacak konu çıkar diye, hem de tesadüfen vaktim olduğu için teklifini hemen kabul ettim.

Kelimesi kelimesine bana aşağıdakileri anlatmaya başladı:

 

1973 harbinde kuzeyde savaşıyordum. Savaşın bitiminden sonra terhis oldum. Üzüntülü ve kasvetliydim. Valizimi alıp New York’a gittim.

 

Üniversiteye yazıldım. BA, sonra MA. Ama, üniversite masrafı dehşet. Para kazanabilmek için yaz tatillerinde lejyoner askerlik yapıyordum. O yazlardan birinde, benim gibi komando olarak askerlik yapmış bir grup İsrail’liyle birlikte, Alaska’daki petrol borularını koruyorduk. Orada tanıdığım, harun gibi zengin olduğu anlaşılan bir Amerikalı ile yakınlaştım. Ahbap olduk. Lâf arasında bana, oğlunun gazetecilik yaparken Arjantin’de kaybolduğunu anlattı (orada1975 yıllarında başlayan askeri cunta zamanında oluyor bu). Askeri tecrübemi duyunca, bana oğlunu ölü veya diri olarak bulup getirmemi önerdi. “Sorun değil, biz burada 15 kişilik bir komando gurubuyuz, senin için 7,5 milyon Dolar karşılığında bunu yaparız” dedim.

 

Kabul etti. Ver elini Arjantin.

İp ucu aramak için, oğlanın kaybolmadan önce en son görülmüş olduğu sokağa gittik.

 

“5 şekel lütfen”. Ben hikâyeyi dinlerken otopark trafiği devam ediyor. Bana hikâyeyi anlatan güdüğe söz verdiğim üzere, ben onun yerine arabalara yaklaşıp bilet kesiyorum, parayı getirip ona veriyorum. Sonra hikâyesinin devamını dinliyorum.

 

Adam devam ediyor:

 

Oğlanın kaybolduğu sokaktaki karakol polislerinin mesai çıkışında kafayı çektikleri barı hedef aldık. Polislerden, zil zurna sarhoş olmağa meyilli bir tanesi ile arkadaşlık kurup güvenini kazandık. Aradığımız kişinin nerede olduğu bilgisine karşı tam 30 bin Dolar teklif ettik adama. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Ertesi gün, aldığı para karşılığında, aradığımız oğlanın hangi hapishanede tutsak olduğu bilgisini getirdi.

 

Bu arada ben otoparka girmek isteyen şoföre gidip “5 Şekel lütfen” diyorum.

 

Hemen bahsi geçen hapishanenin bulunduğu şehre gittik. Yavaş yavaş, hapishane müdürü hakkında bilgi toplamaya başladık. En sonunda hayati bir bilgi yakalamıştık:

 

Müdür her öğlen, hapishanedeki bürosunda sekreterini düzüyor !!.

 

Müdürün evinin adresini öğrendik. O evde yok iken kapısını çalarak, kapıyı açan karısına bir bahane ile kendimizi takdim ettik. Laf arasında, kocasının kendini aldattığını sızdırdık kadına. Önce kesinlikle inanmadı. Fakat verdiğimiz emin bilgiler yanlışlığa yer vermiyordu. İkna olunca kızgınlıktan kıpkırmızı oldu !!. Kocasından intikam almak istediğini söyledi. Bize yardım ederek ondan intikam alabileceğini anlayınca, kabul etti. Bizi hapishaneye sokması gerekiyordu.

 

Böyle yerlerde müdürün karısı en az müdür kadar forslu oluyor. Hapishaneye sorunsuzca girdik. Tam öğle vakti idi.

 

Ben arabalara gidip para toplamaya devam ediyorum. “5 Şekel lütfen”.

 

Hapishane müdürü kapısını kapatmış, tam sekreteri ile “ek mesai” yaparken, yıldırım gibi odasına daldık. Karısı ile bizleri karşısında gören adam bembeyaz kesildi !!. Nerede ise küçük dilini yutacaktı!. Adamı yakalayıp, onun gibi anadan doğma durumdaki sekreterine bağladık.

 

Karısı çantasından kocaman bir orman satırı çıkardı. Başına ne geleceğini anlamaya başlayan müdür yalvarmaya başladı. Karısı, bizden daha önce aldığı talimata göre;

 

“Bu işden pipini kurtarmanın tek yolu var” dedi. Adam, “aman sevgili karıcığım ben ettim sen etme, benden ne dilersen senin için yapmaya hazırım” deyince, aradığımız esiri getirtmesini ve sonra hep beraber bizi sağ salim dışarı çıkartmasını istedik. Sonsuza dek gibi gelen dakikalardan sonra esir getirtildi.

Evet, bizi vazifelendiren Amerikalının oğlu idi bu gelen. Bir deri bir kemik kalmıştı, bir karış sakallıydı, ama tanıdık onu.

 

Ben bu arada, girişte bekleyen arabaya koşuyorum: “5 Şekel lütfen”.

 

Adam hikâyesine devam ediyor: Hep beraber bizi getiren büyük minibüse girdik. Müdürü bizimle aldık ve adama “eğer çıkışta nöbetçiler bizi durdurmağa çalışırsa hayatına buracıkta veda edersin” dedik. Sorun çıkmadı. Dışarıda, bizimle önceden gelmiş ve bizi bekleyen iki helikopter vasıtasıyla havalanıp izimizi kaybettirdik.

 

Birden gözlerimi açtım. Etrafı karanlık basmış, dünyamı şaşırmışım. Yavaş yavaş kendime gelip durumu anlamaya başladım: Otoparkdayım. Kapıcının hikâyesini dinlerken kenarda sızmışım. O namussuz güdük, mesaisini bitirince beni uyandırmaya luzum bile görmeden çekip gitmiş.

 

Uyku sersemi güçlükle arabamı buldum.

Eve dönerken, kendimi ateşten yeni indirilmiş kızgın bir patates gibi hissettim!.. Ertesi gün otoparktaki güdüğü “ziyaret” edip beni yarım gün bedava çalıştırmasının hesabını çok acı olarak soracağıma dair kendi kendime yemin ettim!!.

 

Nitekim, ertesi gün, planladığım şekilde otoparka gittiğimde, girişte bizim güdük yerine bir başkasını buldum. Sorum üzerine anlattı:

 

“Dün burada bir çift dolandırıcı faaliyet göstermiş. Bir tanesi sabah erkenden gelmiş, o gün mesaiye başlayacak otopark memurunu bir bahane anlatarak evine geriye yollamış, daha sonra ona katılan ortağıyla birlikte bütün gün her giren arabadan 5 Şekel kesmişler!.. Kısa boylu olanı yakalandı bile. Fakat hiç suçu olmadığını iddia ediyor. Bütün gün kenarda oturduğunu ve sadece arabalardan para toplayan, hiç tanımadığı, diğerinin hikâyelerini dinlediğini söylemiş. Tanık şoförler doğruluyorlar söylediklerini. Öbür dolandırıcı yakalandığında durum tam olarak anlaşılır

mutlaka!!!.


Moşe MİTRANİ     


IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


          

ree

Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page