Savaşı biz istemedik !
top of page

Savaşı biz istemedik !




Hiç istemezdim iki hafta üstüste Hamasla ilgili yazı yazmayı ama geçtiğimiz Cumartesi günü Simhat Tora Bayramı gününde uğradığımız saldırıyı kimse bana önceden bildirmedi! Yoksa Hamasla ilgili “Tu lo kulpas Raşel”i yazmazdım. (Yazımın son paragrafımda yazdıklarım yaşadıklarımızın habercisi oldu sanki)



İsrael’in 11 Eylül’ü veya Pearl Harbour’u diye anılan saldırının nedenlerine, inanılmaz ihmallere ve askeri bakımdan şimdi ne yapmamız gerektiğine değinecek değilim. Bu konular görsel ve yazılı medyada benden bin kat daha uzman kişilerce tartışılıyor zaten. Haddim değil. Amacım sadece sıradan bir İsrael vatandaşı olarak bu savaş günlerinde kimlerden neler beklediğimi ve savaşın getirileri olarak, (çünkü saldırının ve savaşın götürdükleri ve götürecekleri maalesef çok çok ağır olacak) neleri görmek istediğimi siz okuyucularımla paylaşmak.


Yaşadığımız – ve yaşayacağımız- şu savaş günlerinde kimden neler mi bekliyorum?


Yöneticilerimizden: Tüm politik hesapları bir yana bırakıp savaş süresince tek bir vücut olarak iş birliği yapmak. Böylece verilecek kararları en geniş konsensusla almak. Milleti en geniş yelpazede temsil etmek.

Daha az konuşup, daha çok YAPMAK (tabanınıza mesaj vermeyi bırakıp savaşa odaklanmak)

Sosyal medya kullanıcılarından: Biraz daha az whatsapp, instagram, tiktok, vs paylaşmak. Moral bozucu, insanlıktan uzak yürek paralayıcı görüntüleri yaymamak, paylaşmamak; bunun için yaratıldı “delete” tuşu. Basın!


Görsel ve yazılı medyadan: Şu rating kaygısını ve yarışmasını hiç olmazsa savaş süresince askıya almak, hepimizi, kalbi olan her insanı derinden sarsan, annelerin, babaların, yakınların son derece haklı ve insani çığlıklarını TV’ da “prime time”da göstermeye…. son vermek değil de, “ara vermek”!. Savaştan sonra istediğinizi gösterin. O zaman isteyen seyreder, istemeyen kanal değiştirir. Ancak savaş zamanı bunları göstererek Hamas’ın ekmeğine yağ sürmek akıllı bir milletin en son yapacağı şey olsa gerek. Hamasın bizi en fazla zorladığı savaş psikolojik savaştır. Bunu onlara hediye edemeyiz. (Bunları yazdığım için beni “insani” olmamakla suçlayanlarınız olabilir. TV’ daki son derece haklı feryatlara duyarsız değilim ama bunun şu anda kimseye yararı yok, ülkeye ve karar vericilere büyük zararı var).

Üç gündür inanılmaz kahramanlık örnekleri yaşanıyor. Bunları vurgulayın.


Yine yöneticilerimizden beklentilerim:

Bu işin uzmanı kişileri görevlendirerek dünya kamuoyunu bilgilendirmek. Gerçi İsrael ve/veya Yahudi kelimelerinden nefret eden kitleleri etkileyemezsiniz ama dünyada sağduyu sahibi yeterince milyarlar var. Yarın öbür gün insana sıfır değer veren, kendi halkını çocuklar dahil gözünü kırpmadan hedef tahtası olarak kullanan Hamas teröristleri İsrael’in bombalamalarından sonra insanı ağlatacak pek çok resim ve klipleri servis edecekler. Şimdiden hazırlıklı olmamız lazım. Savaşı biz başlatmadık. Başka bir ülkeye saldırıp rehineleri biz almadık. Binlerce sivili biz öldürüp yaralamadık. Bebek ve ihtiyarları evlerinden kaçırıp biz rehin almadık! Ama bunu dünyaya şimdiden anlatmak gerek!


