top of page

Siber güvenliğin patroniçesi “Chani”


11 ay oldu neredeyse onunla tanışalı... Bu süreç içinde beklentilerimiz azaldı, değer yargılarımız değişime uğradı, hedeflerimiz sağlığımızı korumakla sınırlandı, ileriye yönelik plan yapmaktan hepten vazgeçtik, ufak şeylerden sevinir olduk… Yani daha günü gününe yaşıyoruz, hızımızı kestik… Tahmin ettiğiniz gibi Corona’dan bahsediyorum…


Mutlu olmamız için sağlıklı kalmak, yakınlarımız ve dostlarımızın sağlıklı olduklarını bilmek yeterli… Yani az ile yetinmeyi öğrendik. “Üçüncü kapanma dönemi”ni yaşadığımız şu günlerde, güzel havadan istifade edip yürüyerek sahile inmek veya civardaki parklarda dostlarla bir araya gelmek bu zamanların en anlamlı saatlerine dönüştü.


Yaşantımız öylesine yalınlaştı ki hayatımızı renklendiren, ruhumuzu besleyen, bilgilerimize bilgi katan, ufkumuzu genişleten neredeyse hiçbir şey yok… Kitap okumak dışında… Demem o ki; bir konsere gitmeye, bir sergi gezmeye, ülkenin tanımadığımız köşelerini keşfetmeye, bir tiyatro salonunda bir oyun izlemeye, herhangi bir sanatsal yeniliği takip etmeye ne kadar da hasretiz… Bunların hiçbirini yapamamak kocaman bir boşluk oluşturuyor… Verimsiz bir dönemi yaşıyor olma duygusu ağır basıyor… Yazımın şu satırına dek - belki de birçoğumuzun hislerini dile getirdiğim- bir nebze karamsar bir paylaşım oldu .


O halde bir de bardağın dolu tarafına bakmaya ne dersiniz? Bu hafta sonu başbakanımızın umut vadeden açıklaması yüreğimize azıcık su serpti. Aşılanmanın tamamlanmasıyla önümüzdeki Pesah’ta ailemiz ve sevdiklerimizle aynı sofra etrafında bir araya gelebilecekmişiz. Geçmiş bayramları yapayalnız yaşama hüznünü deneyimleyen bizler, normal yaşama dönebileceğimiz günlerin yaklaşmakta olduğunu umut eder olduk.


Ne mutlu ki İsrael, Corona’ya karşı aşılama kampanyasını organizasyon açısından dünyada en başarılı sürdüren ülke konumunda. Bu bakımdan çok şanslı sayılırız. İkinci aşılarımızı olduktan sonra daha güvende hissedebileceğiz. Hiçbir AB ülkesi veya ABD, aşılama hızı ve organizasyonu açısından böylesi bir ivedilikle harekete geçemedi henüz.


ABD’den söz açmışken Başkan Donald Trump’ın Washington'daki mitingi sonrasında destekçilerinin barikatları aşarak Kongre binasını basmaları ve böylesi bir taşkınlığın demokrasinin beşiği sayılan ABD’de gerçekleşmiş olması tüm dünyada şaşkınlık yarattı. 20 Ocak’taki yemin töreninin ardından başkanlığı devralacak Joe Biden’ın ABD’de sağduyuyu sağlayacağını umuyoruz.


ABD ile ilgili bu üzücü gündemi takip ederken ilginç bir haber başlığı dikkatimi çekti. Joe Biden, siber güvenliği Ortodoks bir Yahudi’ye verdi.” İlginç ve de şaşırtıcı değil mi? Gerçekten de müstakbel başkan Joe Biden, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde siber güvenlik sorumluluğuna Anne Neuberger’i göreve getirdi. Güvenliğe seçilen kişi hem Yahudi, hem dindar, hem de kadın…



Aslında Anne Neuberger, General Paul M. Nakasone yönetimindeki Ulusal Güvenlik Ajansı'nda Siber Güvenlik Direktörü olarak görev yapan bir siber güvenlik yetkilisidir. Bu görevdeki başarılı pozisyonu ile Ortodoks Yahudi kadınlarına rol model oluşturan Anne Neuberger’in, dindar kesime ait olması işini layıkıyla yapmasına bir engel oluşturmuyor.


Anne Neuberger; “Eğer dini geleneklerini sürdürürken işinde tam bir profesyonel oluyorsan kimsenin buna bir itirazı olamaz. Bütün çalışma arkadaşlarım Cuma akşamları onlarla içki içmeye gitmeyeceğimi, Şabat’ı gözettiğimi bilirler. Hatta Cuma günleri işten erken çıkmam için beni teşvik ederler” demekte.


45 yaşındaki Anne Neuberger’in babası George Karfunkel ABD’nin en zengin 100 kişisi arasında yer alıyor. Karfunkel ailesinin geçmişi de oldukça ilginç. Kaçma ve kaçırılma heyecanını yaşamış bir aile… Büyükanne büyükbaba Clara ve Louis Karfunkel Holokost Kurtulanları. Nazi işgali altındaki Avrupa’dan kıl payı kaçmışlar. Yıllar sonra, 1976’da Filistinli teröristler tarafından Entebbe’ye kaçırılan Air France uçağındaki yolcular arasında Anne’ın anne ve babası George ve Renee Karfunkel de bulunmaktaymış. Karfunkel’ler İsraelli olmadıkları halde, sırf Yahudi oldukları gerekçesi ile bütün bir hafta boyunca İsraelli yolcular arasında alıkonulmuşlar. Ta ki… Entebbe havaalanına baskın yapan İsraelli komandolar tarafından kurtarılana dek…


Mesleki yaşamının yanı sıra Anne Neuberger, Ortodoks toplumlarda boşanmış çocuklu annelere yardım amacıyla kurduğu “Sister to Sister” adlı bir yardım organizasyonunu yönetiyor. Bununla da yetinmiyor Joint Distribution Committee’ye (JDC) bağlı yeni ve eski nesiller arasında iletişimin sağlanması yönünde faaliyet gösteren “Bridging Voice” kuruluşunun başkanlığını sürdürüyor.


Aile yakınları Anne’a İbranice ismiyle, “Chani” olarak hitap ediyorlar. Bundan böyle, Joe Biden’ın başkanlığı döneminde Beyaz Saray’ın siber güvenliği Anne Neuberger’den sorulacak… Bize de ona başarılar dilemek kalıyor.


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page