top of page

Türkiye’de Caz ve Leon Avigdor



Her kişinin kendine özgü bir çalışma yöntemi vardır. Kimi tek konu üzerine odaklanır, kimi üç-dört değişik konuyu paralel yürütür. Kimi konsantre olmak için sessizlik arar, kimi de tam aksine sesli bir ortam. Beni yakinen tanıyanlar bilir, çalışma masamda en az üç ayrı dosya açık olduğu gibi, müzik desibeli -özellikle geç saatlerde komşulara beni hatırlatacak kadar- yüksektir. Bu huyum, gündüzleri bir işte çalışırken sınavlara hazırlanmak için arkadaşlardan aldığım ders notlarını geceleri bellememin gerektiği üniversite yıllarına dayanır. Merak edip de ‘ne tür müzik’ diye sorarsanız cevabım yine sıra dışı ama gerçek olacaktır: Swing, blues, soul ve benzeri tınılarıyla Caz Müziği ve değişik makamlarıyla Türk Sanat Müziği … yani iki farklı âlem benim için eş değerdedir. O denli ki, çoğu zaman öğrendiklerimi o anda işittiğim müzik melodisiyle eşleştirip beller, soru sorulduğunda önce öğrenirken dinlemekte olduğum parçayı anımsar, cevabını öyle çıkartırdım. 70 yıllık bir mazisi ve süreci olan bir alışkanlık işte … Neyse, konumuz bu değil.



Dört yıl önce Türk Yahudi Tarihi ve Kültürü araştırmalarıma paralel olarak Caz müziğinin tarihini irdelerken okuduğum hemen hemen tüm kitap ve makalelerde bu tarz müziğin yurdumuzda tanınması özetle aşağıdaki şekilde anlatılır:


Yıl 1920. Leon Avigdor adında İstanbullu bir ‘Ermeni’ genç, klasik müzik eğitimi almış, keman çalmayı öğrenmiş ve üç arkadaşıyla birlikte bir yaylı sazlar kuarteti kurmuştur. Leon bir Paris ziyaretinde uğradığı bir gece kulübünde ilk kez dinlediği caz müziğiyle büyülenir. O kadar ki, kemanda kariyer yapmayı düşünürken yaylı sazı unutup derhal bir alto saksafon satın alarak onu çalmayı öğrenmeye başlar. İstanbul’a döndüğünde, Rus devriminden kaçıp İstanbul’a sığınmış Kolya Yakovlef adlı bir piyanist, ayrıca bir davulcu ve bir bançocu ile anlaşarak Ronald’s isimli bir kuartet kurar. İstanbul’da ilk caz grubu olarak tarihe geçen bu kuartet ve müziği o yıllarda çok tutulur. Ronald’s ayrıca Union Française derneğinde, Amerikan Sefareti partilerinde ve birçok özel davette de çalar. İleriki yıllarda İstanbul’da yaşayan İngilizler Rowdies adlı bir topluluk kurup Leon’u da aralarına alırlar. Ancak 1933 yılında bir gece, gündüzleri çalıştığı elektrik şirketinin müdürü Leon’u orkestrada çalarken görüp bu durumun mesleğiyle bağdaşmadığını ikaz edince Leon sahneye veda etmek zorunda kalır.


Takdir edersiniz ki benimle aynı soyadını taşıyan bu kişinin öyküsünün beni heyecanlandırması normaldi, fakat söz konusu kişinin belirtilen kökeni sıra dışıydı. Leon adının Ermeni toplumunda yaygın olan Levon’la karıştırılması anlaşılabilirdi de Avigdor soyadına ne demeli… Avigdor sözcüğünün kökeni İbranice Avi Gedor [Gedor’un babası] olduğu gibi Talmud’a göre Musa Peygambere atfedilen sıfatlardan biridir ve ‘Çitlerin Efendisi’ anlamındadır. Yahudi ailelerde en az 14. yüzyıldan beri ad veya soyadı olarak rastlanan bu ismin Yahudi olmayan biri tarafından taşınması olağan değildi, ama bunu kanıtlamam gerekirdi.


Araştırmalarım beni Türkiye Rock Tarihi -1- Saykodelik Yıllar (Esen Kitap, 2013) kitabının yazarı Sayın Güven Erkin Erkan’a götürdü. Bir sahafta bulup satın aldığı bir anı defterinde müzisyenimizin adı Yuda olarak geçiyordu ve de bir fotoğrafı vardı. Bilindiği gibi Yehuda veya kısa okunuşuyla Yuda, Yakub Peygamberin oğullarından birinin adıdır. Kral Süleyman’ın ölümünü takiben ülke ikiye bölündüğünde mevcut 12 kabileden Yuda ve Binyamin birleşerek arması ‘aslan’ (Leon) olan Yehuda Krallığını kurmuşlardır. ‘Yehuda Aslanı’ anlamında ‘Leon Yuda’ yüzyıllardır bir Yahudi öz isim tamlaması olarak birlikte kullanılmaktadır.


Bir sonraki aşama Neve Şalom Vakfı nezdindeki Ulus Mezarlığı kayıtları oldu. Yasef oğlu Leon Avigdor 2 Aralık 1973 yani 7 Kislev 5734 [bu yıl 23 Kasım’a, yani bu hafta sonuna isabet ediyor] tarihinde vefat etmişti. Durum artık tereddüde yer bırakmayacak kadar açıktı : Leon Avigdor bir Türk Yahudisi idi .



Bulgularımı paylaştığım, Türk Cazı tarihinin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” sahibi, değerli sunucu, prodüktör ve araştırmacı Sayın Hülya Güngör Tunçağ da heyecanlandı ve o günlerde yurt dışında yayına girecek bir etüdünde derhal düzeltme yapıp gerçeği bilimsel olarak rayına oturttu. Ben de ‘Türkiyede Caz’ başlıklı kapsamlı bir yazımda [Şalom DERGİ, Şubat 2018 ve www.academia.edu sitesindeki bölümüm] konuyu ayrıntılarıyla sundum.


Leon Avigdor ile ailevi ilintimi henüz saptayabilmiş değilsem de hiç olmazsa çok sevdiğim caz’a bir mini katkım oldu.

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page