Sol görüşlü olup insani değerlerini (yafey nefeş), herşeyin üstünde tutan yurttaşlarımızdan:

Savaş süresince profillerini indirip, etkinlik ve aktivizmlerini savaştan sonraya ertelemelerini…


Savaşı kazandıktan sonra kimden neler bekliyeceğim?

Yöneticilerimizden:

Savaşla ilgili ihmaller ve aksaklıklar dizisinin dikkatlice incelenmesini, intikam veya “kelleleri gitsin” yaklaşımıyla değil de, yarın öbür gün aynı hatalara düşülmesini önlemek amacıyla gereken kararların alınmasını ve uygulanmasını

Milleti ikiye bölerek yönetmek sevdasından vazgeçilmesini, tersine ortak asgari paydaya öncelik verilmesini


Medyadan:

Rating uğruna herşeyin mübah olduğu anlayışına son vermesini, (ben de biliyorum olmayacak duaya âmin dediğimi ama ne yapayım, yazmadan edemedim!)

Fikir tartışmalarının bağırmadan, söz kesmeden de yapılabileceğini bize hatırlatmasını


Ve en önemlisi milletimden, kendimizden neler beklediğim:

Kendimize olan aşırı güven dozajını biraz indirmemizi, (start-up’lar için olumlu bir nitelik olabilir ama yaşamın başka birçok yönünde olumsuz ve zararlı)

Büyük bir kısmımızın vatansever ve kahraman olduklarına şüphem yok. Ancak bu düşmanlarımızı hafife almak anlamına gelmemeli. Onlar da ilerliyor, kendimizi bu kadar üstün görmekten vazgeçelim.


Bu ülkenin nasıl kişisel özverilerle kurulduğunu hatırlayıp, (ve okullarda yeterince hatırlatılmıyorsa bunun düzeltilmesinde yarar var), komşularımızın da Hollanda ve Finlandiya olmadıklarını anımsayıp, yaşantımızı ona göre yeniden düzenlememizi;(biraz daha mütevazi bir yaşam, biraz daha vericilik, (gerçi savaş zamanında öyleyiz de barış zamanında da olsak), biraz daha az bireycilik ve hedonizm, biraz daha fazla topluma dönüklük

(Yazımın burasında, Pazartesi 12:04, sirenlerle sığınağa girdik. 5 dakika sonra çıktık, yazıya devam)


Ötekini biraz daha fazla kabullenme, dindar olmasan da bu ülkenin dokusunda Yahudilik değerlerinin her zaman olacağını benimseme

Öte yandan dinin vecibelerini yerine getirmenin yurttaş olarak gereken görevlerini yapmayabilirsin anlamına gelmediğini anlamayı ve kabullenmeyi

Oy verenin, görüşü ne olursa olsun, (sol, sağ, seküler, dindar) milleti ortak asgari paydalar üzerinden birleştirmeye öncelik veren liderleri tercih etmesini

Bu ülkenin start -up ülkesi olduğunu kabullenmekle beraber yaşayabilmesi için kuvvetli bir orduya sahip olması gerektiği gerçeğini tüm gençlerimizin ve anne babalarının da hazmetmesi ve ona göre davranmaları,

...............

Dilerim savaşı kazandıktan sonra yukardaki dileklerimin/beklentilerimin bir kısmı gerçekleşir.

Bu ülke kolay kurulmadı. Bizler de buradan gidecek değiliz. Ne Hamas ne de başka düşmanlar yüzünden. Ayrıca dünyanın her tarafına yayılmış Yahudi Diasporasının maddi ve manevi desteğine ihtiyacımız olduğu gibi onların da bize gereksinimi var.

Önce savaşı kazanalım ama sonra da kendimize biraz çeki düzen vermemiz gerekecek. Olacak, ikisi de olacak!





Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page