top of page

Pnina Hefer,



 


Bu hafta sayfamızın konuğu 2024 yılı Holocaust’u anma gününde Yad Vashem müzesinde katledilen 6 Milyon Yahudi anısına mum yakma görevini üstlenen kişilerden biri. Eğitim sevdalısı, İsrael aşığı bir inci: Pnina Hafer

 

Romanya'nın Nuşfalǎu köyünde doğdu. Dindar ve kocaman bir ailesi vardı. Tam yirmi erkek ve kız kardeş, baba Anshel Asher Weiss cemaatin hahamıydı ve aile sinagogun yanında yaşıyordu. Çok mutlu ve neşeli bir aileydi. Aile evde İbranice konuşuyordu. Pnina'nın ebeveynleri onu Tora çalışmalarına ek olarak yabancı dil öğrenmeye ve genel bilgi edinmeye teşvik etti.

 

Mart 1944'te Almanlar Macaristan'a girdiğinde Yahudiler tacize ve kısıtlayıcı kararlara maruz kaldı. Yerel halk içlerindeki nefreti iktidardan aldığı güçle medyanın da desteğiyle Macar Yahudilerine kusuyordu. Aşağılama eylemleri günlük rutinler olmuştu. Ancak yine de zaman zaman Pnina’nın komşularından bazıları ailelerine erzak yardımı yapıyordu.

 

Mayıs 1944'te Weiss ailesi de dahil olmak üzere köydeki Yahudiler toplandı ve Szilágysomlyó gettosuna gönderildi. Açık bir alana götürüldüler ve orada kıyafetlerinden çadır yapmaya zorlandılar. Sakallar ve tsit tsitler zorla tıraş edildi ve erkeklere tefilinlerinin kayışlarından sandalet yapmaları emredildi.

 

Yaklaşık üç hafta sonra Pnina ve ailesi Auschwitz'e gönderildi. Hayvan nakliye vagonlarından oluşan trende babası çocuklara, eğer ayrılırlarsa Eretz İsrail'e ulaşmak için her türlü çabayı göstermeleri gerektiğini söyledi. Vagonundan çıktıktan sonra Pnina, seçimde ayrılmadan önce annesinin bitkin ifadesini gördü. Weiss ailesinin çoğu gaz odalarında öldürüldü. Pnina ve kız kardeşi Bluma'yla bir başlarına kaldı.

 

Pnina ve Bluma beş buçuk ay boyunca Auschwitz'de hayatta kalmayı başardılar.

 

1944'ün sonlarında Pnina ve Bluma, Salzwedel'deki bir mühimmat fabrikasında zorunlu çalışmaya gönderildiler ve 14 Nisan 1945'te ABD askerleri tarafından serbest bırakıldılar.

 

Kız kardeşler Kasım 1946'da Yugoslavya'ya gittiler ve Ma'apilim (yasadışı göçmenler) gemisi Knesset Israel'e bindiler. İngilizler tekneyi ele geçirdi ve kardeşler İngiliz askerleri ile arbede yaşadı. İki kızın İngilizlerle tartıştığı bir fotoğraf İsrael gazetelerinde yayınlandı ve Pnina ile Bluma, hayatta kalan ve Eretz İsrail'e göç etmiş olan iki erkek kardeşi tarafından tanındı. Bu mucize değil de nedir?

 

Pnina ve Bluma, önce Kıbrıs'a gönderildi ve en sonunda Eylül 1947'de Manda Filistin’deydi. Pnina, öğretmen okulunda okudu ve sonunda çocukluk hayali olan İsrael’de öğretmen olma hayalini gerçekleştirdi. Sonunda Bluma ve hayatta kalan diğer dört kardeşiyle yeniden bir araya geldi.

 

Pnina, evlendi ve İsrael Devleti adına eğitim elçileri olarak eşi ile birlikte Tunus'a gittiler. Daha sonra ikisi de Arjantin'deki bir Yahudi okulunda öğretmenlik yaptı ve İsrael’e döndüklerinde Pnina, okullarda müdürlük yapmaya devam etti.

 

Pnina, hikâyesini geniş bir izleyici kitlesine anlatan aktif bir Holokost kurtulanı.

 

Pnina ve Jacob'un üç kızı, on altı torunu ve kırk beş torun çocuğu var (şimdilik).

 

Bu yazıyı yazdığım savaşın 213. Gününde tüm kaçırılanların derhal evlerine dönmelerini diliyorum.

Aşağıda Pnina Hefer’in konuşmasını banttan izleyebilirsiniz.

 



 

Yelda Abudara PENSO






Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page