UYKUMU SEVİYORUM
top of page

UYKUMU SEVİYORUM







Ne havalı bir kelimedir jet lag...Jet lag oldum dedin mi bir başka diyara gittiğin belli olur. Başka bir kıtaya, saatlerin senin saatlerin ile uzlaşmadığı bir ülkeye gittin demek. Sersem olursun, uykulu olursun, ne yemeğin yemektir ne uykun uyku tadın kaçar birkaç gün, ne gam gezdin gördün yedin içtin onları anlat. Bir iki günlük jet lag e değer doğrusu..





Ne havalı bir kelimedir jet lag...Jet lag oldum dedin mi bir başka diyara gittiğin belli olur. Başka bir kıtaya, saatlerin senin saatlerin ile uzlaşmadığı bir ülkeye gittin demek. Sersem olursun, uykulu olursun, ne yemeğin yemektir ne uykun uyku tadın kaçar birkaç gün, ne gam gezdin gördün yedin içtin onları anlat. Bir iki günlük jet lag e değer doğrusu...



Günümüzde kendi rızamız ile hiçbir yere gitmeden, evimizde otururken jet lag oluverdik. Yaşlısının gencinin, kadının, erkeğin saat ayarı kaçtı. Sabahlara kadar seyredilen filimler, sosyal medyada yapılan sohbetler ve sabahleyin bir türlü uyanamamamız söz konusu. Yeni doğan bebek misali geceyi gündüzü karıştırıyoruz. Sonu gelmeyen what s up mesajına bakıyorum. Saat sabahın üçü, yanlışlıkla atılmıştır diye düşünürken, bir de bakıyorum cevap gelmiş. Ben de geri kalır mıyım katılıyorum sohbete. Yattım da uyandım mı,yoksa daha hiç yatmadım mı belli değil.



Halbuki vücudun bir ritmi ve o ritme uyan bir davranış biçimi söz konusudur. Bu ritim 1 veya 2 saat şaşar ama uzun süreli uyku problemi beraberinde dikkat dağınıklığını da getirir. Eskilerde çocuklar belli bir saatte yatar uyur, anne ve babalar bu zaman diliminde aralarında günün problemlerini konuşur ve onlar da yatardı. Uykusuzluk her zaman geçerli bir problemdi ama günümüzde uyku tam bir kaos.



Az uyku ile yetinmeye çalışmak bir alışkanlık haline geliyor. İşlerimiz yoğun ise feragat ettiklerimizin başında uyku geliyor. Halbuki yeterli uyumamak, yeterli beslenmemek kadar tehlikeli. Uyumak doğal dinlenme şekli. Tüm canlılar farklı şekillede olsa da uyuyor. Ve uykusunu alamayan canlı asabi oluyor.



Endişe ve stres uykusuzluğun başlıca nesenleri. Yatağa yattınız aniden “kapıyı kilitledim mi” diye sorarsınız kendinize hemen arkası gelir.”Son gelen maile cevap attım mı? Yarınki konuşmamı bir kez daha mı tekrarlasam? Bu haftaki işlerim için zamanım yetecek mi? Ay sonuna kadar gerekli param var mı?” Ve kısır döndü başlar.



Aslında uyku tüm bu sorulardan uzaklaşıp beynin yenilenmesine olanak veriyor. Uyku düzeni yeni doğmuş bebek için 16 saat olarak belirlenmiş iken 65 yaş üstündekiler için bu sayı 5-6 saat arasında değişiyor. Kadın erkek arasındaki farklılıklara gelince değişiklikler gösterse de zaman içinde eşitleniyor. Günümüzde bebek büyüten annelerin daha çok uykusuz kaldıkları savı pek de geçerli değil. Babalar da bebek bakımına anneler kadar katılarak uyku tarafında fedakarlık yapabiliyorlar.



Uyku adına erkenci kuşlar ve akşamcılar arasında belirli tartışmalar yaşanır. Her iki taraf bir diğerini anlayamaz. Yapılan araştırmalara göre erkenci kuşların da akşamcıların da genetik faktörlerden etkilendiği düşünülüyor. Genetik her türlü karakter özelliklerinde olduğu gibi uykuda da kendini gösteriyor.



Bir bardak ılık süt mü daha etkili, yoksa papatya çayı mı diye düşünürken bence en etkili olan vicdanınızın rahat olması. Başınızı yastığa koyduğunuz zaman gün içinde yaptıklarınızın muhasebesini yapmak ve davranışlarınızı gözden geçirmek, hatalarınızı görmek ve onarmaya çalışmak için zamandan yardım almak, uykuya dalmanıza yardım edecektir. Bu konuda dikkat uykusuzluğunuzun bir nedeni de vicdanınızın sesi olabilir.


Tatlı rüyalar....









Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page